Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yalancının mumu

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'un vefat haberi ile sarsıldım. Koç'ların 3. kuşak temsilcisi en verimli çağı olan 56 yaşında 25 yıl önce kaybettiğim babam gibi göçüp gitti.. Şüphesiz her nefsin yaşayacağı ölümün yaşı yok. Son bir aydır zatürre ile boğuşuyor ve sağlığın kıymetini yeniden kavramaya çalışıyorum. Yarım yüzyılı geride bırakırken Tanrı'nın emanet ettiği bedenime ben de az kötülük yapmadım. Babamdan kalp rahatsızlığı mirası ile 2 kriz, stend ve bir avuç dolusu ilaç ile idare ederken, Allah sağlıklı uzun ömürler versin anamdan nasibime şeker düştü. Şimdilik idare ediyoruz. Oysa 12 yıl önce 31 Mayıs 2004'de Osman Ağabeyim idare edemeyip, basit bir diş iltihabının zayıf yakaladığı beyine yürümesi ile menenjit olup 44 yaşında çekip gitmişti dünyadan.

O acıyla ağabeyimin vefatı ile ilgili hakem hastanelerden rapor peşine düştüğüm günlerde (2004) gazetemiz Yeniçağ "Bahçeli'ye By-Pas" başlıklı haber yayınlayarak, Devlet Bey'in tıkalı damarları için ameliyat yapılacağını günler önceden kamuoyuna duyurmuştu. Sıradan bir gazetecilik faaliyeti üzerine MHP Genel Merkezinden jet hızı ile açıklama yapılarak "maksatlı haberler ile partimiz hedef haline getiriliyor" denildi. Bahçeli'nin sağlık haberi yüzünden neredeyse vatan haini ilan ediliyorduk. Aradan bir hafta geçti. Rapor için Atatürk Eğitim Hastahanesine gitmiştim. O dönem hastanenin işlerini yapan bir arkadaşımla Başhekim odasına girip, aldığım raporu onaylatacaktım. Benim gazeteci olduğumu bilmeyen Başhekim, arkadaşımla olan hukukuna güvenerek "Sizin başkan aşağıda ameliyatta. Aman kimse duyasın" dedi. Doğal olarak "Allah şifa versin" temennisinde bulunduğumuz esnada eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş makama girdi. Durmuş, beni görünce telaşlandı. Başhekime sertçe baktı. Haber için değil, merhum ağabeyimin raporu için geldiğimi vurgulayarak hastane yönetimini kurtarmaya çalıştım. Başından gizlenen bu ameliyat için Bahçeli ismi yerine ilk kayıt Osman Durmuş adına yapılmış bir nevi suç işlenmişti. Dayanamadım "Madem öyle bizim gazetemizin haberi yüzünden bunca suçlamanın anlamı neydi?" diyerek önce Yeniçağ'a daha sonra da diğer basına ameliyat haberini telefon ile verdim. Aradan 1 saat geçmeden hastane bahçesi gazeteci doldu. Osman Durmuş çıkıp açıklama yapmak zorunda kalırken Yeniçağ'dan özür dileme erdemini göstermedi.

Gelelim günümüze… 15 Ocak benim doğum günüm. 543 imzanın genel merkeze verildiği gün. Bahçeli'nin Gebze'deki özel bir hastanede ameliyat olduğu haberi düştü ajanslara… Hızla internette yayılınca aynı MHP Genel Merkezi "maksatlı haberler" yorumu ile "önceden planlanan kontrol anjiyosu" açıklamasında bulundu. Oysa hastanelerde yapılan işlem mutlaka kayıtlara geçer. Aksi halde doktoru ve idarecileri hakkında soruşturma açılır. Nitekim hastaneden, "Sayın Bahçeli'ye açık kalp ameliyatı uygulanarak kalp kapağına müdahale edildi" açıklaması geldi. Günlerce sadece anjiyo yapıldığını ve istirahat ettiğini söyleyenlerin yalanı ortaya çıktı. Her şeyden önce Sayın Bahçeli'ye geçmiş olsun diliyoruz. Gerçekleri gizleyerek siyaset yaptığını zannedenlere de "yalan dört nala gider, gerçekler ise adım adım" öz deyişini hatırlıyoruz. Her insanın başına gelebilecek sağlık problemlerinin gizlenerek siyaset yapılamayacağının altını çiziyoruz. Yaşı 70'e gelen Bahçeli'nin böylesi rahatsızlıkları normaldir. Normal olmaya çevresindeki işgüzarların beyhude çabalarıdır. Toplanan imzaları yok saymak, işgal ettikleri korumak için yalana sarılma yöntemi hem çirkin hem de zaten kaybedilmiş güvenin dibe vurmasından başka bir şey değildir. Sonuçta yalancının mumu yatsıya bile kalmadan sönüp gidiyor.

Yazarın Diğer Yazıları