Yavaş yavaş Mansur Yavaş...
Dün bu köşede, DSP-CHP-SHP adaylarının 1994 ve 1999 seçimlerinde nasıl birbirine düşerek, oyları bölerek ve gücü dağıtarak cumhuriyetin başkentini Siyasal İslamcılara teslim ettiğine rakamlarla dikkat çekmiştik...
O siyasal rezaletin, o "gaflet-dalalet ve hatta hıyanet"in üzerinden 25 yıl geçti ama ülke genelinde yol açtığı tahribat bir türlü anlaşılamadı...
Çünkü son 25 yıl sadece "sol"daki bölünme nedeniyle Ankara ve İstanbul'un dinci siyaset içinde çırpınmasına yol açmadı, aynı zamanda tüm Türkiye kentlerinde bir karşı devrimci rövanş çabasını da adım adım uygulamaya soktu...
Ancak gerici uygulamalar, bağnazlık, kent talanı, ihale rezaletleri, kayırmacılık ve cumhuriyet karşıtı kadrolaşmalar belki Türkiye'nin birçok kentine reva görülebilir ama Ankara aslında cumhuriyetin temellerinin atıldığı bir kent olarak karanlığı hiç hak etmiyor...
Çünkü 25 yıldır sosyal yaşam açısından değil, kentleşme bakımından da acı çekiyor Atatürk'ün Ankara'sı... Velhasıl yakışmıyor siyasal gericilik, emperyalizme direnerek ayağa kalkan Ankara'ya...
"Aydınlanma Devrimi"nin harekete geçtiği, uygar bir toplum yaratma planlarının çizildiği, Türkiye Cumhuriyeti'ni var eden bütün kural-kaide ve yasaların satır satır yazıldığı ve Kurtuluş Savaşı'nın bıraktığı enkaz üzerinde "muasır medeniyet"in temellerinin atıldığı bir kent 25 yıldaki çarpık uygulamalarla acı çekmesin de ne olsun?..
Atatürk'ün kemikleri sızlamasın da ne olsun, Ankara'nın içler acısı haline bakılınca?..
Ankara'da zafere doğru...
Herkes farkında, İstanbul nasıl Türkiye'nin kilidiyse Ankara da cumhuriyetin asıl kalesidir... Yeter artık, yıpranmamalı, kendine dönmeli Ankara...
Çünkü dünyanın birçok başkenti uygar şehirleşme, doğa korumacılığı ve insana saygı gösteren yapılaşmayla, kültür ve sanatla yoğrulmuş bir yaşamın ihtişamını vaat ederken, kendi küllerinden doğan bir ülkeye başkentlik yapan bir şehir 25 yıldır sanatın içine tükürülmesi ile başlayan kirliliğin ıstırabını da çekiyor...
İşte, 31 Mart'ta cumhuriyetin belki de son 30 yıldaki en yaşamsal seçimine doğru gidilirken, ibre ilk kez cumhuriyetçi kadrolardan taraf iyi sinyaller veriyor...
İstanbul'da olduğu gibi, Ankara'da da "umut" belki ilk kez kendi içerisinde bir heyecan yaratarak, topluma "seçenek var" diyor...
İlk kez dediysek, yani umudun ilk kez büyüdüğüne dikkat çekmişsek, 2014'ü unuttuğumuzu sanmayın sakın...
İşte o seçim CHP adayı Mansur Yavaş'ın kıl payı kaybettiği değil, Ankara'nın kıl payı çalındığı bir kuşkulu-şaibeli seçim olarak Türkiye Cumhuriyeti siyasal tarihine kara harflerle yazıldı...
O kara talihi alt üst etme zamanı geldi işte... Değişimin, dönüşümün, ayağa kalkmanın pırıltılı işaretlerini herkes hissediyor artık...
31 Mart seçimleri sadece bir siyasal zaferin fırsatı olarak yorumlanmamalı, cumhuriyetin temellerinin atıldığı bir kentin 25 yıldır çektiği acıların bertaraf edileceği yaşamsal bir dönemeç olarak da görülmeli...
İşte bunun için herkes uyanık olmalı, işte bunun için herkes tüm gücüyle çırpınmalı-çaba harcamalı, çevresini uyarmalı ve de ısrarla duyarlı olmalı...
Unutmayınız ki; 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelerek Kurtuluş Savaşı'nın temellerini atan ve TBMM'nin kuruluş çalışmalarına önderlik eden Atatürk'ün başkente gelişinin 100. yılı da kutlanacak 2019 sonunda...
Yani, 31 Mart'ta bir seçim zaferi, aynı zamanda Gazi'nin anısına da armağan edilmeli...
CHP, İYİ Parti, cumhuriyet...
Evet; AKP İstanbul'da, Urfa'da, Bursa'da olduğu gibi Ankara'da da ilk kez panik içinde...
Türkiye'nin en büyük kentlerinde, iktidar partisi yerel iktidarı kaybedecek olmanın endişesini yaşarken, cumhuriyetin adeta yeniden ayağa kalkacağının işaretlerini veren heyecanlı gidişat Ankara için de çok ayrı bir önem taşıyor...
Bütün veriler gösteriyor ki, 2014'te seçimi kazanmasına rağmen karambole getirilen Mansur Yavaş bu kez ipi kolaylıkla göğüsleyecek...
Ve belli ki, Ankara'nın 25 yıldır çektiği sıkıntıları alabora edecek bir zafere doğru adım adım gidiyor Yavaş...
Bugünlerde Mansur Yavaş'ın yandaş medyada hedef tahtasına oturtulması "nafile çaba" olarak görülüyor...
Çünkü İYİ Parti'nin desteklediği CHP adayının, "Gökçek dönemini inceleteceğim" şeklindeki açıklaması AKP cenahında iyice paniğe dönüşürken, başarı ibresinin muhalefet cephesini işaret etmesi, karşı devrimci güçlerin kaygısına zirve yaptırıyor...
Peki; daha önce İstanbul için dile getirdiğimiz sandık numaralarıyla ilgili uyarıları, 2014'teki şaibeli seçimin kuşkularını da anımsatarak, Ankara özelinde yapmaya gerek var mı acaba?..
CHP, İYİ Parti ve diğer destekçiler sandığın ne kadar önemli olduğunu 2014'te, Ankara'da yaşanan rezaletle iyice idrak etmiş olmalılar...
AKP adayı Özhaseki ile arasındaki puan farkını giderek açan Mansur Yavaş, Ankara zaferine yavaş yavaş ilerlerken, sakın ola cumhuriyetten taraf kadrolarda bir rehavet de oluşmasın...
Hiç kuşkunuz olmasın, olası bir rehavet sandık hâkimiyetine de yansırsa ve başkentte 25 yıldır çekilen sıkıntılar oy pusulası numaralarıyla bir kez daha yinelenirse, Ankara 1994'te içine düştüğü o karanlık çıkmazdan kesinlikle kurtulamaz!.. Israrla ve ısrarla, aman dikkat!..