Siz, bu satırları okurken harareti yüksek 2013 Ağustos Yüksek Askeri Şura toplantısı başlamış
olacak.
Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım ile YAŞ toplantısını içeriği hakkında yaptığımız dünkü sohbetin bir bölümümü de bugüne sakladım. Ümit Yalım, “28 Şubat döneminin Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay İkinci Başkanı ve Genelkurmay Genel Sekreteri yargılanıyor. Dönemin Genel Sekreteri, Tümgeneral rütbesinden emekliye sevk edildi” dedi
ve şu soruyu gündeme getirdi;
“e-muhtıra döneminin Genelkurmay Başkanı, zırhlı araba ve madalya ile ödüllendirildi. Genelkurmay
İkinci Başkanı, Abdullah Gül tarafından Huber Köşkü’nde 3 sefer yemeğe davet edilerek ağırlandı. Genelkurmay Genel Sekreteri 2009 yılında YAŞ Başkanı Tayyip Erdoğan tarafından ödüllendirilerek Korgeneral rütbesine terfi ettirildi. Böylece, e-muhtıra’nın danışıklı dövüş olduğu tescillendi. Erdoğan bu Yüksek Askeri Şura’da, e-muhtıra döneminin Genelkurmay Genel Sekreterini(Kara Kuvvetleri Komutanı Kurmay Başkanı Korgeneral Salih Zeki Çolak-aht) Orgeneral rütbesine terfi ettirerek, onu ve onun nezdinde e-muhtıra’yı bir kez daha ödüllendirecek mi, hep birlikte göreceğiz.” Korgeneral Salih Zeki Çolak’ın Genelkurmay 2’nci Başkanlığına getirileceği yönünde Hükümet çevrelerinde
beklenti var. Bakalım ne olacak? Bekleyip, göreceğiz.. Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Ümit Yalım, Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan’ın imzalayacağı YAŞ kararlarının meşruiyetinin tartışmalı hale geleceğini de ileri sürdü;
“Yüksek Askeri Şura çalışmaları sırasında, çeşitli davalardan yargılanması devam eden general ve subaylar değerlendirmeye alınmıyor ve rütbe bekleme süreleri dolmuşsa emekliye sevk ediliyor. Şura kararları, Cumhurbaşkanı Gül’ün imzası ile son şeklini alarak yürürlüğe giriyor. Şura’da, yargılanması
devam eden askerler değerlendirmeye alınmazken, Türkiye’nin batıdan bölünmesinden sorumlu olan ve yargı karşısında TCK 302’den hesap vermesi gereken Erdoğan ve Gül nasıl oluyor da
Şura kararlarına imza atıyor?”
Yalım, Tayyip Erdoğan’ın, Haliç Kongre Merkezi’nde iftar yemeğinde Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği üyelerine yaptığı konuşmada, “Türkiye’yi düşman işgal etse, ne yazık ki onu çiçeklerle karşılayacak, bağrına basacak kadar gözü dönmüş olanlar var” sözlerine de gönderme bulundu;
“Aslında, Erdoğan farkında olmadan kendisini tarif etmiş. Türk topraklarını 2004 yılından itibaren 9 yıldır fiilen işgal eden Yunanistan’ın Başbakanı Samaras, Başbakan Erdoğan’ın davetlisi olarak Mart 2013’te Türkiye’ye geldi. Erdoğan, Samaras’ı muhabbetle karşıladı ve onu Çırağan Sarayı’nda,
çiçeklerle süslenmiş masalarda ağırladı. Abdullah Gül de işgalci ülkenin Başbakanı Samaras’ı muhabbetle karşıladı ve onu Huber Köşkü’nde, çiçeklerle süslenmiş masalarda ağırladı. Erdoğan ve Gül’ün Samaras’ı hiçbir şey olmamış gibi karşılaması ve ağırlaması, 16 ada ve 1 kayalığın Yunanistan’a
alenen verildiğinin bir belgesidir.
Türkiye’nin batısındaki topraklarımızda, Yunan askeri dolaşırken ve Yunan bayrağı dalgalanırken,
doğu ve güneydoğudaki topraklarımızda PKK terör örgütünün paçavraları dalgalanırken, Erdoğan-Gül ikilisi, YAŞ kararlarına hangi sıfatla imza atacaklar? Türkiye Cumhuriyeti’ne ait 16 ada ve 1 kayalığın Yunanistan’a alenen verilmesinden, Anayasa’nın 3’üncü maddesinin fiilen değiştirilerek Türkiye’nin batıdan bölünmesinden ve toprak kaybetmesinden doğrudan sorumlu olan Erdoğan ve Gül’ün imzalayacağı YAŞ kararlarının meşruiyeti tartışmalıdır.”
Türkiye’nin içinde bulunduğu ateş çemberinde, içine düşürüldüğü stratejik çukurda, bir YAŞ toplantısının ardından daha bakalım göstergeler ne yönde olacak?