“Yılmaz adam”
“Söz ağızdan çıkmadan senin esirindir, ağızdan çıkınca sen onun esiri olursun” sözleri omurgalı adamlar için geçerli.. Sürüngenler ise sözlerinin esiri olarak hayatlarına hayasızca devam ederler.
Başbakan Erdoğan’ın “hedef gösterdiği” iki gazeteci Yılmaz Özdil ve şehit kızı Yazgülü Aldoğan ile Silivri’deki duruşmalar esnasında karşılaşıp, tanıştım. Özdil, Uğur Dündar ile beraber Odatv’den tutuklu Nedim Şener’i ziyarete gelmişti. Erdoğan’ın “Bir taraf olmayan ber taraf olur” fermanı yayınladığı dönemde “the taraf” olmaktansa “bertaraf” olmayı göze alıp, Türkiye’mizden, haktan, hukuktan yana olmanın onurunu yaşıyorduk Silivri’de... Haksızca cezaevlerine atılan arkadaşlarımızı ziyaret etmeyi görev sayıp, onların asil duruşları ve direnişlerine omuz verdik.
Gazete patronlarına “kovun bunları” emirleri yağarken, omurgalı yazarlara “Yeniçağ’ın sayfaları size açıktır” dedik. Emin Çölaşan ile başlayıp sayıları 100’ü geçen yazarları sindiremediler. Kimisi başka gazetelerde ya da internet sitelerinde yazmaya devam ederek susmadı. Okuyucuları tarafından sevilen yazarlar kovuldukça söz konusu gazeteler tiraj kaybetti.
Doğan Grubu’nun amiral gemisi Hürriyet ayakta ise Yılmaz Özdil gibi yazarların sayesindedir. Yılmaz Özdil bu ülkenin vicdanının sesidir. Adı gibi meslek onurunun savaşçısıdır. O’nu infaz etmeye ne Tayyip Erdoğan’ın ne de Aydın Doğan’ın gücü yeter. Dreyfusların olduğu ülkelerde Zola’lar var oldukça,Yılmaz Özdil ve Yazgülü Aldoğan’ların sayısı artacaktır. Bütün bunların sonucunu tarihin karanlık koridolarına bırakmıyor millet.. Dünün Mütareke İstanbul’unda Damat Ferit’ler, Nemrut Mustafa Divanları ve Kaymakam Kemal hakkında verilen hükümlerde olduğu gibi bugünün örtülü işgale uğramış Türkiye’sinde “kumpas” ın ortaya çıkışı ile paralel yargıç ve savcıların da maskeleri düşmüştür. Dünün Mütareke Matbuatındaki Ali Kemal ile İzmir’de ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin arasındaki farkı unutmayan millet; iktidar yalakaları ile Nihat Genç ve Yılmaz Özdil’lerin kıymetini takdir edecek ferasete sahiptir.
AKP İstanbul Milletvekili Bülent Turan, tıpkı lideri Erdoğan gibi zeka seviyemizle alay edercesine Yılmaz Özdil için suç duyurusunda bulunmuş. Güya Özdil, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” suçlarını işliyormuş. Söz konusu suçtan kimlerin yargılanıp cezalandırıldığı mahkeme kayıtlarında var. Bülent Turan’ın hayal dünyasını bilemem. Ama Yılmaz Özdil ne yaptıysa en az beş katı suç işlediğimi kabul ediyorum. Dolayısıyla AKP milletvekili bu satırların yazarı için suç duyurusunda bulunmaz ise görevi ihmal etmiş sayılır. Yılmaz Özdil ile aynı davada yargılanmazsam bana da yazıklar olsun.
Sadece zeybek oynarken diz çöken adam.. Yılmak yok yazmaya devam..