Yazlık köşk yapılacak mı?

Usta gazeteci, çevre dostu ve Cumhurbaşkanlığı basın eski danışmanı Can Pulak merhum Turgut Özal'ın yaz tatillerini geçirdiği mütevazi kulübenin yıkıldığını ve yerine Cumhurbaşkanlığı yazlık köşkü, 5 yıldızlı otel ve milletvekillerine yazlık site yapılacağı şeklinde söylentiler olduğunu yazdı.

Gökova ve çevresinin koruma altından çıkarıldığını, taş ocaklarına izin verildiğini vurgulayan Pulak sırf bu konuya dikkat çekmek için Ankara'ya gittiğini ama eli boş döndüğünü anlattı ve "bunu yapanları ve yaptıranları Allah affeder mi acaba?" diye tepki gösterdi.

Çevre koruma anlayışını merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a da kabul ettirerek Cennet'ten farksız koyların betonlaşmasına engel olan yasaları çıkarttıran usta gazeteci Can Pulak'tan aldığım yazıyı özetleyerek sunuyorum:

Ankara'dan eli boş dönmek…

Ankara hep bir umut kapısıdır. Millet yerelde çözülemeyen sorunlarını oraya taşır, orada halletmeye çalışır. Meclis'e gider, bakanlıklara götürür problemini, tanıdık bir bürokratla ama hep torpille halletmeye çalışır işini. Bizim insanımızın değişmez yazgısıdır bu…

Gökova'da bir kıpırdanma olunca, bin bir zahmetle devlete kazandırdığım Cumhurbaşkanlığının Okluk'taki mütevazi evinin yıkılacağını öğrenince, üstelik Gökova'nın imara açılıp bazı koyların tahsise çıkarıldığını duyunca soluğu Ankara'da aldım. Rahmetli Demirel döneminde de öyle yapmış ve Okluk' taki mütevazi evle çevre ormanlarını, anlattıklarımı haklı gördüğü için sayesinde kurtarmıştım. Bu kere de öyle yapmak istedim. Mevcut yönetime gidip anlatırsam, Gökova'ya dokunulmaması gerektiğini ve koruma kararlarının delinmemesi zorunluluğunu etraflıca ve iyi bir şekilde izah edersem, belki yine olumlu bir sonuç alabilirim diye düşündüm. Siyasetçilerin ve bürokratların dilinden iyi anlarım. Ömrüm içlerinde geçti. Baktım ki, bu konuda kimse konuşmak, hatta görüşmek istemiyor. Varsın olsun dedim, ama nezaketen beni arayan dostlara da, dilim döndüğünce sorunu anlattım, yardım ve desteklerini istedim. Gördüm ki, Ankara'da herkes Başkanlık konusuyla meşgul. Bunun dışında kimse kafayı başka bir konuya çalıştırmak istemiyor. Hele çevre konusuna kulak asan yok. Nitekim ''Türkiye'nin bunca meseleleri varken, sen kalkmış çiçek böcek, ağaç, denizle uğraşıyorsun. Şimdi sırası mı bunun'' demeye getirenlere bile rastladım. Aslında koca bölgede benim sesimden daha güçlü çıkacak sesler yok mu? Nerede bölgenin milletvekilleri, siyasetçileri, nerede çevreci arkadaşlar? Gökova'da aylardır olup bitenlerin üzerine neden gitmiyorlar? Cumhurbaşkanlığı konutu büyütülemez mi? Elbette büyütülebilir ama doğal güzellikleri bozmayacak, yeşil alanları betona telim etmeyecek ölçüde olmalı. Nedir bu doğaya düşmanlığın sebebi? Niye korumamakta direniyoruz doğal güzelliklerimizi? Koylarımızı neden ranta teslim ediyoruz? Yat turizmini ve Mavi yolculuğu niçin mahvediyoruz? Turizmi nasıl batırdık, nasıl bu hale düşürdük? Turizmde dünyanın 6. Ülkesi iken, bugün 15. sıraya geriledik. Milyarlarca dolarlık turizm gelirini yok ettik. Yazık değil mi Türkiye'ye, yazık değil mi değerlerimizi böylesine hovardaca harcamaya?

Yazarın Diğer Yazıları