Yeniçağ’a Gazze muamelesi!

Sayın Devlet Bahçeli MHP Genel Merkezi’nde Yeniçağ Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çelik’le yaptığı görüşmede, “Türkiye’nin bugün çektiği sıkıntıların kaynağındaki en önemli unsurlardan birinin de milli bakışlı basının eksikliği olduğunun” altını çizdiğini, Sayın Çelik’in de, “Tüm baskılara rağmen Yeniçağ’ın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milli direnişin kalesi olma misyonunu yerine getirme azminde olacağını” söylediğini, gazetemizde okumuş olmalısınız.
Millî bakışlı basının bitmek üzere olduğu da millî duruşu varlık gayesi bilen Yeniçağ’ın akıl almaz baskılara maruz kaldığı da bir Türkiye hakikatidir.
Lafı bırak örnek ver derseniz, hayhay deriz..
Yazar kısmı gazeteyi eline aldığında önce kendi köşesini okur.
Benim önceliğim farklıdır, ilk yaptığım iş, birinci sayfayı tepeden tırnağa şöyle bir süzmek olur. Habere değil, sayfaya bakarım, bir resme bakar gibi. Sonra teker teker sayfaları çevirir, “Yeniçağ bugün resmî ilanların dışında bir reklâm almış mı?” diye göz gezdiririm.
Niye böyle yaparım, bilmiyorum.
(Kitapları da olan, anadan gazeteci doğmuş bir yazar arkadaşım vardı, o da hangi gazeteyi eline alsa sayfa sayfa ölüm ilanlarını okurdu. Şaşardım, yahu derdim, petrol şeyhi akraban mı var, miras peşinde misin? “Yoo” derdi, ben de, “Öyleyse bırak ölüm ilânlarını işadamları okusun, zenginler okusun, çünkü onların da arkalarından bir gün bu gazetelerde işte böyle ilânlar çıkacak, okusunlar da, Allah geçinden versin, bugün ölseler geride ne bıraktıklarını ve vardıkları yere ne gönderdiklerini düşünsünler” derdim, ı’ıh, o yine ölüm ilânlarını okumayı sürdürürdü.)
Neyse..
Dün de öyle yaptım, Yeniçağ sayfalarını teker teker karıştırırken 13’te “Derin Düşünce” sayfası ile karşılaştım, çok sevindim, çook.. Böyle bir sayfaya o kadar ihtiyacımız vardı ki, düşünenlerden ve gerçekleştirenlerden Allah razı olsun. Yeniçağ son haftalarda sayfalarına kattığı yeni ve güçlü kalemlerle “Milli Direnişin Kalesi” olma kimliğini çok daha belirgin hale getirdi. Elhamdülillah. Bu işler kolay işler değil. Dedik ya, ben her gün bakarım tirajı Yeniçağ’ın dörtte biri kadar olan gazetelerde olan tam sayfa reklâmlar bizim gazetede yok. Niye? Okuyucular bilir, binlerce şubesi olan marketler her hafta hemen bütün gazetelere tam sayfa indirim yahut kampanya ilanı verir ama o gazetelerin içinde bir tek gazete yoktur: Yeniçağ!
Bu dün de öyleydi.
Önceki gün de öyleydi, görünen o ki, yarın da öyle olacak...
Şimdi isimlerini yazma ihtiyacı duymadığım o market zincirleri Yeniçağ okurunu müşteriden saymıyor mu? Yeniçağ okuyanlar yemiyor, içmiyor, giyinip kuşanmıyor mu? TRT, sabahları bütün gazeteleri okur, Yeniçağ’ı okumaz. Market zincirleri Yeniçağ’ın yarısı hatta dörtte biri kadar tirajı olan gazetelere her hafta tam sayfa ilanlar verir, Yeniçağ’a vermez. TRT ve market zincirlerinin Yeniçağ’a lâyık gördükleri muamele Gazze muamelesidir. İsteniyor ki Yeniçağ çaresizleşsin, teslim olsun. Niye? Çünkü market zincirlerinin sahipleri ya siyasetin içindeler, ya devletle iş tutuyor, devletle iş tuttukları için de devletin icra organı olan hükümetten korkuyor, Yeniçağ’dan uzak duruyor. Korku dağları sarmış, dağlardan düzlere sarkmış, marketlerin yönetim katlarını, reklâm ajanslarını kuşatmış. Adamlar haksız da değiller, önlerinde korkularını besleyecek o kadar çok örnek var ki..
Velhasıl dostlar.. Bir yanda işte böyle kendisine Gazze muamelesi yapılan Yeniçağ’ın direndiği diğer yanda devlet imkânları ile iktidarın sesi haline getirilen gazeteler, televizyonlar ve o gazete ve televizyonlarda servet sahibi olan kalemlerin cirit attığı bir Türkiye’de yaşıyoruz Olsun varsın..
Onlardan büyük Allah var, millet var, her gün gazete büfesine gidip helâl parası ile Yeniçağ alan 50 binler var...

Yazarın Diğer Yazıları