Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

​​​​​​​Yaşananlardan herkes ders almalıdır!

2019 sonlarında, Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan COVİD 19 virüsü dünyayı kasıp kavuruyor. Çin'den İspanya'ya, İran'dan Amerika'ya kadar insanlık bu büyük tehdide karşı kendini korumaya çalışıyor. Dünyada belki de ilk kez insanlık bu virüse karşı ortak ve yoğun bir mücadele veriyor.

İnsanlık tarihi, en ölümcül salgını olarak bilinen "kara ölüm" veba'dan 75 ila 100 milyon insan kaybetmişti. Daha sonra Kolera, Çiçek, Tifüs, AİDS, SARS, EBOLA gibi salgın hastalıklar insanlığı küresel bir tehditle karşı karşıya getirmişlerdi.

Daha önce bilinmeyen, az bilinen veya yeni ortaya çıkan virüslerin ortaya çıkardığı hastalıkların kitleleşerek bir anda insanlığı tehdit etmesi rastlantı değildir.

Doğada doğal olmayan sonuçların da doğal nedenleri vardır. Hiçbir sonuç nedensiz değildir. Bozulan her yapı kendisiyle ilişkili birçok dengeyi de bozmaktadır. Sonuçta her şey doğal ve sosyolojik dengenin bozulmasıyla başlıyor.

Organik/mekanik, fizyolojik/psikolojik, üretim/tüketim, insan/hayvan, insan/bitki vb. dengenin bozulmasının öngörülmeyen sonuçları olmaktadır.

Bugün için insanlığı tehdit eden corona virüsünün de birden fazla doğal ve insani dengenin bozulmasının sonucu olduğundan kimse kuşku duymamalıdır.

Ekoloji, denge ve sistem!

Dünya'da her şey denge üzerine kuruludur.

Sürdürülebilir yaşam da sürdürülebilir bir ekolojik dengeyi zorunlu kılar.

Başta savaşlar olmak üzere kazanç için çevrenin akıllara durgunluk veren istismarı yalnız insanlığın değil doğanın da dengesini bozdu.

Bu dengesizlik sonuçta her alandaki marazi gelişmelerin de nedenidir. Hep daha fazlasını kazanmak için doğa, hayvan ya da insanın alabildiğine istismarının insanlığı getirdiği yer savaştır, hastalıktır, yıkımdır.

Marks'ın "biriktirmek, biriktirmek, biriktirmek işte kapitalistlerin Allah'ları ve peygamberleri" derken vurgu yaptığı şey de buydu.

BM Çevre Programı verilerine göre, son 60 yılda, tüm çatışmaların en az yüzde 40'ı elmas, altın, petrol gibi değerli materyaller veya verimli toprak ve su kaynakları gibi doğal kaynaklar nedeniyle yaşandı.

Daha fazlası ile geçinmek için yapılan savaşlar, can ve mal kaybına yol açmasının yanı sıra çevre ve ekolojik dengeye de zarar vererek, bu hasarların faturasını gelecek nesillerin omuzuna yüklüyor.

Konvansiyoneli bir yana nükleer, biyolojik, kimyasal silahlar yalnız insanlığın değil doğanın da amansız düşmanıdırlar.

"Caydırıcı" olduğu gerekçesiyle kitle imha silahlarının giderek daha fazla geliştirilmesi, bunların çatışmalarda kullanılmaya başlaması insan/doğa dengesi bozuyor ve yıkıcı sonuçları artırıyor.

Dahası kimyasal silahların neden olduğu atmosferik veya jeo-küresel bozukluklar, yer küreyi ciddi şekilde tehdit eden iklim değişikliklerinin de başlıca nedenleri arasında yer alıyor.

Savaşlarda çok sayıda hayvanın öldüğü, bitki türlerinin tahrip olduğu bilinmektedir. Ekosistemin önemli bir parçası olan hayvanların ya da bitkilerin yok olması doğal yaşam üzerinde büyük tahribatlara yol açarken, geniş kapsamlı kimyasal silahların kullanımı ayrıca uzun vadede öngörülemeyen ekolojik hasarlara neden oluyor.

Milyonlarca insanın canına mal olan savaşlar, ayrıca bu çatışmalar sırasında kullanılan uçak, gemi ve diğer kara araçlarının çevreye yaydığı atık yakıtlar boyutuyla da ozon tabakasında büyük hasarlara yol açıyor.

Kapitalistin aç gözlülüğü çevreyi kirletiyor, ekosistemin dengesini bozuyor o da küresel ısınmaya yol açıyor. Küresel ısınma da canlı türleri için tehlike arz eden iklim değişikliğini beraberinde getiriyor.

Sonuçta çevre daha geniş anlamıyla dünya, giderek insanlık için yaşanamaz hastalıklı bir yer haline geliyor. Sürdürülebilir bir hayat ekolojik sistemin hassas biçimde korunmasına bağlıdır. Corana virüsü ya da diğer hastalıklar bu sistemin bozulmasının sonucudur. Yaşananlardan herkes ders almalıdır!

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları