​​​​​​​"Yaşayan şehit" öldürüldü!..

Dün Orta Doğu'nun tam da bağrına çok büyük bir bomba bırakıldı... Hem de pimi çekilmiş ve patlaması an meselesi olan bir karanlık bomba!.. Çünkü Pentagon, yalnızca İran'da değil, Orta Doğu stratejilerinin geliştirilmesinde de etkili bir güç haline gelen Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'yi öldürerek, planları çoktan yapılmış bir savaşın düğmesine de basmış oldu...

Trump'ın, suikastin bir zafer olduğunu duyurmak için Twitter sayfasına koyduğu ABD bayrağının artık kan deryasında olduğuna dikkat çekelim ve asıl soruyu yazının sonuna bırakalım...

Hiç kuşkusuz Kasım Süleymani, yaşarken efsane olmuş bir isimdi...

Amerikalı yetkililerin de "o hem her yerdedir, hem de hiçbir yerde" şeklinde tanımlayarak gizemine gizem kattığı Süleymani, İran'ın son 40 yıllık karmaşa ve dönüşüm tarihinde, inşaat işçiliğinden generalliğe kadar yükselerek adeta devlet içinde devlet olmuş, korkulan bir isimdi...

Üstelik Süleymani yalnızca "İran'ın derin devleti" ya da "uluslararası gizli operasyon gücü" olarak da nitelendirilen Kudüs Gücü'nün komutanı değil, aynı zamanda molla rejiminin de sır küpüydü... İran lideri Ali Hamaney, Devrim Muhafızları'na bağlı olmasına rağmen direkt kendisinden talimat alan Süleymani'yi yanından hiç ayırmıyordu...

General Kasım da işte bu yüzden İran'ın, Orta Doğu'nun etkin hale getirilmesi politikalarında bazen kendi başına verdiği kararlarla gücüne güç katıyor, bu arada da "geleceğin İran lideri" olacağı şeklindeki algıyı büyütüyordu...

İşte bu iddia, "İran Süleymani'nin öldürülmesini dış politikada kaos gerekçesi yapacak ama son yıllarda yıldızının parlamasından dolayı, general Kasım'ın öldürülmesine Tahran'da sevinenler de olabilir" şeklinde yorumlardan da kaynaklanıyordu!..

Süleymani'nin gizemi!..

Kasım Süleymani'nin öldürülmesi hem İran'ın iç siyasi dinamiklerinde hem de dış politikasında farklı tepkiler oluşturabilir ama ABD'lilerin, "efsane" denilen o askerle ilgili, "o her yerdedir" şeklindeki tanımlamasının hiç kuşkusuz önemli gerekçeleri de vardı...

Orta Doğu'da yalnızca ABD ve İsrail'e değil, kanlı coğrafyayı kuşatan ve sömüren "böl-yönet" stratejisinin tüm emperyalist aktörlerine de kök söktürüyordu Süleymani...

Çünkü emperyalizmin hançerinin saplandığı her coğrafyada, karşı taarruzu başlatan tüm güçlerin başında Süleymani vardı...

Önce Irak'ta, sonra da Suriye'de, El Kaide'den IŞİD'e kadar, ABD'nin bölgeyi insansızlaştırma harekatının tüm süpürme taşeronlarına karşı, savaşan güçleri Süleymani koordine ediyordu...

Üstelik Orta Doğu'da liderleri asılarak, linç edilerek ya da kuşatılarak kimsesizleştirilen devletlerin hamisi konumuna gelmeye çalışan İran, Kasım Süleymani üzerinden ABD, İsrail ve destekçilerinin tüm planlarını bozmayı da başarıyordu...

Hiç kuşkusuz, IŞİD gibi Orta Doğu'nun kan pazarına sürüklemesinde taşeron olan örgütlerle karanlık unsurlara karşı yürütülen mücadelede, Barzani ve Esad'ın imdadına da yetişen Süleymani'nin öldürülmesi, Orta Doğu'daki Selefi kuşatmanın kırılmasında etkin rol oynayan bir gizemli askerle ilgili farklı görüşleri de ortaya çıkardı...

İran, Irak, Suriye ve Filistin'de Süleymani'nin bombalı suikast sonucu ortadan kaldırılmasına yönelik büyük tepki var...

Orta Doğu ülkelerinden sert açıklamalar geldi ama Türkiye'de gizli IŞİD'çilerle Esad yönetimine düşman kesimlerin sevinci çok şaşırtıcı...

Türkiye'nin Suriye bataklığında en az 40 milyar dolar kaybetmesi ve büyük sosyo-ekonomik çıkmazlara sürüklenmesine yol açan AKP politikalarının dinci destekçilerinin tümü "Halep kasabı, savaş suçlusu" diyerek Süleymani'nin öldürülmesini alkışladılar!..

ABD ve IŞİD'in Suriye'de yaşadığı hezimete üzülenlerin neredeyse İsrail ve Amerika'ya, "ellerine sağlık" demedikleri kalmıştı!!!

Trump'ın çifte planı...

Orta Doğu'nun göbeğinde yakılan her ateşin arkasında olmakla suçlanan ABD, Süleymani'yi öldürerek kan ve kaostan kurtulmayan bir coğrafyada yeni bir yangın da çıkarmış oldu!..

Üstelik İran'daki çok önemli bir figürü bir başka devletin, yani Irak'ta-Bağdat Havaalanı'nın çıkışında füze ile öldüren Pentagon, Orta Doğu'nun bağrına pimi çekilmiş bir bomba da bıraktı...

Çünkü bölge çok karışacak ve İran, dini liderin "yaşayan şehit" diye övdüğü Kasım Süleymani'nin öldürülmesinin tahrik edici bir eylem olduğunu hiç kuşkusuz karşı saldırılarla kanıtlama yoluna gidecek...

İran'ın, Orta Doğu'daki her gizemli operasyonunun arkasındaki isim olan Süleymani, neredeyse tüm coğrafyada molla rejiminin gözü-kulağı ve karar mekanizmasında yol göstericisi gibiydi...

İşte bu yüzden, Irak-İran savaşından bu yana dini lider Ali Hamaney'in yanından ayrılmayan Süleymani'nin öldürülmesi, İran'ın beyninden vurulması anlamına da geliyor...

Peki; ABD, Orta Doğu'da etkin bir rol oynayan Süleymani ve yanındaki 7 kişiyi Bağdat'ın ortasında niçin öldürdü?..

İşte bu sorunun önümüzdeki günlerde başlayacak kaosla birlikte çok önemli yanıtları olacak...

Ancak IŞİD lideri Ebu Bekir El Bağdadi'den sonra onunla mücadele eden İran'ın taarruz gücü Kasım Süleymani'nin öldürülmesi, Tahran'ın iç politikasında yaratacağı kaos kadar, ABD'nin hem dış politikadaki etkisi hem de Washington'un iç siyasetindeki dinamikleri açısından komplo teorisi olamayacak kadar önemli bir gerekçe de barındırıyor...

İşte bu gerekçenin perde gerisini aralayacak belge de, Trump'ın 29.11.2011'de attığı şu twitte gizli;

"Obama, tekrar seçilmek için İran'la savaş başlatacak..."

Evet; Trump, Kasım Süleymani'yi öldürterek bir taşla iki kuş vurmayı amaçlıyor...

Bakalım mollalar, Trump'ın Orta Doğu'da dokunamadığı tek devlet olan İran'ı kuşatma ve bu kıskaç üzerinden ABD başkanlık seçimlerinden zaferle çıkma planına izin verecek mi?..

Yazarın Diğer Yazıları