Yıl ve yılbaşı
Her şeyin mucidi Çinliler diyenler çoğunlukta. Hatta Türklerin bulduğu pek çok yenilik bile onlara mal edilmiştir. Bazı gerçekler ise bu yürütmelerin dışında kalabilmiştir. Örneğin, Köpek Yılı, Ejder Yılı gibi abukluklar arasında bir gerçek var. Mevsimleri dörder dörder verip 12 ayı ve yılı bulanlar Mısırlılardır.
Bu medeniyet ayları yıldızların hareketlerine göre hesaplayıp ortaya çıkarmışlardır. O dönem ve sonrasında Mısırlılar yılı Yunanlardan daha bilimsel ve doğru olarak hesaplamayı başardılar.
Çinliler ve astronomi
Çinlilere fazla haksızlık etmeyelim. Çok eski zamanlardan beri gökyüzündeki cisimlerle uğraşıldığı ve dinsel törenlerle yıl başlangıçlarının bunların hareketlerine göre ayarlandığı bilinmektedir. M.Ö üç bin ya da iki binli yıllarda ay ve güneş tutulmalarını, takvimi bildiklerini anlıyoruz. Yıldızları ayrıntılı biçimde inceledikleri de zamanımıza kalan belgelerden anlaşılmakta. Çin İmparatoru Yoa zamanında sırf bu işlerle uğraşan kalabalık bir kurul vardı. Bunlar gece ve gündüz uzunluklarını, mevsimlerin sürelerini hesaplamışlardı. M.Ö 1100'de bilgin Çu Kung, dünya ve güneş arasındaki uzunluğu hesaplamaya çalışmış ancak başaramamıştı. Sebebi de dünyayı düz olarak tasarladığındandı. Bu yüzden ölümüne kadar uğraşmaları boşa gitmişti...
Artık ay, eksik yıl
Daha sonra Yunanlar mevsimleri denk getirmek için iki senede bir, yıla "artık ay" eklediler. Bu zamanımızın dört yılda bir Şubat'ın 29 çekmesine benzer bir yöntemdi. Mısırlılar ise 12 ayın her birini "30 gün" sayarlardı. Ve sadece yıla beş gün ekler, mevsimlerin dönüşümünü tamamlarlardı. Yeni yıl, Papa 13. Gregore'un emriyle 1582'de oluşturulan Gregoryen Takvimi ile kutlanır hâle geldi.
Bir talihsizlik
İngiltere'de, son dönemdeki adıyla Birleşik Krallık'ta yeni yıl kutlamaları mart ayının 25'inde yapılırdı. Bu gelenek 1572 senesinde sona erdirildi. Çünkü o tarihte felaketler zinciri yaşandı. Tufan hâlinde yağmurlar yağdı. Ortalığı seller götürdü. Binlerce insan can verdi. Londra valisi yılbaşı kutlamalarını yarıda kestirdi, bir daha da yapılmasını men etti.
Halkın bir bölümü "Vali ömrümüzü kısaltıyor" protestolarına kalksa da 25 Mart uğursuz olarak tarihe geçti. Onun yerini 31 Aralık aldı.
Bize gelince, Latin alfabesinden takvimine kadar Batı'dan aldık. Kutlamalar da 31 Aralık'a kaydırıldı. Hatta dönüşümün ilk yıllarında bunlar gayrimüslimlerin tekelinde kaldı. Zaman içinde taraftar buldu. Yılbaşı kutlamalarına "gâvur işi" diyenlere çokça rastlıyoruz.
Bunların en başta karşı çıktıkları eğlenceler. "Kabak tatlısı yiyin, kestane pişirin" laflarını da sürdürüyorlar.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Ataninemin o tarihî çini sobasının üstünde pişirilen kestanelerin tadı hâlâ damağımda. Hafif dibine tutturulan ve üstüne ceviz serpilen kabak tatlısını ise "yeme de yanında yat" diye tanımlayabilirim.
Bir yılbaşı vukuatı
Şimdi yazacaklarım merhum ağabeyim Erdoğan Tokmakçıoğlu'ndan. Ankara Palas'ta kutlanan bir yılbaşı eğlencesi. Başbakan Recep Peker'in oğlu Can ve arkadaşları da vardır. Aralarında tiyatro yazarı Aydın Arıt, ünlü aktör Turan Seyfioğlu ve Furkan Özbek de bulunmaktadır. Saatler ilerleyip her şeyin dozu artar. Sonuçta ABD'nin Büyükelçiliği'nde görevli askerler "bize çarptılar" bahanesiyle kavga çıkarırlar. Taraflar soluğu karakolda alırlar.
Komiser, Can ve şürekâsını karşısına dizip bir güzel azarladıktan sonra Turan Seyfioğlu'na sorar:
- Adın?
- Turan!
- Soy adın?
- Seyfioğlu!
- Tanıdım, sen film artistisin geç şöyle!
Komiser, Turan'ın ardından Aydın'ı sorgulayıp onun yanına gönderir sonra Can'a döner:
- Adın?
- Can!
- Soy adın?
- Peker!
- Babanın adı?
- Recep!
Komiser işi kavramış, şafak da atmıştır. Can'a:
- Sen de geçer misin şöyle der.
Sorgulamayı sürdürür:
- Senin adın?
- Furkan!
- Soy adın?
- Barutçu!
- Babanın adı?
- Faik Ahmet!
Komiser sorguladıklarının birinin başbakan, ötekinin başbakan yardımcısının oğlu olduğunu anlayınca Özbek'e dönüp "Oğlum korkarım senin adın Erdal, soy adın da İnönü. Babanın adı da her hâlde İsmet'tir" der.
Kısa bir nasihatten sonra Can ve arkadaşlarını Amerikalı askerlerle barıştırıp serbest bırakır.
NOT: Tüm okurlarımın yeni yılını kutluyor, 2019'un gönüllerince geçmesini diliyorum.