Yaptıkları tek bir üretim tesisi var mı?
Burhanettin Duran iktidarın yaptıklarını sıralamaya başlayıp; "Bunca tesis ve fabrika yaptı" deyince Berhan Şimşek müdahale etti:
"-Bana bir tek üretim yapan yeri örnek verir misiniz?"
Duran kısa bir duraksamadan sonra devam etti:
"-Canım, millet bunlara 17 yıldır oy veriyor"
Şu diyalog bile pek çok şeyi anlamaya yetti sanırım.
Bıraktık yeni imalat sanayi kurmayı, mevcutları da sattılar. Son örnek şeker ve çimento fabrikaları.
NTV'deki Siyasi İşler'de Okan Müderrisoğlu ve Burhanettin Duran'ın iktidarı savunmalarına bayılıyorum.. Arada sırada Duran'ın böylesi ilginç cevapları oluyor.
Berhan Şimşek'in, "Ben cevabımı aldım" şeklindeki esprilerine muhatap oluyorlar.
Mutfak yasağı
Hariçten gazel gibi olacak ama ben de bir kaç soru yöneltmek istiyorum. Yakın zamanda pek çok ürünün fiyatının uçuşa geçtiğini görmüyorlar mı? Engellenemeyen zamlara hergün tanık oluyoruz. Et-kıyma ve süt ürünlerinin durumu faciaya dönüştü. Yeni gözboyama, gramajı azaltıp, paketleri küçültmek. Düne kadar yarım kilo olan etler bugün 400 gram, peynirler ise 350 gram. Buna rağmen zamlar durmak bilmiyor
Ya maaşlar
Emekli maaşları ve asgari ücretlilerin ödeme gücü 1 hafta ile sınırlı kaldı. İktidar bu konular açıldığında aynı cevabı veriyor:
"Evet, enflasyon önlenmeli..."
Hepsi bu kadar. Anında bir başka konuya geçiyorlar. Amaç, örtmek.
Son malzeme
Ankara'daki önemli konu ana unsur oldu. İddialar, meşhur "cambaza bak" hikayesine dönüştü. Evine ekmek götüremez hale gelenler bile sadece "kumpas mı- rüşvet mi"yi tartışıyorlar.
Silah gibi
Bu konuda en ateşin ekran CNNTURK. İstanbul Kanal'ı durmaksızın işleniyor. Ancak bir başka Özışık -Süleyman- gerçekleri eğip büküp yaptığı konuşmalara müdahale edilince adeta çıldırdı. Bir ara elindeki kalemi alnına saplamaya çalıştığına tanık olduk.
Bu sahneleri inanın büyük üzüntüyle izledim. Kimi bilgisizlerin bazı konularda ahkam kesmesine bu kadar izin verilmemeli. Bir gün gelir o kalemi bir tarafına sokar. Alın size skandalın büyüğü.
Sabah faslı
Öte yandan dün sabah Mansur Yavaş'ı FOX TV'de gördük. Başkan en akıllı işi yapmış ve Çalar Saat'i tercih etmişti. Böylece tuzak sorulardan kurtulmuştu.
Yavaş, en azından benim gibi düşünenlerin bazı saplantılarını silip süpürdü. Herşeyden evvel, "Genel Başkanımın bana dediği tek şey, olayı hukuk çerçevesinde götür oldu" diye konuştu. Aklımın hâlâ basmadığı, bir avukatın 3 tarafın birden avukatlığını üstlenmiş olması. Buna nasıl izin verilmekte. Gaflet değilse nedir?
Cemaat meselesi
İsmail Küçükkaya ile Mansur Yavaş görüşmesinde gündeme gelen en çarpıcı yan FETÖ'cülerle işbirliğiydi. Yıllar yılı "en büyük gelirleri olan imar rantı"nın geldiği nokta güzel anlatıldı.
Herhalde vakti zamanında Bülent Arınç'ın sözünü ettiği "Ankarayı parsel parsel sattılar" söylemi bugünlerin işaretiydi.
Ankara Belediye Başkanı'nın bunu çok iyi anlattığını gördük. Yavaş'ın en çarpıcı ithamı ise "Kendini hapse atanlarla ortaklık kurdu" demesiydi.
Gerçekten de Sinan Aygün'ün iş ortaklığı yaptıklarının pek çoğu hâlâ FETÖ'den firari konumda.
Yara sarma zamanı
Süper Lig'de ilk yarının son haftası geldi. Kimi takımlar kümede kalma planı yapıyor, kimi Avrupa hesapları peşinde. Öte yandan boş durmayanların başında da Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve ona bağlı Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) gibi kurumlar var.
Bunların değil aleyhinde konuşmak, imada bulunmak bile cezalandırılma sebebi haline geldi. Normal eleştiri bile PFDK'ya sevk nedeni. Hani sıkça kullandığımız bir tabir vardır, "Dokunma, cızzz, yanarsın"... Durum tıpkısının aynısı.
Hesap belli
Benim önerim devre arasının daha hayırlı bir işe vesile olması. TFF ve kurullarının bir an önce yenilenmesi. Çünkü Nihat Özdemir ve arkadaşları futbol tarihimizin en çabuk aşınan yönetimi oldu.
"Gönlümün takımını şampiyon yapmadan gitmem"de ısrarcıysa o başka. Bunun tedbirini de diğer camialar düşünsün.
GÜNÜN SÖZÜ
Düşünürü öldürmek, düşünceyi öldürmez. Arnold Wesker