Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

YAŞ'tan önce son çıkış!

15 Temmuz darbe girişimi Türk ordusu tarihinin yüz karası oldu. Ancak temizlik ve yeniden yapılanma için aynı zamanda fırsat olduğu da dikkate alınmalıdır. Günlerdir darbeye adı karışanları mümkün olduğu kadar isim isim incelemeye çalışıyorum. Meslek hayatı boyunca doğru düzgün kıta(arazi) hizmeti olmayanların akademi ile beraber yükselişlerinin altında bir hinlik olduğunu defalarca buradan duyurmaya gayret etmiştim. Nitekim korktuğumuz başımıza geldi. Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının en yakınındaki yaveri, emir subayı, özel kalem müdürü ve karargah subaylarının FETÖ'cü olduğu ortaya çıktı. Son yıllarda en fazla kurmay subayın, soruların çalındığı yıllarda okullara sızdırılan 1994 ve 2002 mezunları arasından çıktığı biliniyor. Bunlar da Türk milletine silah doğrultan darbeciler. Oysa Türk ordusu içinde başta terörle mücadele olmak üzere, görevini en iyi yapan ve içlerinde birkaç istisna dışında darbeye katılmayan, aksine önleyen üç güzide devre var. Ki bunlar için geçtiğimiz aylarda Meclis'te kabul edilen tasarı ile emekli edilmeleri bekleniyor. 1986-1987-1988 yıllarında Harb Okullarından mezun olan ve şu sırada Albay rütbesinde bulunan subayların tasfiye edilme tehlikesini "yeni bir EMİNSU vakası" olarak bu sütunlardan değerlendirip yanlıştan dönülmesi temennisinde bulunmuştum. 1980 öncesinde yani FETÖ'nün henüz etkin olamadığı yıllarda askeri liselere giren bu subaylar Türkiye'nin en zeki ve çalışkan çocukları arasından seçilmişti. Bileklerinin hakkı ile görev yaptılar. FETÖ'nün sızamadığı kadrolardır. Üstelik FETÖ'nün kumpas davaları ile tasfiye etmeye çalıştığı, tutuklatıp hapse attırdığı, fişlediği devrelerdir. 15 Temmuz'dan sonra durumun vahametinin farkına varan Deniz Kuvvetleri stratejik görevlere, kumpasa uğrayan kahraman subayları getirmiştir. Kara, Hava ve Jandarma da bunu gerçekleştirmelidir. Jandarma Genel Komutanlığı'nı darbecilerden çatışarak temizleyen yine bu lider kişiliklilerdir. Bu üç güzide devreyi diğerlerinden ayırmak için önceden alınan emeklilik dilekçeleri derhal geçersiz sayılmalıdır. Erken tarihe alınan Yüksek Askeri Şura'da bu devrelerin emekliye sevki bunların darbeci olduğu algısı yaratacaktır. Aksine bu devreleri tutarak, önemli görevlere gelmelerini sağlamak halen buz dağının altına gizlenen FETÖ'cülere vurulacak en büyük darbe olacaktır. Kamuoyunda "ballı maaş ile emeklilik" gibi pompalayanların kaynağı aynı şer odağıdır. Bu devreler en az generalin çıktığı ve çıkan generallerin de en başarılı personel sayıldığı kadrolardır.

'Millî devreler'

Perşembe günü(yarın) toplanacak olan YAŞ(Yüksek Askeri Şura)da çok önemli kararların alınacağı aşikar. 5 bin civarında personelin emekli edileceği tahmin ediliyor. Tutuklu ve göz altındaki sayı 6 bin. Türk ordusundaki komuta kademesindeki zafiyet ortaya çıktığına göre, sadece Türkiye'nin değil, dünya barışının teminatı olduğuna inandığım TSK'daki muhtemel boşluğu söz konusu "millî devreler"le doldurmak aynı zamanda "millî görev"dir. Bu devirde, şu karanlık dönemde babanın oğula, ağabeyin kardeşe kefil olması zor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'nin öz kardeşi Tümgeneral Mehmet Dişli, Genelkurmay Karargahında darbecilerle beraber oluyor. Hiç umulmadık kişiler halka silah doğrultuyor, kurşun sıkıyor. Askerlerin her birini yakından tanımak mümkün değil. Ancak adı geçen devrelerin sicil dosyaları zaten Şura'ya sunulacak. Aceleye getirilmeden titizlikle incelenmeli. Liyakat esas alındığında generalliğin, komutanlığın ve dahası insanlığın hakkını layıkı ile yerine getirdikleri görülecektir. TSK'nın yeniden yapılanmasında engin tecrübelerinden faydalanılması gereken bu idealist devrelerin gözünde para/pul yoktur. Cüzdanlarında "dolar"a rastlanmaz. Sadece görev adamıdır bunlar üstelik adam gibi adamdırlar.

Bu satırların yazarının FETÖ ve Türk ordusundaki durum ile ilgili ön görüleri ne yazık ki tek tek ortaya çıkmıştır. Bugüne kadar dikkate almayanlar umarım bundan böyle en azından kulak kabartırlar.

Yazarın Diğer Yazıları