Yeni yılda KKTC’de “yolsuzluk operasyonu” şart
Yeni yıla KKTC ve Anavatan Türkiye sıkıntılarla girmiştir. Anavatan Türkiye’de 17 Aralık operasyonu sonrasındaki süreç ve KKTC’deki hükümet ortakları arasındaki bunalım, zaten mevcut olan birçok soruna eklenince yeni yıl ister istemez buruk bir havada karşılanmıştır.
Kıbrıs Türkü için Anavatan Türkiye’nin istikrarlı bir şekilde güçlenmesi, büyümesi ve çağdaş ülkelerin yanında yer alması oldukça önemlidir. Güçlü Türkiye, güçlü KKTC demektir. KKTC’nin daha rahat kalkınması demektir. Daha güvende ve huzurlu olması demektir.
Anavatan Türkiye’de yaşanmakta olan “hükümet-cemaat” çatışmasının ülkeyi geriye götüreceği açıktır. Anavatan Türkiye’de “paralel bir devletin” varlığının önünde sonunda bir çatışmaya neden olacağı ve bu “güç” savaşının ülkeye zarar vereceği belliydi. Son günlerde döviz ve borsa piyasalarında yaşanmakta olan olumsuz hareketliliğin Türk lirasının ve birçok şirketin hisse değerinin 100 milyar dolar değer kaybetmesine neden olduğu, resmi ağızlardan açıklanmıştır. Sıcak paranın ülkeyi terk etmeye başlaması ve yabancı yatırımcının ise yatırımları dondurması Anavatan Türkiye için iyi olmamıştır. 30 Mart’ta yapılacak Yerel Yönetim Seçimleri çerçevesinde liderlerin meydanlarda birbirlerine adeta “düşmanca saldırıları” Türkiye’nin geleceğine darbedir. Siyasette seviye oldukça düşmüştür. Kıyasıya bir koltuk mücadelesi başlamıştır. Halk “dua ve beddualar” arasında şaşkındır. Anavatan halkının kısa sürede toparlanıp ülke için hayırlısı neyse onu yapması zaruridir. Adalet sisteminde yaşanmakta olan sorunlar beni oldukça rahatsız etmiştir. Adaletin olmadığı yerde hiçbir gelişme, kalkınma olmayacaktır. Hakkın, hukukun olmadığı yerde anarşi ve kaos vardır.
Aynı benzer durum KKTC’de de mevcuttur. 15 Kasım 2013’te KKTC’nin 30. kuruluş yıldönümünü kutladığımız günlerde sahibi olduğum Akdeniz TV’de yayınladığımız spotlar çok anlamlıydı: “30. Yılda KKTC’yi kumarhaneler, tefeciler cennetine çevirdiniz. Kutlu olsun.” KKTC’de yolsuzluğun boyutları inanılmaz boyuttadır. Son 30 yılda ülkeyi idare eden birçok siyasetçi ve bürokratın yasa dışı icraatlarıyla, suistimal ve yolsuzluklarıyla ülkeye verdikleri zarar korkunç boyuttadır. Bunların kendilerine ve yakınlarına sağladıkları haksız kazancın hesabı, muhakkak sorulmalıdır. Partizanlık, adam kayırma, atamalardaki ve ihalelerdeki yolsuzlukların sorumluları adalet önüne çıkarılmalıdır. KKTC, maalesef hâlâ daha İngiliz döneminden kalma yasalarla idare edilmektedir. Gerekli olan yasalar Meclis’ten çıkmamaktadır. Başta Anayasamız olmak üzere Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası, Meclis İç Tüzüğü’nde gerekli düzenlemeler yıllardır yapılmamaktadır. KKTC Sayıştay’lığının hazırladığı birçok yolsuzluk, suistimal ve yasa dışılıkla ilgili rapora ne Meclis sahip çıkmakta ne de Hukuk Dairesi. Anavatan Türkiye’de Cumhuriyet Savcıları ne kadar aktif iseler, KKTC’deki meslektaşları da bir o kadar pasiftirler. “Bana dokunmayan yılan çok yaşasın” misali KKTC’deki birçok yetkili merci görevinin gereklerini yerine getirmemektedir. Kamuda yapılması gereken reform, devamlı ertelenmektedir. KKTC’de 1974’ten sonra ortaya çıkan “ganimet” düzeni maalesef hâlâ daha devam etmektedir. Bu “bozuk adaletsiz sömürü düzeninin” sonlandırılması için yapılması gerekenler, mevcut oligarşik düzen tarafından engellenmektedir. Bu düzenin devamına Anavatan Türkiye hükümetlerinin destek vermesini de anlamakta zorlanmıyor değilim. KKTC’deki iç huzur bozulmasın diye ülkedeki sömürü düzenini sessizce izlemek ne kadar doğrudur? Bu bozuk düzenin yönetimlerine her yıl milyonlarca dolar yardım yapmak ne kadar etiktir? Anavatan Türkiye ile birlikte hazırlanan ancak bir türlü uygulanmayan ekonomik programlara ne demeli? Bu bozuk düzenden yıllardır nemalanan iş adamlarından muhakkak hesap sorulmalıdır. Kazanıp vergi vermeyen, siyasi güçlerini kullanıp devlet kaynaklarını yıllardır babalarının malı gibi kullananlardan hesap sorulmalıdır. Siyaseti ülkeye hizmet için değil, kendine ve yakınlarına çıkar sağlamak için yapanlardan hesap sorulmalıdır. 2014 yılı KKTC’de yolsuzlukları soruşturma ve hesap sorma yılı olarak ilan edilmelidir. 2014’te “Yüce Meclis” üzerine düşeni yapmalı komiteleri, mahkemeleri, savcıları, adalet sistemini çalıştırmalı ve hesap sormalıdır.