Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yakışıyor mu?

“Alem acayip olmuş acayip.” Tüfeğin icat olup mertliğin bozulduğu gibi gazetecilikte de internet teknolojisi ile beraber işi deliliğe götüren hızlılık aldı gidiyor. Sokakta, kuliste, karar mercilerindeki sıcağı sıcağına özel haberler yerine e postalar düşüyor.
Mensuplarını iğfal etmekle bilinen bir gazetenin sanal alemindeki sitesinde “Kuzey Irak politikası yeniden Dışişleri’nde” haberinin kağıt çıkışını okudum. Gerçekte sanki sivil olmayanlardaymış gibi yutturulmaya çalışılan işin perde arkasını bundan 6 ay önce Yeniçağ duyurmuştu. Tıpkı bundan önceki yüzlerce haber gibi. Ermenistan’da 18 Şubat’ta yapılan seçimleri de önce biz yazmıştık ama anlatamamışız. Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeni diyenler bile Türkiye’nin burnunun ucundaki Ermenistan seçimlerini görmezden gelip, diasporanın dayattığı sonuçları daha başından kabullendikleri için hâlâ gündemi başka yöne sürdürmekteler. Ne de olsa Ermenistan’da ihale yok. Azerbaycan’da olup bitenler de umurlarında değil.
İlan edilen kırmızı çizgilerin delik deşik olduğu dönemde “Kuzey Irak politikalarının Dışişleri’ne devri” haberinde bir taş ile birden fazla kuş hedefte. Maksat “Terör yüzünden Genelkurmay uhdesinde bırakılan Irak politikası başarısız olduğu için, AKP hükümetinin Dışişleri bu işi çözecek” düşüncesini beyinlere şırınga etmek. Yersen tabii.
Ne de olsa birinci ağızdan “Irak’taki Türkmenler yalnız değil” açıklaması yapıldı. BOP’un Eşbaşkanlığı AKP’nin elinde olduğuna göre kaybedilen prestij geri gelecek öyle mi? Mazi adına bin yıllık itibar hovarda mirasyediler tarafından şapır şupur yenilirken “Irak’ta adımız var” nutukları atılıyor adı batasıcaların bol kesesinden. Dedik ya maksat muhabbet olsun.
Muhabbetin öteki yanında yine “Koordinatörlük” mavalı var. Üstelik bu isim çok meşhur. Hani Türkmen davasından firar edip yeşil dolarlar adına Türkmen’i katledenlere müsteşar ve müşavirlik yapanlar var ya işte onlardan biri. Rahmetli babasının kemiklerinin sızladığından emin olduğumuz adamdan medet umuluyor, medet.
Uzun sözün kısası, bütün olumsuz şartlara rağmen uzun bir aradan sonra ilk defa Türkmen adı telaffuz edilir oldu Irak’ta, Washington’da ve en önemlisi Arap aleminde. İşgalin akabinde herkes Irak’tan bir parça koparma peşindeyken Irak’ın bütünlüğünden barış ve kardeşlik içinde devletin devamlılığından yana her fırsatta Bağdat’taki Meclis’te bağıran “Adam gibi adam” a gülüp geçenler şimdi onun çizgisine geldiler. Onun ve dava arkadaşlarının kuzeyde asılmadığı için isyan ettiği Irak bayrağı bugün her yerde asılır hale geldi. Mezhep ve ırk ayrımını şiddetle reddedip her fırsatta Türkiye’nin tezlerini ve menfaatlerini koruyan ITC “Irak Türkmen Cephesi” artık ülkenin vazgeçilmezi haline Türkiye’yi yönetenlere rağmen gelmiştir.
Bizim memlekette 10 santim kar yağınca okullar bile tatil edilir. Maazallah yöneticilerimizden biri grip olur ya da şekeri düşerse aylarca tedavi görüp yüksek huzurlarda istirahate çekilirler. Ama Irak’ta gecesini gündüzüne katan Türkmen lideri kalp ameliyatı geçirmesine rağmen doğru düzgün evine bile gidemiyor. Sadece Mendele’den Telafer’e olan Türkmen coğrafyasında değil Bağdat’ta öyle bir set inşa etti ki Talabani ve Barzani’nin referandum çabaları bu sette çarpıp dağılıyor. Nitekim Talabani apar topar Kerkük’e gidip bazı Türkmen teşkilatlarıyla irtibat kurarak kaleyi içten fethetmeye çalışıyor. Yani Türkmen adına Türkmenleri, abesle iştigale sürüklemek isteyenler var. Umarım Türk Dışişleri’nde görev yapanlar Türkmen’in ticaretini yapanlarla Türkmen’in çilesini çeken mücadele adamlarının farkındadır.
Bu sütunlardan defalarca yazdım. İstanbul’da Boğaz kıyısında, Anadolu’da otel odalarında mücadele edilmez diye. Mücadeleyi arazide, Kerkük kalitesinde, Telafer’de, Musul’da, Erbil’de yapmak şarttır.
Son olarak Türkiye’deki Türk Milliyetçileri’ne bir çift sözüm olacak. Türban mutabakatı filan derken Türkmen’i unuttunuz. Türk dünyasını telaffuz bile edemez oldunuz. Yakışıyor mu?

Yazarın Diğer Yazıları