Yalnızca tiryaki kavgası mı?...
“Sadece Bakan değilim. Özgül ağırlığım var. Ben hiçe sayılamam.”
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, TRT ekranlarından Tayyip Erdoğan’a rest çekerken kullandığı bu ifadeler hafife alınamaz. Arınç’ı uzun yıllardır tanırım, bu söyledikleri yüzde yüz doğru. Artık karpuz gibi çatlayan AKP içinde Bülent Arınç’ın uzun yıllara dayanan önemli bir nüfuzu vardır. Bu yüzden; Tayyip Erdoğan da ona Gezi kavgasına kadar “Bülent Abi” diye hitap ederdi. Hürmette kusur etmezdi. Birçok özel toplantıda şahit olmuşumdur; Bülent Arınç odaya girdiğinde Tayyip Erdoğan ceketini ilikler ayağa kalkardı.
Saltanat kavgasında son raunda girildi.
Artık eski günlerden eser kalmadı!..
Son kavganın perde arkasını biraz da geçmişte gizli kalanlardan başlayarak aktaracağım..
Bülent Arınç, özgül ağırlığını koyduğunda tek başına Tayyip Erdoğan’ı ortadan kaldırmaya yetmeyebilir ama bu ağırlık başka özgül ağırlıklarla birleşir veya birleşiyorsa o zaman Erdoğan için tehlike çanları çalıyor demektir.
Bülent Arınç, AKP troykası (Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan ile birlikte) içinde kendini eşit olarak tanımlar. Diğer iki isimden -o günkü makamı ne olursa olsun- statü olarak geri olmadığını her özel ortamda ifade etmekten geri durmaz. Başbakanlığın da, Cumhurbaşkanlığının da en az onlar kadar hakkı olduğunu söylemekten de kaçınmaz. AKP içinde de kimse buna herhangi bir itiraz koy(a)maz.
Fakaat!.. Hep oyalanmıştır Bülent Arınç..
Tayyip Erdoğan, 2002’de Başbakanlığı, yaptığı gizli ve herkesten gizlenen anlaşma ile Abdullah Gül’e verdi. Bülent Arınç küstü. Abdullah Gül gönül almak için Bülent Arınç’ın ayağına kadar gitti. Saatlerce dil döktü bir yol kazası olmasın diye. Sıranın bir gün ona da geleceği konusunda söz verdi. Meclis Başkanlığı ile ikna edildi o günlerde Bülent Arınç. 2007 yılına kadar sabırla bekledi “Bülent abi”. Hesapta Tayyip Erdoğan Çankaya Köşkü’ne çıkacaktı. Olmadı!.. Abdullah Gül yine masaya tekme atınca “kardeşim” formülü devreye girdi. Nabız yokladı Arınç, göstergelerin kendi lehine olmadığını gördü. Çareyi Abdullah Gül’ü desteklemede buldu. “Kardeşim” formülü elini kolunu bağlamıştı.
Bülent Arınç, saltanat kavgasında ilk raundu kaybeden Tayyipçilerin sürekli kulislerde “Putin-Medvedev” , “Abdullah Gül partinin başına Erdoğan Köşk’e” formülünü ortaya atmasına karşı da ya sabır çekti. Hedefe yürümek için ara sıra çaktı Erdoğan’a. Nabız tuttu, geri adım attı hatta özür bile diledi. Fakat hedeften kopmadı.
Golü atmak için beklediği muz orta Gezi’de geldi. Abdullah Gül ortaladı Bülent Arınç çatala taktı. Erdoğan bacak arası gol yiyen kaleci gibi direkleri tekmeledi. (Bakınız; yazarın Gezi Parkı öncesi ve sonrasında AKP içindeki çatlaklar ile ilgili yazılarına)..
Ve geldik 2014 mahalli seçimler arifesine..
Melih Gökçek’in, varyetelerle Recep Erdoğan’ı yeniden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için kafa kola alması, Bülent Arınç’a aranan acil kanı bulmak gibi oldu. Partideki aleyhte rüzgardan da güç alarak Recep Erdoğan’a açıkça söyledi; “Melih Gökçek bir daha olmaz” diye. Yine kapıştılar. Bu arada kendi yakın çevresinden devamlı şu duyuruluyordu hassas çevrelere; “Bülent Arınç Köşk’e, Abdullah Gül Başbakanlığa” formülü. Bülent Arınç, Tayyip Erdoğan da dahil AKP içinde herkese “Ankara Büyükşehir adaylığı için Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki” kulisini yaptı hem de bütün özgül ağırlığıyla.
Yandaş medya sarmalından çıkamadığınız için AKP içindeki büyük kavgayı öğrenemiyorsunuz. Kavga o kadar büyüdü ki; iktidar kulislerinde konuşulanlara göre;
“Veysel Tiryaki parti içindeki kavgadan korktu ve Bülent Arınç’a kibarca ‘Ben isterseniz çok ön plana çıkmayayım’ dedi. Arınç da Tiryaki’ye, ‘Ben işi bitireceğim. Yılmak yok yola devam. Göreceksin bak Melih Gökçek’i bitireceğim. Sana söz veriyorum’ diye karşılık verdi.”
Saltanat kavgasının had safhaya ulaştığı AKP’de işin Çankaya boyutuna gelince... Abdullah Gül, Melih Gökçek’ten pek hazmetmez. Yıllarca küs kaldıklarına ben şahidim. Abdullah Gül ile Bülent Arınç son zamanlarda beraber bir tablo çiziyor. Fakat! Gülcüler diyor ki; “Çekişmede partinin bütün ağır topları beyefendinin yanına geçiyor. Bir ikna edilmedik Mehmet Ali Şahin kaldı. Onun da eli kulağında.”
Çankaya tarafından fısıldanan yeni formül ise şöyle;
“Abdullah Gül bir dönem daha Köşk’te. Bülent Arınç Başbakan olsun.”
Bu yüzden Recep Erdoğan’ın planladığı ve iki aydır ertelemek zorunda kaldığı kabine revizyonu da her an patlamaya hazır bomba gibi.
Bunlar ana hatlar. Ayrıntılar ile kafanızı yormayacağım.
AKP çuvalı patladı artık yama tutmuyor!..
Dümenden herkes birbirini düzeltmeye çalışıyor. Büyük kavgaya aynı “kardeşim” formülünde olduğu gibi “sevgi” kılıfı geçirmeye uğraşılıyor.
Olmuyor.. Olmuyor!..
Bakalım!.. “Kardeşler” arasındaki kavgaya çözüm bulmak için dış ve iç-dış destek nerden, kimlere gelecek?
Tahmininiz var mı?..
...................
Not; Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, elektronik posta göndererek önceki gün ADSIZ’da gazete haberlerine dayanarak ortaya koyduğum iddiaların doğru olmadığını dile getirdi. Coş, “Özgeçmişimize bakın, vali olmak için bir eksiğimiz var mı? Göreceksiniz, Mülki idarenin her kademesinde çalışmış birisi olarak, bir çok validen fazlamız var eksiğimiz yok!” diyor.