Yasağın sırrı...

Yeni anayasa çalışmaları için kurulan TBMM Uzlaşma Komisyonu ilk günlerdeki tılsımını kaybetti. Büyük şeffaflık ve herkese eşit mesafe sloganları ile yola çıkmışlardı. Uygulamada gördüler ki dendiği gibi olmuyor. Yeni anayasa çalışmalarına “büyük katkı sağlamak” adına TBMM’nin internet sitesinde açtıkları sayfada her görüşe yer veriyorlardı. Bir de baktılar iş çığırından çıkmış.
Baş edemeyince gelen önerileri internete koymama yani gizlilik kararı aldılar.
Düşünce ve fikir özgürlüğünün en büyük savunucusu olan parlamentodan böyle bir karar çıkar mı?
Pekala çıkar!..
Neden?
Komisyon üyesi bir milletvekilinin ağzından:
“Olay cemaatlerin kendini ifade etme ve reklam yarış sahasına dönüştü.Baş edemedik”
Örnek istedim,
“Özele girmeyelim” dedi.
TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonunun başka sıkıntıları da var. Söz verdiğim için yazmıyorum.

***


Yeni Anayasa çalışmalarında farklı bir boyuta geçelim.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Tunca Toskay, “yeni bir anayasa değil, köklü anayasa değişikliği veya reformu istiyoruz” demişti. MHP’nin kırmızı çizgileri malum. “Ne oluyor acaba” yı merak ettik. Tunca Toskay, sorularımıza açıklıkla cevap verdi:
“Son derece disiplinli bir şekilde birileri yeni anayasa diyerek şu imajı veriyorlar. Yani biz anayasanın bütün maddelerini yeniden yazarız, o yeniden yazma sırasında da bazılarının belki de aklından geçen, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş felsefesini de kendimize göre tekrar düzenleriz. Aslına bakarsanız şu var; teorik anlamda şu anda bu Meclisin yeni anayasa yapma yetkisi yok. Zaten ne yaparsa yapsın, bütün maddeleri yeniden yazsa dahi teknik olarak bu anayasa yeni anayasa olmaz. Sebebi de şu; yapacağımız anayasa şu andaki anayasanın, bir anayasa değişikliğinin veya kabulünün nasıl yapılacağına ait usullere göre yapılacak. Bu anayasada, ya anayasa değişikliği veya bir anayasa maddesi yazılıp ta yeniden yürürlüğe koymak istediği zaman hangi süreçten geçmesini emrediyor ise, bu anayasa hükmünü ona göre yapacaksın. Teorik anlamda bunu söylüyor. Bunu gördüğünüz zaman zaten yeni anayasa değil çok köklü anayasa değişikliği veya anayasa reformu bana göre daha doğru bir yaklaşım olur. Ama benim gördüğüm kadarıyla bazıları sil baştan yeni bir anayasa yapalım, yeni anayasa şöyle olacak, böyle olacak derken Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu arada kuruluş felsefesini de kendimize göre yeniden yazabilir miyiz gibi bir şeyleri de var.”
Sıkıntılarını bildiğim uzlaşma komisyonunun dağılma olasılığını sordum:
“MHP uzlaşmaz, toplantının hemen başında bazı şeyleri bahane etti kaçtı vs gibi şeyleri dedirtmeyiz. Biz orada sonuna kadar kalacağız ve görüşlerimizi kabul ettirmek için de elimizden gelen bütün gayreti sarf edeceğiz. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve Türk Milletinin bütün değerlerini korumak gayreti içindeyiz. ”


Nasıl haber yapalım?

“Etik değerler” ve “dürüstlük”
AKP iktidarının ağzından hiç düşmeyen sözler.
Ve tabii ki kendilerine göre “özgür basın”...
Kendi taraftarları yazınca  sorgusuz “doğru”, muhalif düşünce sahipleri belgeleriyle, yetmedi şahitleri ile birlikte yazsa da “yalan”..
Bakın şimdi size AKP’nin “özgür basınında” hiç bulamayacağınız bir haberi aktaracağım.
“Haberiniz.com” adlı haber portalından. (01.02.2012)
Başlık:
“Karabük Operasyonunda Şahin İzleri”
Fotoğraflı haber:
“Karabük’ün Safranbolu ilçesi merkezli olarak gerçekleştirilen v e 16 kişinin göz altına alınması, 10 kişinin tutuklanması operasyonunda Adalet eski Bakanı ve TBMM eski başkanı Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in akrabası ön plana çıktı.
Operasyon esnasında Ankara’da bir hastanede tedavi gören M.Ali Şahin’in bir akrabasının da göz altına alınmaktan son anda bir telefonla kurtulduğu, operasyon kapsamına tutuklanan iş adamları ile eski TBMM başkanı Şahin’in kardeşi Karabük Kültür ve Turizm İl Müdürü İbrahim Şahin’in çok sayıda telefon görüşmesinin kayıt altına alındığı iddia edilirken, göz altındakilerin Safranbolu Adliyesindeki  savcılık ve mahkeme süresince  eski adalet Bakanı ve TBMM eski Başkanı Mehmet ali Şahin’in babası Abdullah Şahin ile kardeşi Karabük Kültür ve Turizm İl Müdürü İbrahim Şahin’in Safranbolu adliyesi önünden ayrılmayışları dikkatlerden kaçmadı.
Karabük’te bir yemek firmasının Safranbolu ve bazı illerde yapılan yemek ihalelerinde “ihaleye fesat karıştırma, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve resmi belgede sahtecilik” iddiasıyla aralarında kamu görevlilerinin de olduğu 10 kişi tutuklanmıştı.
Merkezi Safranbolu da olan bir yemek firmasının yemek ihalelerinde usulsüzlük ve ihalelere fesat karıştırdığı ihbarı üzerine 2009 yılında Safranbolu Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlatmıştı. Savcılığın talimatı ile Karabük Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesinin teknik ve fiili takip sonunda Karabük, Ankara, Trabzon ve Kastamonu illerinde yapılan eş zamanlı operasyonda içlerinde kamu görevlilerinin de olduğu 19 kişiyi gözaltına aldı. Emniyette ifadelerin alınan sanıklardan 3 kişi serbest bırakılırken 16 kişi adliyeye sevk edildi.
Safranbolu Cumhuriyet Savcılığına çıkartılan 16 sanık buradaki sorgularının ardından tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. “Suç işlemek amacı ile örgüt kurmak, resmi belgede sahtecilik, ihaleye fesat karıştırmak, 6137 sayılı kanuna muhalefet” suçu iddiası ile mahkemeye sevk edilen 16 sanıktan aralarında kamu görevlileri de olan, Safranbolu Belediye Başkan Yardımcısı Kamil T., eski Safranbolu Belediye Başkan Yardımcısı Bahattin E., özel bir yemek fabrikasının sahipleri Hikmet, Burhan ve Erdal D., fabrikada çalışan Osman A., Araç İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Şakir Ü. ile Metin N., Şemsi U. ve Uğur K., tutuklandı.
Belediye çalışanlarından T.T., N.A., M.K. ile B.G., D.A. ve Ü.T. serbest bırakıldı.
Tutuklananlar, Karabük Devlet Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Karabük Cezaevine gönderilmişlerdi.
Tutuklananlar arsında yer alan Safranbolu belediye başkan eski yardımcısı TBMM uzmanlarından Bahattin E Adalet eski bakanı ve TBMM eski başkanı M. Ali Şahin’in akrabası.”

Yazarın Diğer Yazıları