Yoksulluğun adı varsa çözümü de olmalı
Türkiye İstatistik Enstitüsü, 2008-2009 dönemine ait illerin aldığı göç, verdiği göç, net göç ve net göç hızı istatistiklerini yayınladı. Bu dönemde 81 il içinde, 18 ilimiz nüfusunun binde onu ile binde otuzu arasında göç verdi. 37 ilimiz nüfusunun binde biri ile binde onu arasında göç verdi. Yani 81 il içinde 55 il göç verdi. 26 il ise göç aldı.
Nüfusuna oranla en fazla göç veren illerin başında Ardahan ve Mardin geliyor. Başbakanın kulağı çınlasın. Ardahan’da 27 tesisi hizmete açtım diyor... Ardahan’da toplam 27 tesis yoktur.
Ardahan’da İl Başkanı Yalçın Taştan, Başbakanın açtığı 27 tesisi “2 yıldır faaliyette olan hükümet binasını açtı. Emniyet Müdürlüğü binası yapılmıştı. Çürük çıkınca yanına ek bina yapıldı, onu açtı. Hâlâ bir sürü eksiği olan ve daha aylarca hasta kabul edemeyecek hastaneyi açtı. Alabalık deresine bir istinat duvarı yapılmıştı. O duvar biraz daha uzatıldı. Uzatılan kısmı açtı. Buralar Ardahan’da 27 işsizi bile iş sahibi yapmaz.” diye sıralıyor.
Bölgeler içinde en fazla göç veren bölge Güney Doğu Anadolu bölgesidir. Örneğin yukarıdaki tabloya girmeyen Diyarbakır’da net göç hızı yüzde 7.58 ve fakat göç edenlerin sayısı 11.534’tür.
Güney Doğu’da göçün daha fazla olması terörden kaynaklanıyor.
Göç alan iller içinde İstanbul 39.481, Ankara 37.079, İzmir 26.873, Antalya 17.064, Kocaeli 12.033, Trabzon 10.394 kişi ile başta gelen iller oldu.
İlginç olan, göç alan illerin nüfusuna oranla göç alan illerin başında binde 46.09 oranıyla Çankırı geliyor. Çankırı’ya gelenlerin sayısı 8.335 oldu.
Bu illerin beşeri imkanları ve zenginliklerini harekete geçirmek gerekir.
Bugüne kadar başta istihdam yükünün düşürülmesi, ucuz yatırım kredisi gibi verilen teşvikler bu illerde yeni yatırım yapılmasını sağlamadı. Demek ki çözüm, yeni bir yaklaşım gerektiriyor.
Bu illerin hepsinde, başka illere göre daha avantajlı yatırım konuları var. Bu illerde elverişli yatırımları doğrudan doğruya devletin yapması ve bunu zaman içinde çalışanlara devretmesi, kalkınmada, yeni istihdam yaratmada etkili olur.
Devletin yaptığı bu yatırımlarda çalışan yöre halkı, ücretlerinin dörtte birini ödeyerek, zaman içinde fabrikanın sahibi olabilirler. Böylece hem kalkınma, hem istihdam sağlanır, hem de sermaye tabana yayılmış olur.
Nerede ne gibi yatırım yapılacağı hakkında birkaç örnek vereyim.
Örneğin Tunceli’de kaynak suyu imkanları var. Güney Doğu ve Orta Doğu’ya hitap eden bir içme suyu tesisi kurulabilir.
Ardahan ve Kars’ta ortak, organik tarım ve hayvancılık organize bölgesi kurulabilir. Organik hayvan ürünleri üretim tesisi yapılabilir.
Mardin’de sanatkâr fazladır. Örme eşya sektöründe ihracat potansiyeli var. Yatırım yapılabilir.
Bayburt’ta, Bayburt taşı işleme tesisleri kurulabilir.
Çorum, nohut ürünleri işleme fabrikası kurulabilir.
Hakkâri’de, deri işleme ve ürünleri tesisleri kurulabilir.
Artvin’de Kafkas arısı üretimi ve organik bal üretim tesisleri yapılabilir.