Yazık oluyor Türkiye’ye!
“İzmir’de yazlıklarında yatıp AKP olmasın diye oyunu MHP’ye vermeyen ama HDP’yi Meclis’e taşıyan zavallılar. Yalılarında viskisini yudumlayıp HDP’ye oy veren şerefsizler, şimdi HDP ile koalisyon kurun” yani “Bana oy vermeyen, benim en nefret ettiğim partiye oy veren şerefsizdir” demek, bu millete iyilik midir?
Siz değil misiniz Meclis Araştırma, Soruşturma Komisyonlarında, Anayasa Komisyonlarında bu parti ile aylarca beraber çalışan? Sizin bu görüntünüz o vatandaşta, “HDP’ye de oy verilebilir” algısı oluşturmuşsa, bu bir “şerefsizlik” mi oluyor? Bir siyasetçi kendi vatandaşına, kullandığı oy gerekçesi ile “şerefsiz” diyebilir mi? Bahçeli niye böyle yapıyor, gerçekten anlamak imkânsız.
CHP, “Gel birlikte hükümet kuralım” diyor, CHP’yi, “Siyasi rüşvet vermek”le suçluyor. Neymiş, “HDP’nin dışarıdan desteği içine sinmez”miş. HDP, PKK’nın siyasi kanadı ise, Öcalan PKK’nın şu yahut bu kanadı değil de “PKK’nın bizzat kendisi” değil mi? Ve AKP muhatap olarak Öcalan’ı kabul etmiş, onunla masaya oturmuş değil mi?
MHP’nin bütün politikaları, Meclis Başkanı’nın seçilmesi dâhil AKP’nin işine, gelmedi mi, gelmiyor mu? MHP’nin bu desteği üzerine bizzat Beşir Atalay, “Karşımızdaki yüzde 60’lık bloğu dağıttık” demedi mi?
Bugün AKP diye, HDP diye bir parti var ve Mecliste iseler, bu, Devlet Bahçeli’nin kimden aldığı ve ne konuşulduğu belli olmayan bir telefon neticesinde partili partisiz hiç kimseye danışmadan üyesi bulunduğu koalisyonu bozmasının sonucu değil mi? Devlet Bey’in bugünkü politikaları AKP’yi tek başına iktidar yapmanın yolunu açmayacak mı? Bunu siyasetle hiç ilgilenmeyen sıradan vatandaş bile görüyor da, Bahçeli görmüyor olabilir mi? Bahçeli’nin işi Erdoğan’ı, hem de anayasayı değiştirecek ve Başkanlık sistemine geçecek şekilde desteklemek mi olmalı?
Kendine oy vermeyenlere “şerefsiz” demesine kızmayan bir kesim, Devlet Bey’in bu tür hallerini eleştirenlere demediğini bırakmıyor! Bilmiyorlar ki, Türkiye Devlet Bey’den de, MHP’den de, AKP’den de öncedir, önemlidir. Bunların hiç biri yokken Türk milleti ve Türkiye vardı, o zaman da bu millet milliyetçi idi, mukaddesatçı idi. Aradan yıllar geçecek tıpkı dün olduğu gibi o gün de bu partilerin hiç biri olmayacak amma Türk milleti ve devleti olacak inşallah. Hani nerede İttihat ve Terakki? Dün yerden mantar biter gibi bitmiş olan İngiliz Muhipleri, Amerikan Muhipleri gibi cemiyetler kurup istikballerini yabancıların, müstevlilerin vicdanlarına bırakanlar bugün nasıl kalmadı ve nefretle hatırlanıyorlarsa, yarın da HDP’nin esamesi okunmayacak, HDP de nefretle anılacak.
Hiç kimseye şerefsiz demeden millete çözüm üretmek, seçmenin teveccühünü kazanmak esas olmalıdır. Ama bu zor iştir. Bunu yapamayanlar öfke dilini kullanarak etraflarında sağlam bir seçmen kitlesi oluşturuyor, kimi bu kitle ile iktidar oluyor, kimi Meclis’e girip grup kurarak gününü gün ediyor. Millet aç, iş adamı önünü göremiyor, Türkiye “üreten Türkiye olmaktan” çıkmış, bu adamların umurunda değil. Belki umurlarındadır da biz bilmiyoruz. Çünkü bu konularda bir çift kelamlarını duymadık. “Biz gelirsek bu çarkı şöyle çevireceğiz” deseler, biz de görsek, aklımız yatarsa da ellerinden öpsek!
Yazık oluyor Türkiye’ye!
Yazık ediyorlar...