Atatürk öldürüldü mü, sır perdesi ilk kez bu kitapla aralanıyor
Atatürk’e cıvalı ilaç veren doktoru araştırmak nereden aklınıza geldi?
Bugüne kadar yazılan tüm Atatürk’ün hastalığı ve ölümü ile ilgili araştırma kitaplarında Prof. Hans Eppinger’den birkaç satır ile bahsediliyordu. Sadece geldiği ve Atatürk’ün kendisinden hoşlanmadığı ve sirozun ileri derecede olduğunu söylediği belirtiliyordu. 38 yıllık gazetecilik yapan ve 22 yıldır bizzat Atatürk’ün yakın çevresi ve hayatını inceleyen biri için bu bana göre gayet normal geliyor.
Nasıl biri bu doktor, kim öneriyor gelmesi için?
Ölümü ardından yakın dostlarının ‘sadist’ diye adlandırdığı bir hekim ile ilgili benim yorum yapmam doğru olmaz elbette. Ancak yaşadığı yıllarda meslektaşlarının laboratuvarlarından kadavra ve testis çalan, hastalarının yüzüne tükürmesi hadi bir yana Hitler’in talimatıyla ölüm kamplarında Çingenelere damarlarından zehir verecek kadar gaddar olan biri…
O doktorun Atatürk’ün tedavisi için öneren devlet yetkilisi kesin olarak bilinmiyor ancak gelmesinden çok kısa bir zaman önce Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Asım Arar, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ve Başbakan Celal Bayar’ ı ikna ediyor.
Yıllarca, yazılan kitaplarda Atatürk’ün masonlarca öldürüldüğü iddia edildi, buna ne diyorsunuz?
Masonluk camiası küresel bir örgütlenme, her örgütlenmenin içinde farklı fraksiyonlar farklı karakterde, farklı örgütlere ve çıkarlara hizmet edenler olabilir. Bu Atatürk’ü direkt olarak masonlar öldürdü dedirtmez; dedirtmemeli de… O dönemde Masonluk güçlü bir cemiyet ve İçişleri Bakanı dâhil devlet kademesindeki birçok yetkili ve etkili kişiler Mason. Kitabı okuyanlar hangi Mason ’un hangi görevlerde olduğunu, Atatürk’e olan yakınlıklarını da görecek.
Atatürk’ün Mason olduğu iddiasına ne diyeceksiniz?
Kesinlikle hayır diyeceğim. Kendisine Amerika’dan ve Türkiye’deki Mason Locası’ndan sözlü ve yazılı teklifler geliyor, törenlerine davet ediliyor ama O hiçbirine olumlu yanıt vermiyor. O dönem Masonluk camiasında karışık bir dönem. Mesela Zuhal Locası kurşunlanıyor, kurşunlayan aracın içinde eski Adalet Bakanı da var. Daha bir çok konunun ayrıntılarını da yazdım..
Bir eczacı ve bir dişçinin üzerinde de çok duruluyor kitapta?
Evet, o eczacı o dönem Mason Üstadı. İlginç bir karakter. Müteşebbis bir işadamı olduğu kadar Fakültede dekanlık da yapıyor. Bazı araştırmacılar o eczacının ilaçlarının kullanılmasının Atatürk’e iyi gelmediği ima ediliyor. Ben kronolojik olarak tüm olanları birleştirdim, okuyucu o eczacıyı bu kez çok yakından tanıyacak…
Dişçi ise Atatürk’ün bizzat kendi dişçisi. Daha önce de Abdülhamit’in dişçisi. Atatürk’ün ölümünden 10 yıl sonra İsrail’in ilk Cumhurbaşkanı ile çok samimi. Hatta Atatürk ölmeden kendisini tanıştırmak istiyor ve Türkiye’de endüstriyel fabrikalar kurmasını sağlamaya çabalıyor. Ama o dişçiyi gizemli hale getiren, Atatürk’ün hastalığı sırasında diş etlerini kesmesi ve telaşa kapılarak oracıkta bayılması? Daha da gizemli yanı, 1934 Trakya Olayları diye bilinen Yahudilere karşı gerçekleştirilen şiddet eylemlerinde adının geçmesi.
Kitapta ilgimizi çeken bir konu da Küresel Para baronları, Hitler’in ortaya çıkışı, yükselişi ve dolayısıyla 2. Dünya Savaşı’nın çıkması ile ilgili?
Hitler bir tesadüf değil. Dünya’nın gidişatını değiştirmek isteyen güçler bir kişiyi ve bir ülkeyi seçer, o ülkeyi ya da ülkeleri parmağının ucunda oynatır. Bunu hepimiz biliriz. Hitler de öyle biriydi. Atatürk’e Milliyet gazetesi aracılığıyla selam gönderiyor, izlemesi için film gönderiyor. Peki, Atatürk bunlara nasıl karşılık veriyor sizce? Gerçekten ilginç ayrıntılar…
Atatürk’e cıvalı ilaç veren Profesör 13 gün önce bir başka Dünya ünlüsü daha doğrusu Kraliçe’nin cenaze töreninden geliyor, ki O kraliçeyi de tedavi eden biri?
