Yazamadıklarım!

Geçtiğimiz günlerde kendimizi bir iki meseleye öyle kaptırdık ki çok istediğimiz halde bir türlü yazma fırsatı bulamadığımız konular oldu.
Bu Pazar işte bu konulardan bir demet sunalım istedik... YAZAMADIĞIM ve içimde dert olan konulardan biri CHP Milletvekili Şükrü Elekdağ’ın, Cüneyt Özdemir’in 2010’un Kasım ayı sonlarında sunduğu CNN Türk’teki programında Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun politikalarını eleştirirken söylediği, “ABD gibi bir önemli bir müttefikimizin tehlikeli bulduğu bir Dışişleri Bakanı görevde kalamaz” sözleri oldu. ABD Ankara Büyükelçisi Davutoğlu’nun Amerika açısından tehlikeli görüyor, Elekdağ da, “ABD’nin tehlikeli bulduğu bir bakan o görevde kalamaz” diyor, diyebiliyordu. Hem de defalarca. Sayın Elekdağ, Türk Hariciyesinin en kıdemli, en tecrübeli diplomatlarından biridir. Bu sözleri ile Türkiye’yi iki paralık etti. Hariciye’yi yerin dibine geçirdi. Doğrusunu söylemek gerekirse, bizleri de derin derin düşündürdü hatta kahretti. Demek ki Türkiye dış politikası onlarca yıldır ABD için asla tehlike oluşturmayan bir zihniyete teslimdi.
ABD Dışişleri Bakanları, Büyükelçileri hatta konsolosları bile Türkiye için tehlike olabilirdi ama Türk Dışişleri Bakanı ABD için tehlike olamazdı, öyle mi?
YAZAMADIĞIM konulardan biri de “Osmanlının kovduğu akıl ve bilim Avrupa’da hızla gelişti. 1450’li yıllarda matbaa bulundu ve hızla Avrupa’ya yayıldı. Biz, bulduktan 230 hatta 250 yıl sonra matbaayı kullanabildik. Çünkü padişah diyor ki, matbaa Müslümanlar için haram, ama Müslüman olmayanlar için helal. Kim kullanabilir? Museviler kullanabilir. Başka? Müslüman olmayan kim varsa hepsi kullanabilir. Keşke o zaman Anadolu Müslüman olmasaydı” diyen 9 Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı’nın CHP saflarına katılmasıydı.
“Anadolu Müslüman olmasaydı” diyerek İslam’ı suçlayan bir rektörün Osmanlı’nın 24 milyon kilometrekarelik bir coğrafyaya İslam’dan aldığı kanatlarla hâkim olduğunu özenle gizlemesi... Ve asla söylemediği “Müslümanlar için matbaa haram” sözünü padişaha yamamış ve bu kişinin muhafazakâr kesimden bir türlü yüz bulamayan CHP’nin vitrinine konması, bizi gerçekten şaşkına çevirdi.
YAZAMADIĞIM konulardan biri de Hürriyet yazarlarından Özdemir İnce’nin İslamiyet ile ilgili incileri oldu.
O kadar çok incisi var ki. İnce’nin.. Tevrat ve İncil’deki bazı bilgiler Mezopotamya kaynaklı diyor, örnekler veriyor ve sonra da hükmünü vuruyor: “Demek ki kutsal kitapların bilgileri vahiy ürünü değil, insan kaynaklı” Benzer iddiaları sık sık Sümerolog bir hanım efendi de yapar. Oysa bu iddialar vahyin kadimliğini gösterir. Bu zatlar zannediyorlar ki vahiy Tevrat’la, İncil ile başladı. Hayır, Vahiy Hazreti Âdem ile başladı. Öyleyse, toprağı kazdıkça Tevrat, İncil ve Kur’anda var olan bilgileri destekleyen her şey eskiye ne kadar uzanırsa bu da o kadar Tevrat, İncil ve Kur’an’ın vahiy kaynaklı olduğunu destekler. Bu konu çok uzun, haftalarca yazmayı gerektirir ve doğrusunu söylemek gerekirse bizi de mutlu ederdi ama olmadı işte.
Özdemir İnce’nin bir incisi de Fransa’da edebiyat öğrenimi gören Lübnanlı bir gencin başörtüsü ile ilgili Kur’an ayetinin Müslümanlarca yanlış anlaşıldığını ileri sürmesi oldu. İnce, “Gördünüz mü, ben haklıyım” diyerek Fransa’daki Lübnanlı edebiyat öğrencisini dört mezhep imamından 1400 yıllık uygulamadan ve İslam dünyasının Arapça âlimlerinden üstün tutması oldu. Herkes yanlıştı Lübnanlı edebiyat öğrencisi doğruydu.
YAZAMADIĞIM ve içimde ukde olarak kalan bir husus da, Sayın Devlet Bahçeli’nin okuduktan sonra, “Emine Işınsu’nun Sancı’sından sonra bizi en iyi anlatan kitap” dediği, değerli kalem Emine Özgenç’in, “Eylül 12’den Vurdu” kitabı oldu. Okudukça öğreniyor, öğrendikçe sarsılıyor, gözyaşlarınızı tutamıyorsunuz. (Eylül 12’den Vurdu, Bengü Kitabevi, Hacettepe Mah. Hamamönü Sok. No: 6/A Cebeci Ankara. Tel 311 70 62.
www.eylul12denvurdu.com)

Yazarın Diğer Yazıları