Yandaş medya hedef gösterdi
“ERGENEKON’UN medya ayaĞI VAR” YAZANLAR operasyonun devamINI İstedİler
Nazlı Ilıcak, Emre Aköz, Ali Bayramoğlu, Perihan Mağden, Ragıp Duran, Ahmet Taşgetiren gibi isimler Ergenekon adı verilen sözde “terör örgütü”nün medyada uzantıları bulunduğunu ileri sürerek, bunların ortaya çıkarılmasını istediler.
“Medya Ergenekon’un neresinde” başlığıyla konunun üzerinde duran Taraf, tecrübeli kalemler Necati Doğru ve Melih Aşık’ın hedefindeki gazeteydi.
“AKP yanlısı medya saldırısını sürdürüyor” diyen Cumhuriyet, gözaltına alınanlar arasında olan Mustafa Balbay’ın köşesine “Ankara temsilcimiz gözaltına alındığından yazısını yayımlayamıyoruz” notunu düşerek tepkisini sürdürdü.
Cumhuriyet Ergenekon haberlerini göz önünde bulundurarak yaptığı medya değerlendirmesinde, “Ergenekon soruşturması kapsamındaki gözaltılar, AKP yanlısı birçok yayın kuruluşunda, ”beklenen“, ”geç kalmış“ olarak değerlendirildi.
Star gazetesi, gözaltıları ”Darbe Temizliği“ manşetiyle duyurdu. Gazete yazarlarından Ahmet Kekeç, ”Darbe kendi evlatlarını mı yemeye başladı“ başlıklı yazısında Tolon ve Eruygur’un daha önce gözaltına alınması gerektiğini yazdı.
Taraf gazetesi, olayı ”Darbeci Paşalar gözaltında“ başlığıyla duyurdu. Gazete ”İddianame için zaman sınırı yok“ başlığıyla, iddianamenin hazırlanmayışına destek verdi. Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan da gözaltıları destekledi.
Yenişafak gazetesi ”Sarıkız’a darbe“ sürmanşetiyle çıktı. Hakan Albayrak ise yazısında, ”Yeni Ankara’nın mimarlarına selam olsun“ başlığıyla AKP’ye destek verdi” ifadelerini kullandı.
+++++
Evrensel Guguk
Tetikçi gazete manşet atmış: “Darbeci Paşalar Gözaltında”
Bu tetikçi gazete yatar kalkar “evrensel hukuk” tan dem vurur. Değil evrensel hukuk... Evrensel guguk bile “Suçluluğu ispat edilene kadar herkes masumdur” der. Ama tetikçi gazete etikçi değildir; sahibine yaranma telaşındadır...
Suçlayan kendisi... Yargılayan kendisi... Hükmü veren kendisi...
Gözaltına alınan paşalara hükmü giydirmiş, “darbeci” yapıvermiş...
Evrensel infazcılar böyle çalışıyor...
* Melih Aşık /Milliyet
+++++
Git Taraf’ta çalış!
“Nihayet bazı büyük balıklar” manşetiyle kendi grubunda bile tepki gören Radikal’i eleştiren Oray Eğin gazetenin Yayın Yönetmeni İsmet Berkan’a yüklendi
Radikal gazetesi, henüz iddianamesi bile olmayan bir davada haklılığı tartışılan gözaltıları manşete taşırken kendini hem savcı hem de hakim yerine koymuştu. “Nihayet bazı büyük balıklar” bir gazeteye yakışan bir başlık mıdır? Her şey bir yana, “Nihayet” gibi bir sevinç ifadesinin Radikal gazetesinde işi ne?
Radikal, fena halde Taraf gazetesini kıskanıyor. Bir propaganda bülteni olan Taraf, dün “Darbeci generaller gözaltında” diye bir manşet kullanmıştı. Hadi, Taraf’ın neye hizmet ettiği belli...
Hep söylüyorum, yine tekrar edeceğim: Bu adam gazetecilik bilmiyor, habercilikten anlamıyor. Nitekim dün Doğan Grubu’nun diğer gazetelerindeki toplantılarda ve patron katında bu manşete ciddi eleştiriler getirildi.
Onun gibi cahiller, sanıyorlar ki iki tane komutan günlüklerinde darbe planladı, iki tane başçavuş dinamitleri hazırladı ve bunun sonucunda darbe olacak. Birazcık bilgi sahibi olup, olaylara analitik baksalar bu yapılan operasyon dünkü nedenler dolayısıyla değil, geleceği inşa etmek adına yapıldığını anlarlar.
Üç-beş tane liberalin peşine takılmış, akşam iş çıkışı bar sohbetinde sırtı sıvazlanacak ve ödül olarak eline bir lolipop verilecek diye bir gazeteyi ayaklar altına alıyor. Tamamen kendi beceriksizliği ve olayları okuyamaması.
Peki bu insan ne işe yarıyor? Gazetesi bir köşede unutuldu zannedip, meydanı boş bulmuş gibi evcilik oyununda gazeteci rolünü üstlenmiş ve kendisiyle üç-beş arkadaşını tatmin ediyor.