Evet o doktor atatürk’e 31 Temmuz günü geliyor. 13 gün önce ise tedavi ettiği Romanya Kraliçesi Maria’nın Siroz’dan öldüğünü rapor ediyor. Çok şüpheli bir ölüm.
Çok ilginç! Atatürk ile aralarında neler yaşanıyor?
Atatürk kendisini hiç sevmiyor ve bunu belirtiyor. Yaşanılanları bizzat kitaptan okumanızı tavsiye ederim. Ve bu doktorun Hitler’e yemin ettiğine dair bir belgesi var kitapta..
Hitler ve küresel para baronlarına çok dikkat çekiyorsunuz; neden?
Hitler 50 milyon insanın ölümüne sebep olmuş bir cani! Kullanılmaya müsait çılgın bir lider. Tarihlere dikkat ederseniz O’nun Almanya’nın başına gelmesiyle birlikte hangi ülkelerin liderleri sırasıyla öldürüldüğünü ve hatta Bulgar Kralı ile Yunan Başbakanı’nın ölümlerinde Atatürk’e cıvalı ilaç enjekte eden O doktorun, iki liderin başında bulunması yani muayene ve tedavilerinde bulunması ilginç durmuyor mu? Dünya baronlarının, dev ilaç firmaları ve silah tüccarlarının dünyanın dengesini nasıl değiştirebileceğine akı sır ermiyor. BU aynı zamanda bir medeniyetler çatışması. Bunları anlamadan ülke liderlerine yönelik düzenlenen ölümcül suikast ya da planlı öldürülmelerine şaşırmamak gerekir.
Atatürk o denli güçlüydü diyorsunuz yani?
Elbette! Düşünsenize daha 2. Dünya Savaşı başlamamış. Atatürk 1934 yılında Balkan Birliğini kuruyor. Şimdiki Avrupa Birliği gibi düşünün. Ve amacının Avrupa ülkelerini de bu birliğe çekeceğini herkes biliyor. Kendisi söylüyor bu projesini. İki yıl sonra Montrö Sözleşmesi’ne imza atılıyor. Bu şu demek: Almanya ya da başka ülkeler ellerini kollarını sallayarak Boğazlarımızdan geçemeyecek. Hitler’in, dolayısıyla Almanya’nın tek derdi Rusya’ya giden en hızlı yolu ele geçirmek. Ki; savaşı kazanamamasının en önemli nedeni bu bence.
Anladığımız kadarıyla siz Atatürk’ün hastalığı sürecindeki detaylarla birlikte dünya siyasetinin o dönemdeki gidişatına da dem vuruyorsunuz. Peki, muayene ve tedavi sırasında hiç mi kafalarda soru işareti bırakan konu ya da konular yok mu?
Olmaz mı? Dehşet verici anılar ve belgeler var. Hatta bazılarını kitabı okuyanlar ilk kez öğrenecek. Mesela Atatürk’e kaç kez hangi ilacın verildi, kaç kez lavman yapıldığı o lavmanlar sırasında hangi zararlı maddenin kullanıldığı gerçekten çok ilginç. Bu konuyu bir bilimsel heyetin oturup araştırması şart bence. Daha da ilgincini söyleyeyim! Atatürk’ü kaşıntılarından kurtarmak için Köşk’e gaz sıkılıyor. Bu gaz fareleri öldüren bir gaz. Elbette Köşk’te Atatürk yok ama ilginç olan o gazın Hitler tarafından ölüm kamplarında kullanılması ve binlerce insanın katledilmesi. Ve o gazı üreten firma ise çok tanıdık.
Çalışmanızda size en çok ilginç gelen konu ne oldu?
Başlı başına ilginçlikler halkası bir çalışma oldu ATATÜRK’ÜN KATİLLERİ ve O DOKTOR. Mesela bir doktor çok ünlü, hepimizin bildiği bir dünya devi ilaç firmasının uçağı ile geliyor ve Florya’da Atatürk’ü muayene ediyor. Tedavi verip vermediği, ya da o anlarda neler yaşandığı hiçbir kayıtta yok. Ki geliş gününde Atatürk’e henüz siroz teşhisi tam olarak konulmamış. Sadece elinde lekeler var…
Teşekkürler, emeğinize sağlık. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Ben teşekkür ederim. Okurlar Destek Yayınları’ndan çıkan bu kitabı okurken tarihsel ve bilimsel bir yolculuğa çıkarak Atatürk’ün hastalık ve ölüm süreci boyunca görev alan tüm doktorların dünyasında yaşananlara tanıklık edecek. Tamamı gerçeklerden oluşan ve belgelere dayalı anlatılan olaylara ve kişilerin yaşadıkları ya da yaşattıklarına tanık olunacak bu kitap sayesinde. Atatürk’ün Katilleri ve O Doktor’u okurken tarihimizin ve bugünümüzün nasıl daha farklı olabileceğini tekrar düşünecekler.