Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yaprak dökümü

Süphesiz ki, “her nefs ölümü tadacaktır”, ancak zamansız, yersiz geldiğinde üzüyor insanı. Zaten bu 2008 hiç iyi gelmedi bana. Art arda sevdiklerimi kaybettiğim bu yılın bir an önce sona ermesini isterken bu sabah (dün) Azerbaycan’dan Tuğrul Türkeş aradı. “Başımız sağ olsun” dediğinde yaprak dökümünün devam ettiği hissine kapıldım. “İrfan Ülkü’yü kaybettik... Kalp krizi onu alıp götürdü” sözleri başımdan kaynar suların dökülmesine sebep oldu. Daha birkaç gün önce görüşmüştük. Haber 6’nın Yönetim Kurulu üyesi olarak benden Ankara’da neler yapabileceğimizi sormuştu. Bakü dönüşünde geleceğini söylerken, “İnat etme! Gel seni de götürelim. Azerbaycan’daki cumhurbaşkanlığı seçimleri çok önemli. Sadece Kafkaslar için değil, Avrasya coğrafyasının istikbalini belirleyecek” demişti. Türk dünyasına açılan kapı Azerbaycan konusunda en az İrfan Ülkü kadar hassas olmama rağmen “Sonucu belli seçimin gözlemciliği komediye alet olmaktır” cevabıyla yıllardır süren fikir ayrılığımıza nokta koymaya kalkıştım. Her zamanki olgun tavrıyla “Real politikada duygulara yer yoktur. Türkiye’nin ve Türk dünyasının çıkarları için Azerbaycan’da Aliyev iktidarı devam etmeli. İlham Aliyev’i destekleyerek eksikleri, yanlışları düzeltebiliriz. Aksi halde iş Özbekistan ile olan kötü duruma dönüşebilir” demişti.
Dış politikada gerçekçiliği elden bırakmayan İrfan ağbi, içeride çoğu zaman bizden daha duygusaldı. Hatta kırılgandı.
Gazetecilik mesleğine polis - adliye muhabirliği ile başlayan Ülkü’nün terörle mücadele konusundaki haberlerini ilgiyle takip ederdik. Milliyetçi, ülkücü gazetecilerin iki elin1en gazeteciliğe ilgi duymamı sağlayan İrfan abi ile kısa süreli olarak çeşitli gazetelerde çalıştık. Farklı gazetelerde olduğumuzda bile gelişen olayları mutlaka beraber değerlendirirdik. Benim iflah olmaz Elçibey hayranlığım gibi o da Aliyev tutkunuydu. Haydar Aliyev henüz Nahçıvan’da kimsenin tanımadığı eski politbüro üyesini Türkiye ve dünya kamuoyuna tanıttı. Aliyev’in iktidara gelmesinden sonra İrfan Ülkü’nün önemli bir göreve getirileceğini bekledik. Ama o talepte bulunmadı. İstese Azerbaycan’da yatırım yapan şirketlerin işini takip eder, ortak bile olurdu. Parada, pulda gözü yoktu. Geride eser bırakmaya inanırdı. O iyi bir okuyucuydu. Genel yayın yönetmenliğini yaptığı gazetede öğle yemeği sırasında Sun-Tzu okuduğu için eleştirenlere ne goller atmıştı. Evet kitap koleksiyoncusu değil iyi bir okurdu ve okuduklarını yorumlayabilen entelektüeldi.
Elim haberi alır almaz beni İrfan Ülkü ile tanıştıran ortak dostumuz, can kardeşim Güray Değerli’yi aradım. Neredeyse otuz yıldır birbirlerinden kopmayan Ülkü ve Değerli Azerbaycan’da birliktelermiş. Başsağlığından sonra telefonda başka hiçbir şey konuşamadık. Son yıllarda süren yaprak dökümünde sevdiklerimizi, ortak dostlarımızı birlikte uğurladığımız İrfan ağabeyi demek biz uğurlayacağız ha... Seneler boyu dişlerini yaptırmayışına takıldığım güzel insan son dönemlerde “Hadi oradan, aynaya bak!” diyerek artık bizim de yaşlandığımızı hatırlatırdı. Kitap konusundaki cimriliğine rağmen dostluğunda bonkör olan İrfan Ülkü kalbine söz geçiremedi. Yılların yorgunluğunu daha fazla taşıyamadı yüreği ve çok sevdiği Azerbaycan topraklarında verdi son nefesini. Anadolu’daki yaşlı hacı adayları Mekke’ye giderken o topraklarda ölmek ister ya... İrfan ağabeyin aklından bunu geçirdiğinden eminim. Ama bu kadar kısa sürede olmamalıydı.
İnsan hayatındaki zor anlardan biri de sevdiği kişilerin ölüm haberini verebilmektir. Tuğrul Türkeş bey, “Gerekli yerlere bilgi ver, cenaze hazırlığı için yardımcı ol” deyince yakın dostlara “İrfan Ülkü’yü kaybettik” haberini vermek bana düştü. Öylesine güçlük çektim ki anlatamam. Umarım bizim de ardımızdan İrfan abi için olduğu gibi güzel sözler söylenir, sevgi dolu yazılar ve sıcak anılar kalır.

Yazarın Diğer Yazıları