Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yeni terör örgütü TMK

Özlüyorum Diyarbakır’ı... Kış ortasında günlük güneşlik havada kentin caddelerini arşınladık. Güvenlik konusunda İstanbul ve Ankara çok daha iyi. KCK davası için kamp kuran yandaş medya, hayvan kemikleri çıkınca Cemal Temizöz davasını manşetlerden düşürdü. Ancak temin edilen tanıklar yüzünden 2 yılı geçkin süredir tutuklu olan sanıklar savunulmalarında asıl faili meçhulleri ortaya çıkardılar. Ortada belge, belgi ve ceset olmadığı halde 20’den fazla faili meçhul cinayetten yargılanan Temizöz ve Atak’la Cizre’de bugüne kadar faili bulunamayan gerçek cinayetleri tarih ve isimleri ile açıkladılar.
Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atak’ın oğlu Tamer Atak, “Dedem, amcam, yeğenim ve aileden 5 yakınımın katili hâlâ bulunamadı. Bunlar faili meçhul değil mi? Bizi faili meçhulden yargılıyorsunuz ortada belge yok, ceset yok. Biz aile olarak bölücü terör örgütü ile yıllardır mücadele ettiğimiz için mi bizim şehitlerimizin failleri aranmıyor!” diye âdeta isyan etti.
Terör örgütü PKK ve yandaşlarının bölgede 17 bin faili meçhulden söz ettiği vurgulanırken örgüt içi infazların bilindiği halde bunların araştırılmadığı gibi korucular ve askerlerin üzerine yıkılmak istendiği bildirildi. Duruşmada söz alan Cemal Temizöz, “1993-1995 yılları arasında görev yaptığı Cizre’de aradan 15-16 yıl geçmesine rağmen ’Temin edilmiş tanıklarla’faili meçhul cinayetlerle suçlandıklarını, o günlerde davacı olmayan, müracaat etmeyenlerin durup dururken ortaya çıkışları terör örgütünün taktiğinden ibarettir” dedi. Temizöz, örgütün halk tarafından bilinen infazlarından örnekler verdi. 1988’de Cizre’de Sinan İverendi gibi Ahmek Zeyrek ile nüfus müdürü İbrahim Gündüz onlarca tanık önünde infaz edildiği halde kimsenin davacı olmadığını vurguladı. 1989’da Silopi’nin Koyunören köyünde Hasan Kıral ve oğulları Yusuf ve Salih’in hayvan gibi boğazlarının kesildiğini, yine 1987 yılında Cizre’de Hisarköyü muhtarı Fahrettin Elçi, 7 yaşındaki oğlu, misafirleri; Hacı Tahir, Abdullah Mele’nin öldürülüp evlerini yaktıklarını, 1989’da Cizre Çağlayan köyü muhtarı Kadri Aşan, kardeşleri Bedri ve Mehmet Aşan’ın boyunları kesilip, Reşit’in ise taş ile başının ezilmesini, Cizre’de kahvehanede Uğur’un kovboy filmlerinde olduğu gibi herkesin göz önünde infazını, Hacı Fırat’ın evinin basılıp 13 kişilik ailenin eve kapatılıp cayır cayır yakılmasını, Bozalan köyü eski muhtarı Mehmet İverendi, Ramazan Aşuk ve Ömer Solmaz’ın üzerlerine naylon eritilerek öldürüldüğünü, Cudi mahallesi Sağlık Ocağında Fendil Aşuk ve Yılmaz Solmaz’ın infazı, Tayan aşiretinden Nezir Özkan’ın Cizre mezarlığında öldürülmesindeki mesaj, Şehmuz Nayır’ın ailesinin gözlerinin önünde infazı, Mele Abdülkerim adlı imamın şahadet parmağı kesilerek öldürülüşü, Ahmet Aşan’ın evinde öldürülmesine rağmen kardeşi Agit Aşan’ın sessizliği, 1991’de Şıh Mehmet Zeki Atak’ın şehir merkezinde öldürülüşüne tanık olanların sessizliği, 1992-93’de Tarık Kadıoğlu’nun halk mahkemesinde yargılanıp infazı ile 6 geçici köy korucusunun elektrik direklerine asılması gibi yüzlerce faili meçhulü anlattı. Son olarak 3 Temmuz 2010 tarihinde Dicle köprüsüne bomba yerleştirirken öldürülen Abdullah Hezer’i ihbar ettiği gerekçesiyle infaz edilen Mehmet Emin Hezer’in katillerini herkes bilmesine rağmen kimsenin konuşmadığına dikkat çeken Cemal Temizöz, 1993 - 1995 yılları arasındaki Cizre’yi anlattı.
Bu arada KCK’nın da avukatlığını da yapan Diyarbakır barosu avukatları yeni bir terör örgütü tespit etti. Duruşmada dinlenen teğmenin “Komando bölüğünün TMK’sı ile görev ifa ediyordum” ifadesine balıklama atlayan avukatların, “TMK örgütü kimlerden oluşuyordu, eylemleri neydi?” sorusu salonda gülüşmelere sebep oldu. Söz alan Temizöz, “TMK’nın Teşkilat-Malzeme-Kadro” nun kısaltılmış adı olduğunu, askeri birliklerin bu esasla kurulduğunu belirtti. Örnek olarak, “Tim 16 kişidir, malzemesi silahlarıdır, kadrosu 1 subay, 15 er ve erbaştır” diyerek avukatların keşfettiği TMK örgütünü ortaya koydu.
Diyarbakır’da görev yapan gazeteciler ile duruşma arasında sohbet ettim. Kandil’in Suriye’ye taşınmasının seçim öncesi örtülü af olduğu kanaatlerimi paylaşırken, İmralı’daki terörist başının ev hapsi talebinin seçim sonrasında mutlaka yerine getirileceğine eminler. İşin özeti terörle mücadele edenler hapiste tutulurken, teröristler ülke yönetiminde etkin. Gündem hayalî darbe örgütlerini tartışırken, teröristler affedilmekle kalmayıp siyasete yön veriyor.

Yazarın Diğer Yazıları