Yeğen döndü!..
Kızıyor..
Vuruyor..
Kırıyor..
Tekmeliyor..
Kolundan tutup duvara vuruyor..
Kafa koparıyor..
Sinirinden nereye saldıracağını şaşırdı.
En son Şanlıurfa meydanda, milletin önünde emniyet müdürü ve polisi azarladı, rezil etti..
“Ee!.. Devletin komiseri olmak yerine Hükümet Komiseri olursanız; buna da katlanacaksınız” diyeceksiniz.
Eh!.. Haksız da sayılmazsınız.
Devletin polisine ta baştan beri hiç güvenmedi Recep Erdoğan..
İnanmayın, 17 Aralık bahaneli koruma ordusu sürgünlerine.. Evveliyatta da durum pek değişik değildi!..
Yıllarca yanında yakın koruma görevini yapan nice “en sadık” isimleri yedi bitirdi..
En ufak şüphe, en ufak dedikodu bu isimlerin anında şutlanmasına yetti de arttı..
Recep Erdoğan, Başbakanlık koltuğuna oturduğunda devlet kurallarını hiçe saydı. Yeğeni Ali Erdoğan’ı baş koruması yaptı. Yeğen, kulağına polis telsizini taktı devlet birimlerinin tüm konuşmalarını dinledi. Silahı zaten belindeydi. Normal vatandaş statüsünde olan yeğen Ali Erdoğan vatandaşın çakı ile giremeyeceği Başbakanlık ve tüm resmi binalarda belinde silahı ile dolaştı. Ali Erdoğan, kanunsuz bir şekilde Başbakanlıktaki en üst emniyet görevlisinin üstünde konumlandırılıp yetkilendirildi. Yılların emniyet müdürlerine ve çok önemli, son derece hassas noktalarda korumalık yapan deneyimli polislere kafa tuttu, hakaret yağdırdı, sövdü saydı. Amcasından aldığı sonsuz yetki ile kendisine biat etmeyenlerin anında tayinini çıkarttı. “Gık” bile diyemedi anlı şanlı emniyet yöneticileri yeğene..
Ali kıran baş kesendi yeğen.
Yalnızca Başbakanlık korumaları mı ve Ankara polisi mi çekti yeğenden?
“Yanlış yaptınız” gerekçesiyle yurdun çeşitli yerlerinde yaptığı karakol baskınları ve polislere ettiği emsalsiz hakaretlerin sadece 3-5’inden medya vasıtasıyla haberiniz olabildi..
“Amcama yan baktın” gerekçesiyle nice vatandaşın yeğenden, özel ekibiyle birlikte yediği dayaklardan hiç haberiniz olmadı. Nasıl olsun ki?.. Dayağı atıp gittikten sonra yeğen tembih ediyordu şamar oğlanı ettiği polise; “Bu adam medyaya bir konuşursa seninle de ayrı hesaplaşırız” diye.. Yeğenden dayağı yiyen vatandaş bir de görevli amirin baskısından inliyordu.
Nereden mi girdim bu yeğen muhabbetine!..
Bir süredir dikkatimi çekiyordu..
Recep Erdoğan’ın içeceği suya kadar kontrol eden ve ondan daha yakında hiçbir polisin olamayacağı Ali Erdoğan pek ortalarda görünmüyordu.. Aniden buhar olmuştu..
Recep Erdoğan, gölgesinden uzak dolaştı düne kadar..
Nedenini araştırdım.
Duydum ki; Recep Erdoğan yeğenini kovmuş..
Teyit için Başbakanlık kaynaklarına ve Erdoğan’a yakın isimlere baş vurdum önceki gün.
Doğruladılar.
Dediler ki;
“Ali Erdoğan, 17 Aralık sonrasında bir iş adamı ile telefon dinlemesine yakalanmış. Başbakanın da bundan haberi olunca çok sinirlendi. Yeğenini çağırıp ağır bir şekilde fırçalayıp kovdu. Ali Erdoğan da çok alındı ve ortadan kayboldu. Geçmişte de buna benzer hadisler olmuştu. Ali Erdoğan bir süre yok olduktan sonra geri dönmüştü. Yine yakında döner diye bekliyoruz.”
Tahminlerinde yanılmadılar..
Ağrı mitinginin sonuna doğru ortaya çıktı Ali Erdoğan. Seçim TIR’ındaki platformda amcasının hemen arkasında yerini aldı yine.
Recep Erdoğan git gelli günler yaşıyor.
Haydi; “öz yeğeniydi dayanamadı hasrete döndü” diyelim!..
Ya sıradakiler?..