Yakında "Türkiye'nin gerçek sahipleri Suriyeliler" denilebilir!
24 Haziran seçimlerine 3 gün var... Tarihler 21 Haziran 2018'i gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriyeli sığınmacıların en yoğun olarak bulunduğu Gaziantep'te vatandaşlara sesleniyor:
"Seçimin hemen ardından sınırlarımıza yakın yerlerden başlayarak tüm Suriye topraklarını güvenli hale getirmeyi ve misafirlerimizin tamamının evlerine dönmelerini sağlamayı hedefliyoruz. Ama bunun için önce 24 Haziran'ı sağ salim geçirmemiz gerekiyor. Suriye'nin istikrarı Türkiye'nin güçlü olmasına bağlıdır. Aksi takdirde Suriye'yi paramparça edecekler. Bununla kalmayacak, sınırlarımız boyunca kuracakları terör devletiyle bizi de sürekli huzursuz edecekler. Allah'ın izni milletimizin desteğiyle buna asla izin vermeyeceğiz."
Erdoğan, Gaziantep halkının epey çilesini çektiğini sığınmacı meselesiyle ilgili çok açık bir şekilde "tamamını geri göndereceğiz" mesajı veriyordu.
Bu mesaj sadece Gaziantep halkına değil tüm Türkiye'ye veriliyordu. Çünkü, Erdoğan'a giden anketler vatandaşların sığınmacılar konusunda muzdarip olduğunu ve çözüm için AK Parti'den hamle beklendiğini ortaya koyuyordu.
Seçimler bitti. Erdoğan, istediği oy oranına ulaşarak yeni sistemim ilk Cumhurbaşkanı oldu.
Ancak o günden bugüne geri dönüşle ilgili tek bir açıklama, proje duyulmadı.
Tam aksine özellikle Kilis Öncüpınar Sınır Kapısı'ndan yeni girişler devam ediyor. Sığınmacı sayısı doğumlarla birlikte her ay 70 bin kişiye yakın artış gösteriyor.
Süleyman Soylu: Suriyeliler gitsin diye fitne çıkartanlar var
Yılbaşı akşamı Taksim'de yaşanan Suriyeli kutlamalarından sonra sosyal medya ve kamuoyunda büyük bir tepki başladı. İktidara yakın yazarlara hükümetten bazı içerikler gönderildi. Okuduğum yazıların tamamında "Suriyeliler hakkında doğru bilinen yanlışlar" şeklinde birbirinin kopyası birçok madde sıralanmıştı.
Neredeyse tüm haber kanalları ve televizyonlarda döndüre döndüre aynı maddelere yer verildi.
Anlaşılan yeterli olmamış ki konu hakkında en yetkili isim de konuşmaya başladı.
Suriyeliler konusunda kurumsal anlamda en yetkili kuruluş Göç İdaresi Başkanlığı...
Göç İdaresi de doğrudan İçişleri Bakanlığı'na, Süleyman Soylu'ya bağlı.
Soylu, son tartışmalar üzerine HaberTürk'e bir röportaj verdi. Soylu, röportajda oldukça çarpıcı ifadeler kullandı. İşte onlardan bazıları:
"Suriyeliler dönsünler deniyor ama nereye dönecekler? Harita üzerinden bakalım. Ortadaki gri alan rejim bölgesi, bunlar zaten rejimden kaçmışlar. Avrupa Birliği de dâhil olmak üzere bütün dünya, Lübnan sınırında oluşturulan bölgeye 'Geri dönün' diyor. Büyük bir kampanya yürütülüyor. Şu ana kadar sadece 70 bin kişi döndü. Bizde bir kampanya yok, fakat son 2 yıl içinde bizden, haritada ZDH ve FKH olarak belirtilen Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı harekâtlarının olduğu toplam 4 bin kilometrekarelik bölgeye 294 bin kişi döndü. Bütün dünya buradan dönsünler diye kampanya yapıyor. 'Suriye normalleşti, Lübnan'dan dönüyorlar, Türkiye'den niye dönmüyorlar?' şeklinde bir fitne oluşturmaya çalışanlar var. Peki, bu insanlar nereye dönecekler?.. Tayyip Erdoğan, bütün bu hadisenin sadece Suriye fotoğrafını görmüyor, dünya fotoğrafını görüyor ve biz bunu ilk kez bugün yapmıyoruz."
Suriyelilerin geri dönüşünü "fitne çıkartmak" olarak yorumlayan Soylu, 21 Haziran'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Seçimden sonra tamamı geri dönecek" sözlerini hangi kapsamda değerlendiriyor?
Soylu, konuşmasının devamında Suriyelilerin geri dönmemesi gerektiğini de şu sözlerle açıklıyor:
"Türkiye bu konuda belki de insanlık tarihine adını yazdıracak bir tavır ortaya koyuyor. Bu kolay bir şey olsa, Avrupalılar isterdi, 'Gelmesinler' diye çaba sarf etmezlerdi. Biz Türkiye'ye gelen bu insanlarla, yüz yıl önce aynı sancak altında yaşıyorduk. Suriye'den bize gelenlerin yüzde 62'si Misakımillî sınırları içerisinde. Çanakkale Şehitliği'nde, bu topraklar için kendilerini feda edenlere bir bakalım. Şehitliğimizde Hama'dan 189, Halep'ten 544, Şam'dan 91, İdlib'den 129, Lazkiye'den 31, Deyrizor'dan 67 kişi var. Ayrıca, kayıtlarda şehir belirtmeden sadece "Suriye" yazan 51 şehidimiz var. Kayda girmeyen, ismi yazılmayan ama Çanakkale'de veya başka cephelerde şehit olmuş insanlar da var. 2011 yılından bugüne kadar Suriyeliler kendi memleketleri için 71 bin 923 şehit vermişler. 166 bin 823 de gazi var. Rejimle mücadelede 60 bin 500, Fırat Kalkanı Harekâtı'nda 1281, Zeytin Dalı Harekâtı'nda 477, DEAŞ ile savaşta 6 bin 280, KCK-PYD- YPG ile savaşta 3 bin 385 şehitleri var. O yüzden, 'Bu adamlar burada ne yapıyorlar?' sorusunu soramayız."
Soylu'nun açıklamalarından anlaşılıyor ki, "Bu adamlar burada ne arıyor" sorusunu bile soramayacağız.
Ama kendisine bir hatırlatma yapalım, şehitliğimizde Hama, Halep, İdlib, Lazkiye, Deyrizor yazan taşlar Suriyelilerin değil. Orada şehadete eren Türklerin...
Anlaşılan bu bakış açısıyla yakında "Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya" sözü bir kez daha gerçek olacak!