Benim ona naçizane bir tavsiyem olacak: Gitsin, bir an önce Taraf’ta işe başlasın.
* Oray Eğin /Akşam
+++++
“gİzlİ” belgelerİn servİs edİldİĞİ gazetelere soru:
İddianameyi mi gördünüz?
Telefon dinlemeleri dahil neredeyse iki yıldan beri (730 gün eder) ortaya iddianamesi konulmayan soruşturmayı yürüten savcı ile her hafta sonu yemek yeyip ondan sızdırma bilgiler alarak, “kimlerin tutuklanacağını önceden bilebilen” gazetecilerin sevinçlerini dile getiren yazılara inanırsak Türkiye’de darbecilik bitiyor. Örneğin bu iktidar yanlısı gazetecilerden biri olan Yasemin Çongar dün köşesinde; “Ellerinde gencecik çocukların kanı olan darbecilerini yargılamak yerine kırpıp kırpıp cumhurbaşkanı, yönetim kurulu üyesi, sayfiye ressamı yapmaya alışmış bir ülkenin, darbelerden bir türlü kurtulamayan makus talihini değiştirecek bir kocaman adımdır bu...” diye yazdı.
İktidar yanlısı diğer gazetecilerden biri olan Ali Bayramoğlu da dün köşesinde; “(...) atılan adım o denli önemli ve devasadır ki, yansımalarının da devasa ve önemli olacağı açıktır... Bu durumda ilke savaşı kadar, iktidar kavgalarının en keskin aşaması yaşanacak demektir...” tespitinde bulundu.
Yasemin Hanım umutlu. Ne dediğini biliyor! Ne yazdığının farkında! İki defa doğrulatmış.
Ali Bayramoğlu mutlu. Geleceği parlak görüyor. Darbecilik kesin bitiyor. AB demokrasisi geliyor.
Bu gazeteciler 730 gündür hazırlanamayan iddianameyi görmüş olmalı ki bu kadar emin, bu kadar kesin, bu kadar sevinçli.
* Necati Doğru / Vatan
+++++
Kişi kendinden bilir
Ahmet Altan çok emin. Diyor ki: “Darbeler her zaman kendilerine yandaş medya bulurlar.
Çünkü darbeler çok para dağıtırlar.
Hiç kimse denetleyemediği, kimse onlara hesap soramadığı için darbeciler yandaş medyayı paraya boğarlar...”
Ha şunu bileydin.
Bu sefer ağzına diline sağlık.
Biz de Taraf’ı ne zaman elimize alsak bunu söylemiyor muyuz zaten.
+++++
Buna kİm İnanır?
Kafiye olsun: Kadir İnanır!
Ergenekon tutuklamaları, öyle bir zamana denk getirilmiş ki, Başsavcı’nın sözlü mütalâasının yaratacağı etki sınırlanmak istenmiş. Sanki, Yalçınkaya’nın açıklamaları büyük sürpriz yaratacak ve ilgi çekecekti! Bence, “İddianame gölgelenmek isteniyor” diyenler, aslında, Ergenekon’un önemini gölgelemeye çalışanlardır.
* Nazlı Ilıcak / Sabah
+++++
Devlet hancı hükümetler yolcu. Hükümet kendini devletin sınırları içinde korur. Onu yıkan surlar örerek değil.
Nerde o yoğurdun bolluğu?
Hasan Karakaya devletin kendini savunma refleksini savunanlara Vakit’te misilleme yapmış: “Hükümetin kendisini yıkmaya çalışanlara karşı tedbir alması ve saf dışı etmeye çalışması gayet normal değil midir? Onlar darbe yapacaklar hükümetin sesi çıkmayacak! Nerede o yoğurdun bolluğu?”
Cevap veriyorum: Silifke’de... Uzaksa Silivri olsun. Savcının yanına çöker, sanık sandalyesinde oturanlara “özencik” de yaparsınız...
+++++
MİNİ YORUM
Ordu mu kötü, darbe mi?
“Hergün bir TSK karalaması” kampanyasını, bazı siyasilerin “ordu”yu düşürülmesi gereken son kale gördüğünü hesaba katıp “yıpratmayın” demek neden darbecilik olsun? TSK’nın güvenilirliğinin korunması gerek. “Peygamber ocağı”, “laiklik cephesi”... Sizin ordan nasıl okunuyorsa okunsun TSK’nın özü “bölünmez bütünlüğün, güvenliğin teminatı” olmasıdır. Tarih boyunca yıkıldıkça yeni ve bağımsız bir devlet kurduran “teşkilat”ın devamıdır. Bugün de PKK terörü ile mücadelede binlerce şehit vererek kutsallaşmıştır. “En kötü demokrasi, en iyi darbeye tercih edilmelidir”. Ama kötü olan “darbe”dir, “asker” değil. Askeri “darbe mimarı” saymak sapkınlıktır. Sözde darbe karşıtlarının Soros’dan fonlanması da trajik bir çelişkidir.
* Selcan TAŞÇI