"Yalnız Kurt"
Eğer bu memlekette adalet varsa, hukuk gerçek anlamda işliyorsa İmamoğlu, İBB'nin başkanlık koltuğuna oturur. Oysa mahalli seçimler öyle bir hâle getirildi ki sanki gerilim dizisi. Birkaç bölüm daha izlemeye hazırlanın.
Bir tarafta kazanmak için her türlü yolu deneyenler. Diğer yanda ilk günden beri yasalara uyanlar. Önünde "devlet" yazısı taşıyanların seri yasa dışılıkları meydanda.
Bunlar yetmiyor gibi "iki mars, bir düzle kaybeden" biri var. Oyunun sonu gelirken tavlayı kapatıp "kazandım" diye bağırarak kaçıyor. Yahu ortada işleme girmemiş hâlâ sandık sonuçları duruyor. "Galip benim" demekle kazanılıyorsa, seçime ihtiyaç yoktu. Mazbatayı önceden verirdiniz.
Yakışmadı
En fazla üzüldüğüm 13 yıl bakanlıktan sonra Başbakanlık koltuğuna yatay geçiş yapan Binali Yıldırım. Bildiğiniz gibi İBB'ye aday olduğunda hâlâ TBMM Başkanı sıfatı taşıyordu.
Cumhurbaşkanlığı forslu araçlarda konuşmalar yaptı. Bütün bunların "anayasa ihlali olduğu" meydandaydı.
***
Müthiş direniş
Mevlüt Uysal'ın Başakşehir'den başlayıp, İBB Başkan vekilliğine taşınması normaldi. Anormal olan o görevi devam ettirirken Büyükçekmece'den aday olmayı istemesiydi. Bu da yapıldı. Hükûmet'in tüm desteği verildi. Hatta onun adına çalıştıklarını iddia edenlerin tamamı karalama ve tezvirat üstüne kurulu çabalarına her türlü destek sağlandı.
Düşünün yıllardır engelledikleri hizmetleri "metrobüs dâhil" vaat gibi sundular. İstanbul'un en yeşil ilçelerinden birinin bozkır olduğunu iddia ettiler. Yetmedi yıllar önce alınan Mavi Bayrak'ı görmezden geldiler. Yenisinin peşine düştüler. Dört bir yana "Değiştir" pankartları astılar.
CHP'nin oylarını böler diye DSP adayına her türlü destek verildi. Hani meşhur laftır; "Düşmanımın düşmanı, dostumdur." Bütün bu çabalarına rağmen Hasan Akgün biri yardımcılık olmak üzere girdiği altıncı seçimi de kazandı. Peki sizce neden? İnsanlara yönelik hizmetleri bu kadar iyi yapan ikinci başkan tanımadım.
O koştu, herkes yürüdü
"Koşan Başkan Hasan", sloganlarının ilkiydi. Akgün aslında bir 'Yalnız Kurt'tur. O koştukça, tüm Büyükçekmeceliler yürüdü. Yaktığı Promete ateşinin her sandık zamanı daha fazla ışımasının nedeni ise şu özlü sözünde yatıyor: "İlçemin insanları benim büyük ailemin fertleridir."
Size bir şey daha söyleyeyim Hasan Akgün, siyaset dünyasının en olumlu politikacısıdır.
Siyaset tavşanı
Öte yandan Mustafa Sarıgül'ün diriltmeye çalıştığı DSP'ye de değineceğim. Kişisel çabasıyla sağladığı parasal fondan "Yeniden Şişli'nin ışıklarını yakmaya çalıştı" ama başaramadı. CHP küskünlerini toplaması ayrı bir fiyaskoydu.
Neticede Sarıgül "Tabela partisi DSP" ile beraber sandığa gömüldü. Dilerim bir daha Bülent Ecevit'in adını ağızlarına almazlar.
Tarafsızlık
Yüksek Seçim Kurulu'nun yakın geçmişte yaptığı hatalar unutulmuyor. En önemlisi "Mühürsüz zarfları geçerli sayması."
Bu yüzden bu seçim özellikle İstanbul değerlendirmesi onlar için bir onur meselesi olacaktır.
DHA'nın sabaha karşı geçtiği haber daha sonra yumuşatıldı. Bu ajansın kamuoyu ile paylaştığını YSK Başkanı Sadi Güven tamamladı: "Bizim elimizdeki veriler AA'dan gelmemektedir. YSK sadece ıslak imzalı mazbatalara bakıp, sonuç bildirir." İşte bu gerçeğin ta kendisi. Size bir de hatırlatma yapmak istiyorum. Gazeteci Mustafa Dolu kazandığı Beyoğlu belediye başkanlığını "Trafoya kedi girmesi sonucu kaybetmişti!" Elektrikler kesildiği an sayılması gereken altı bin pusula vardı. Oysa geride altı bin oy kalmıştı. Elektrikler geldiğinde bir de baktık Dolu seçimi kaybetmiş.
İstanbul'da yenilgiye uğrayan Ak Parti "Bundan sonra sandık 2023'te söyleminin arkasında duramaz". Dün sabah zincir marketlerde ne soğan vardı ne patates.
...
ÖZEL NOT: Ekranlarda yayın yasağını saat 18.00'den önce delen 24 adlı kanala ne ceza verileceğinin merakı içindeyim.
Kanal D'nin yaptığı ise meslek adına utanç vericiydi. Ekrem İmamoğlu'nun sıralı açıklamalarının hiçbirine yer vermedi.
İsmail Küçükkaya ve Fatih Portakal'ın moderatörlüklerindeki FOX TV yine müthişti. Kutluyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
Senden iyilere yerini vermesini bil. Terentius