'Yazıklar Olsun'
Ülkücü olduğunu sandığımız bazı MHP milletvekillerine bu sütundan seslenerek, ülkeyi bölünmeye götürecek, 'Tiranlık Anayasası' na karşı çıkacaklarını sanıyordum. Bizzat görüştüklerim beni yanıltmadı. Ancak 'kuzuların sessizliğini' tercih edenler boyunlarını kasabın bıçağına teslim ederek, 'ateş çemberi'nden geçtiği ülküdaşlarını hayal kırıklığına uğrattılar... Hadi ondan vazgeçtim. Ülkücü bir milletvekili, kendi partisinden olmasa bile bir başka partinin kadın milletvekilinin darp edilmesine göz yumamazdı. CHP'nin Kocaeli Milletvekili hukukçu, avukat hanım Fatma Hürriyet Kaplan'ı darp ederek, elinden telefonu gasp eden AKP'li Ahmet Gündoğdu'ya 'Dur bakalım!' diyecek bir delikanlı çıkmaz mı? O, Gündoğdu ki AKP'nin memur sendikasının yıllarca başkanlığını yapıp, memur hakları için hukukçulara, avukatlara hiç mi ihtiyacı olmadı?
Gelelim gasptan sonraki darba... 1980 öncesinde CHP'nin Kayseri örgütünde çalışmış 80'den sonra ANAP'ın Kayseri İl Başkanı olmuş mesleği siyasetçi ya, AKP'den vekil kısa süre bakanlık da yapmış. FETÖ'cü iş adamlarının serbest bırakılması için Kayseri adliyesinde hakim ve savcılara telkinde bulunan Mustafa Elitaş, bir kadını, üstelik TBMM'de milletvekili görevini yürüten bir hanımefendiyi darp ediyor. Bu görüntüler de kamuoyuna yansıdığı halde özür dilemediği gibi iftira etmekten geri durmuyor.
Ülkücülük farklı şey
CHP'nin içerisinde Elitaş ve Gündoğdu'ya haddini bildirecek yüreklilikte bir çok milletvekili elbette vardı. Ancak onlar AKP'nin bu tahriklerle oylamalarda diledikleri hukuksuzluğu yapma fırsatı vermemek adına karşılık vermemiştir. Ama ülkücülük farklı şey... Ülkücü milletvekili muhalefetle iktidar arasında taraf olmak değil, haksızlıkta baş kaldırmaktır. Dün CHP'li Fatma Hürriyet Kaplan'ın gasp ve darp edilmesine göz yuman MHP'li vekiller yarın kendi gruplarındaki hanım milletvekillerini nasıl koruyabilir?..
Yargısız infaz
Gelelim Fatma Hürriyet Kaplan'ın infazına... 'Üç milletvekili kabin içinde ne yapıyordu?' sözünün arkasına takılıp yargısız infaza başladılar. Tıpkı, 'Abdestsiz namaza yaklaşma' örneğinde olduğu gibi 'Abdestsiz'i çıkar, olsun namaza yaklaşma. Halk TV'de konuşmanın tamamını izledim. CHP'li Kaplan; "Lisede bir öğretmen üç erkek öğrenciyi tuvalette sigara içerken yakalar, ne yapıyordunuz? diye sorar. Biri inkâr eder. Sigara içmiyorsanız ne yapıyordunuz? diye çıkışınca. Öteki öğrenci, 'Öğretmenim sigara içiyorduk' demiş. O halde üç AKP'li milletvekili bir kabinde sigara içmiyorsa, oylama için ne yapıyordu?" sorusunu yöneltmiştir. Bu sözleri sadece CHP'li, HDP'li, MHP'li vekiller değil AKP'liler de en az bizler kadar iyi anlamasına rağmen, gerilimden siyasi rant sağlama adına Fatma Hürriyet Kaplan'ın hukuksuzluğu kaydettiği telefonunu gasp ederek, boğazını sıkarak, getirecekleri dikta rejimi ile sadece vekillere değil vatandaşın da gırtlağına çökeceklerini yansıtmışlardır.
Savunmaya bakar mısınız? AKP'li vekiller özür dilemek yerine 'video çekerek bizi tahrik ediyordu' demiş. Söz konusu video çekimi olunca bazılarının aklına demek ki hep belden aşağı çekimler geliyor, öyle mi?
O Gündoğdu ki, sendika başkanlığı esnasında Pensilvanya'daki meczup ve O'nun örgütüne övgüler yağdırmıştı. 'Yazıklar olsun' deme hakkımı ilan ediyorum. 'Yuh olsun!.. Yazıklar olsun!..' Evinize gittiğinizde annenizin, eşinizin, kızınızın yüzüne nasıl bakacaksınız merak ediyorum?