Yılanın kuyruğuna basmak!
"Barış Pınarı" operasyonu bize bir kalemde bir çok şey öğretmiş olmalıdır.
Herşeyden çok da, Türkiye'ye karşı terör savaşını kimlerin yürüttüğünün, kitle katliamları yapan terör örgütünün onca operasyona karşı niçin bitmediğinin cevabını bir operasyonla öğrenmiş olduk!
Türkiye, kendisi için bir beka sorunu olan terör örgütüyle mücadele ederken üyesi olduğu NATO'nun 5 ve 6'ncı maddesi gereği müttefiklerden destek görmesi gerekirdi.
NATO bu konuda kılını dahi kıpırdatmadığı gibi NATO ülkeleri terör örgütünü destekledi, en son olarak da bilindiği üzere ABD açıktan PKK/PYD'ye on binlerce tır silah ve mühimmat verdi.
ABD bununla da kalmadı. Önce Ankara'ya gelen başkan yardımcılarıyla 120 saat operasyona ara verilmesi karşılığında PYD/PKK'nın çekileceği garantisini Türkiye'ye verdi. Sonra da ABD ile varılan mutabakatın bitmesine saatler kala ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, "Başkan Trump, ihtiyaç halinde Türkiye'ye askeri harekat yapılması için hazırlıklı" açıklamasını yaptı.
ABD, bir asra yakın bir zamandır "müttefik" dediği Türkiye'ye bir savaş açmadığı kalmıştı.
Türkiye'nin girmek için merdivenlerini tırmandığı AB'nin tutumu da, ABD'den geri değil. Barış Pınarı Harekatını bahane eden Fransa Le Figaro gazetesi "Türkiye NATO'dan çıkarılsın" anketleri yaptırdı, Alman Sol Parti Federal Meclis Grup Başkanı Dietmar Bartsch, Türkiye'nin NATO'dan çıkarılması gerektiğini söylüyor.
Türkiye'nin, PYD/PKK terörüne karşı başlattığı harekat nedeniyle Fransız vekiller, Cumhurbaşkanı Macron'dan Türkiye'ye yönelik yaptırım uygulanmasını, Türkiye'nin NATO üyeliğinin askıya alınmasını ve 'Kürt müttefiklerine' -yani PYD/PKK'ya- yardım edilmesi için her türlü çabayı göstermesini istiyor.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Barış Pınarı Harekatı'na 120 saat aradan sonra "Çatışmaların yeniden alevlenmesini istemiyoruz" dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron da, Rusya Devlet Başkanı Putin'i araya koyarak Türkiye'nin Suriye'deki ara verme kararını uzatması gerektiğini söyledi.
Almanya ve Fransa besledikleri, destekledikleri ve teçhiz ettikleri PYD/PKK terör örgütüne "çekil" demiyorlar. Türkiye'ye bizim çocuklara dokunmayın demeye getiriyorlar.
Türkiye'nin teröre yönelik operasyonuna İngiltere, 'bölgeyi istikrarsızlaştırma, halkın acılarını artırma ve DEAŞ'a karşı kazanılan başarıyı bozma riski yaratıyor' diye karşı çıktı.
Türkiye'nin her sıkıştığında yanında olduğu İran'da imamlar, "Türkiye, Osmanlı hayali görüyor, bir an önce Suriye topraklarından çıkmalıdır." nasihatında bulunuyor. İran'ın Lübnan'da ya da Yemen'de bulunmalarına ise hiç değinmiyorlar. Bazı İran kentlerinde "polis gözetiminde" yapılan eylemlerde, Türkiye karşıtı sloganlar atılıyor, Türk bayrağı ateşe veriliyor.
Bütünüyle Arap Birliği, Türkiye'ye karşı batılı ve batıl efendilerinden hiç de geri kalmıyor.
"Barış Pınarı" harekatı karşısında kimi Türkiye'nin dostu, kimi ümmetin parçası, kimi de müttefik olarak bilinen bu ülkeler Türkiye'de hayalperest ümmetçileri uyarmazsa artık hiç bir felaket onları uyaramaz!
Şu soruları da bu vesileyle herkes kendi kendisine sorup, cevabını bulmalıdır:
- Barış Pınarı harekatına canhıraş bir biçimde karşı çıkan ve Türkiye'nin dostu ve müttefiki olduğu bilinen ülkeler, Türkiye'ye yönelik PKK/PYD'nin terörüne -ki bu saldırılarda kırk bini aşkın insan ölmüştür- karşı kılını dahi neden kıpırdatmamışlardır?
- Rusya'nın, İran'ın, İsrail'in, Filistin'in, AB'nin, ABD'nin, Arap Birliği'nin Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki terörist yapılanmayı dağıtmasına bu denli karşı çıkmalarının nedeni nedir?
- ABD ile İran ayrı ayrı "barış pınarı" harekatına karşı olduğunu açıklamıştır. İsrail ile birlikte Filistin, İran ile birlikte Suudi Arabistan da bu harekata karşı olduğunu açıklamıştır! Birbirinin can düşmanı ülkeleri Türkiye'nin "Barış Pınarı" harekatı nasıl birleştirdi?
Cevabı basit olsa gerek: Türkiye, Suriye'de yılanın kuyruğuna bastı.
Yılanın sesi Washington'dan, Paris'ten, Berlin'den, Kahire'den, Tahran'dan geliyor!