Yeni Yunan Başbakan neden hemen tebrik edildi?
Yunanistan'da hafta sonu yapılan seçimler iktidarı değiştirdi. Çipras gitti, Kyriakos Miçotakis geldi. Bu iktidar değişikliği Yunanistan'ın iç politikasında, ekonomisinde belki değişiklikler yapabilir ama özellikle Türkiye'ye yönelik dış politikasında değişiklik beklemek büyük hayal.
Buna rağmen seçim sonuçlarının açıklanmasından hemen sonra Başbakan seçilen Miçotakis'i ilk tebrik eden yabancı lider Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Daha sonra Türk Dışişleri de bir tebrik açıklaması yaptı.
Bu acelenin nedeni neydi acaba? Yeni Yunan Başbakanını ilk kutlamak Yunanistan ile ilişkileri düzeltebilecek mi? Yunanistan'ın emellerinden ve hayallerinden vaz geçirebilecek mi?
Hatırlarsanız Çipras da Başbakan seçildiğinde Türkiye'de Yunanistan ile bahar havası yaşanabileceği haberleri medyaya pompalanmıştı. Ateist olan Çipras'ın GKRY ziyaretinde EOKA militanlarının mezarlarını ziyareti, EOKA anma törenlerine katılması seçilen Yunan Başbakanlarının kilise kontrolündeki Yunan milli devlet duruşundan farklı bir tavır sergileyemeyeceğini gösteriyor.
Yunanistan'ın kuruluşunu ve sonraki politikalarını izleyen, devletin yapısını inceleyenler çok iyi bileceklerdir ki Yunan birliğinin sağlanmasının ve dış politikasının merkezinde Türk düşmanlığı ve Türkiye karşıtlığı vardır.
Bu nedenledir ki Çipras döneminde Türk-Yunan ilişkileri öncekiler gibi sert geçmiştir. Yeni başbakan Miçotakis döneminde daha da sert ve gergin dış politika gündemi bizleri bekliyor. Yunanistan'da iktidar değişikliğinin temelinde Makedonya ile yapılan isim anlaşmasının yanında ekonomi vardır. Çipras ağır bir ekonomik kriz döneminde Başbakan olmuştu. Belli ölçüde ülkeyi kriz sürecinden çıkardı ama halk ekonomiden halen memnun değildir. Nitekim Miçotakis seçim stratejisinin daha çok ekonomi üzerine oturtmuştu.
Diğer taraftan Miçotakis ise seçim propagandalarında iktidara geldiğinde Kuzey Makedonya isim anlaşmasının bazı hükümlerine sadık kalmayabileceğini, Makedonya'nın AB üyeliğinin sorgulanabileceği söylemlerini kullanmıştı.
Yunanistan'a Makedonya üzerinde önemli inisiyatifler saplayan Kuzey Makedonya isim anlaşması konusunda bile sert karşı açıklamalarda bulunan Miçotakis'in Türkiye'ye yönelik yumuşak bir dış politika izlemesini beklemek hayaldir.
Kyriakos Miçotakis siyasetçi bir Yunan aileden geliyor. Eski başbakanlardan Konstantin Miçotakis'in oğlu, aynı zamanda 2006-2009 döneminde Dışişleri Bakanlığı yapan Dora Bakoyanni'nin kardeşi. Baba ve kardeşin sert Türkiye karşıtı politikaları hatırlandığında huylu huyundan vazgeçemeyecek aile boyu Türkiye karşıtlığına devam edecektir.
Kyriakos Miçotakis hükümeti de Türkiye'yi birinci tehdit olarak algılamaya devam edecek, bu tehdidin AB ve ABD'nin çıkarlarını da tehdit ettiği algısı yaratarak ABD ve AB'nin siyasi, ekonomik ve askeri desteğini alma politikalarını sürdürecektir. Türk-Yunan sorunlarını Türkiye-AB sorunları olarak pazarlamaya devam edecektir. Kıbrıs ve Ege'de müzakere ve istikşafi görüşmeler oyalamasıyla fiili durumu kendilerince meşrulaştıracak söylem ve eylemlerine devam edecektir. Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının paylaşımı, sondaj ve MEB ilanı üzerinden Türkiye'ye Batı'dan yaptırım uygulanması tehdidini hayata geçirmeye çalışacaktır. Kıbrıs'ta Türk varlığının adadan dışarı çıkarılması Kıbrıs Türklerinin kimliğini yok sayan Kıbrıs'ı Rumlar temsil eder görüşünü hakim kılacak sözde çözümü yani Enosis politikalarını savunmaya devam edecektir.
Bütün bunlara rağmen alelacele Miçotakis neden tebrik edildi? Yunanistan'daki 1967 darbesi sonrası tutuklanarak ev hapsine konan baba Miçotakis'in 1968 yılında Kyriakos Miçotakis henüz bir yaşındayken, dönemin Dışişleri Bakanı Çağlayangil'in de yardımıyla ailesiyle birlikte Türkiye'ye kaçtığını, 1974 yılına kadar Türkiye'de yaşadığını, dolayısıyla Türkiye'ye minnettar olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Yunan kilisesi ve milli devlet duruşu buna izin vermeyecektir. Buradaki en ufak yalpalama Miçotakis'i koltuğundan edecektir. Burada Türk kamuoyuna yönelik en büyük algı operasyonu Ege sorunları için yürütülen istikşafi görüşmeler olacaktır. Halbuki Yunan işgallerini ve oldu-bittilerini meşrulaştırmaya götürecek, konuşulmadığı halde konuşuluyormuş gibi gösteren bu oyalama süreci Türkiye'nin çıkarlarına aykırıdır.
Kyriakos Miçotakis doğal olarak Yunanistan için çalışacaktır, Türkiye'ye en ufak menfaat sağlayacak adım atmasını beklemek, kendisinden umut çıkarmak mümkün değildir.
Bu nedenle istikşafi görüşmeler ve müzakereler oyalamacasına kanmadan Türkiye, Doğu Akdeniz ve Ege'yi eşit önemde ele almalı ve bütünlük içinde götürmelidir. Aksi halde böl-parçala-yönet tuzağına düşülecektir.
Bütün söylediklerimizin özeti şudur: Yunanistan'da seçim yapılır, iktidarlar değişir. Değişmeyen tek şey varlıklarını sürdürmeye endeksledikleri Türk düşmanlığıdır.