Yine yüz yüze bakmayacak mıyız?

Hani "aklın yolu bir" derler ya, bugün yazmayı planladığım konu internetten geldi. A. İhsan'ın kaleme aldıkları düşüncelerimi okumuş gibi. Üstünde biraz oynayarak. Sizlerle paylaşmayı uygun gördüm:

"Kıymetli büyüğüm, Allah sağlıklı saadetli hayırlı ömür lütfetsin. Allah kaleminize güç, aklınıza ve zekânıza kıvraklık versin. Seçim öncesi düşündüklerimi sizinle paylaşmak istedim.

- Bu yaşıma kadar böyle seviyesiz, hakaret dolu seçim kampanyası görmedim.

- 1/04/2019 gününden itibaren Anadolu tabiriyle saz kırıldı, söz tükendi olacak. Aynı masada okey oynayanlar, aynı safta namaz kılanlar, aynı iş yerinde çalışanlar, aynı apartmanda oturanlar, birbirlerinin yüzüne bakarken azıcık da olsa utanmayacaklar mı?

- Benim adayım kazanırsa tamam, diğeri kazanırsa Yılmaz Tunca'nın ifadesiyle "Demokrasi, bizim parti kazanırsa iyi, başkası kazanırsa kötü" mü olacak?

- Seçim sonuçlarını göreceğiz inşallah. Bu defa da şunları yazmam şart; Özellikle İYİ Parti aldığı belediye başkanlıklarında dürüst, çalışkan ve başarılı hizmet yapmalı ki hem Türk milleti hem de İYİ Parti kazansın. Yapacakları ihalelerde çok titiz davranmalılar. Zira işi alan yüklenicinin çeşitli bahanelerle olayı bitirmeyip, sabote edebileceğini hesap etmeliler. PİAR denilen hizmeti iyi yapmalılar. İşi ehline vermeliler ki güvenenler mahcup olmasın.

- Siz ne demek istediğimi çok güzel anladınız. Allah'a emanet olun. Selamlar."

Bunlara itirazı olan var mı?

***

Bir dosttan

Gürtay Kıpçak eski çalışma arkadaşım. Ayrıca kardeşim özelliklerine sahip. Yolladığı mesaj benim için sürpriz oldu:

"Eskilerden, kalan kelaynaklardan birinden selamlar.

Keyifle yazılarını her sabah okuyorum. Emekli oldum iki yıl önce. Bildiğin gibi bir Amerikan meşrubat firmasında 26 yıl çalıştıktan sonra. Ve her yazını okurken gözümün önüne Topkapı'daki mabed geliyor. Gazeteciliğin ülkenin en itibarlı bir mesleği olduğu, kimsenin eğilip bükülmeden karakterli olarak onca sıkıntılara rağmen işini kusursuza yakın şekilde icra ettiği yıllar.

Kulüp muhabirlerinin telefonunu kaldırdığında görüşebildiği kulüp başkanları, istihbarat şeflerinin emniyet üst kademesiyle seviyeli ilişkisi olduğu seneler. Köşe yazarlarımızın peşinde koşan siyasetçiler. Böylesine itibarlı mesleğin bugün geldiği noktaya bakınca içim acıyor. Değişen, gelişen ama yozlaşan bir dünyada yolunu kaybetmiş bir ülke olduk çıktık. Neyse sadece bir merhaba demek istedim..."

NOT: Toprağı bol olsun, iyi Beşiktaşlı ABD Başkonsolosu Newberry'nin Yankı'ya kapak yaptığın röportaj her zaman aklımda. Harika bir işti. Keşke günümüz politikacıları o sayıyı bulup okuyabilseler...

***

Tek yazar olmak

Okurlarımdan Mesut Ertekin, "Koskoca medyada TRT Müzik'in takip eden tek yazarsınız" diyor. "Sosyal alanlardaki eşsiz ve benzersiz yorumlarınızı kimi kulüpler için göstermiyorsunuz" diye devam ediyor. Ertekin'in bu konudaki iddiasına katılmıyorum. 53 yıllık gazetecilik hayatımda herhangi bir kulübe karşı ön yargılı olmadım, diyorum.

Tevazu örneği

Umur Hazangil'in mesajı şöyle:

"TRT Müzik konusundaki yaptığınız yayın semeresini verdi. O yazıdaki konu edilen Sıra Gecesi programı aynı konseptle devam etmekle birlikte adını değiştirdi; Saza Geldik. Hiç değilse sıra gecesinin namusu sizin sayenizde kurtuldu."

Hazangil tevazu gösteriyor. Yayınladığım satırların tamamı kendisine aitti. Teşekkür ediyorum.

Hocaya saygı

Yrd. Doç. Dr. Ömer Arslan Kalafatçılar da iki arkadaşımızın belirttikleri konuya yakın yani müzikle ilgili şeyler anlatmakta:

"Burhan Bey, Mehsem Özşimşir'i methetmişsiniz. İzmir'de Güzelyalı Kültür ve San'at Derneği adında bir kuruluşumuz vardı. Haftada iki gece toplanır, meşk ederdik. Bir taraftan da Türk Musikisi Nazariyatı hakkında bilgiler edinirdik. Şefimiz Mete Timuçin idi. Onun ilk hedefi çocuklardı. Benim kızım da o zamanlar altı yaşında idi. Rahmetli Mete Bey, parmaklarının klasik kemençeye yatkın olduğunu söyledi. Üç ay sonra kızım konserlerimizin birinde kemençeyle hicaz taksim yapmıştı.

Sözümü Mehsem'e getireceğim o da 8-9 yaşlarında idi solo yapmaya meraklı idi. Merhum onu da mükemmel eğitti. Mehsem zaman içinde TRT'ye girdi. İlk aylarında o zamanki TRT-2'de Mehsem'le ilgili bir röportaj gördüm ve takip ettim. Üzüldüğüm nokta rahmetli hocasından tek kelime etmemesiydi. Şimdilerde ekrana çıktığında kanal değiştiriyorum. Bu vefasızlığı affedemiyorum."

GÜNÜN SÖZÜ

Bir köpekle iki tavşan avlanmaz. Benjamin Franklin

Yazarın Diğer Yazıları