Yakalarsam yazarım...

Devlet, devletin sır tutamadığını belgeledi.. Hem de nasıl?.. Bizzat kendi elleriyle; Devlet Denetleme Kurulu raporuyla.. Vatandaşın tüm özel ve de kişisel bilgilerinin ortalığa saçıldığını ve her türlü istismara müsait hale getirildiğini Devlet vasıtasıyla öğrenmiş olduk.
Şükürler olsun!.. Bugünleri de gördük..
DDK raporunu okuyunca başımıza neler gelebilir diye düşündüm. İlk aklıma gelenler;
* Kullanmadığınız halde, yüklü kredi borçları çıkabilir.
* Harcamadığınız halde, kredi kartından dolayı icralık olunabilinir.
* Borç harç aldığınız evinizi haberiniz olmadan satmış olabilirsiniz.
* Dedenizden kalan hiç uğramadığınız,  “emekli olunca gider bakarız” dediğiniz arsanıza yeni sahiplerinin hem de parasını ödeyerek villa oturttuklarını öğrenebilirsiniz.
* Kapıdaki emektar arabanızın, terör örgütünün bombalı eylemde kullandığı gerekçesiyle kodesi boylayabilirsiniz.
* ......... com adresinden eşinizin yaptığı binlerce liralık harcamalardan dolayı (her ne kadar hanımefendi; vallahi benim haberim yok bey. Bir de çocuklara sor dese de inanmayıp) ocağınız yıkılıp boşanma arifesine gelebilirsiniz.
* Yıllarca Muğla doğumlu olduğunuzu iddia edip aslında Karslı olduğunuzu, muhterem valide ve babanızın da Kars’ta iki aylık evli çiftin olduğuna devlet zoru ile inandırılıp travma geçirebilirsiniz.
* Yaşamadığınızı, 3 yıl önce ölmüş olduğunuzu da öğrenebilirsiniz.
* Kocanızın öldü numarası yapıp sizi terk ettiğine, aslında Marmaris’te lüks bir otel işletmecisi olduğuna ayıkabilirsiniz.
* Yaşınız 30 olsa da; Kurtuluş Savaşı Gazisi olduğunuz için Genelkurmay Başkanı Necdet Özel,  “Bugüne kadar farkına varamamışız. Gecikmeden dolayı özür dileriz mektubu” ile bir paşayı evinize gönderip hak ettiğiniz madalyayı boynunuza taktırıp bir de gümüş tabak hediye edebilir. (Sakın reddetmeyin-aht-)
* Polis çevirmesinde, GBT’nize bakıldığında çok sıkı bir çek-senet dolandırıcısı olduğunuzu öğrenebilir, çıktığınız yolda ekip arabasıyla başka bir yöne doğru hareket edebilirsiniz.
* Siyasetle uzaktan yakından ilginiz olmadığı halde, genel merkezi Gaziantep’te olan bir siyasi partinin kurucu üyesi olabilirsiniz. Polis, partiden şüphelenip buranın aslında kumarhane olduğunu belgelerse, eşinizin yüzünüze  “tuu”  diye tükürme ve çocukları alıp baba evine dönme tehlikesini yaşayabilirsiniz.
* Adınız Ayşe olsa da askere çağrılabilirsiniz.
* Kendi halinizde bir devlet memuru iken büyük bir holdingin kurucu ortakları arasında adınız çıkabilir. (Akıllı olun buna itiraz edilmez-aht-)
* Kartvizitinizde yazan Yük.Ma.Mü. ibaresi ile onca yıl milleti kandırdığınızı aslında Sümerolog olduğunuzu, YÖK kayıtlarının ortalığa saçılmasıyla öğrenebilirsiniz. Sakın ha!. Hiç itiraz etmeden çalıştığınız fabrikanın genel müdürüne verin istifa dilekçenizi. Siz Devletten daha mı iyi bileceksiniz!..
Hazır yeri gelmişken Devletin gizlilik (kendisi hakkında) içeren ve yayınlanması yasak olan belgeleri mevzuuna gelelim;
Vatandaşın mahreminin ortalığa dökülmesinin suçu yok. Kendi güvenliğini sağlayamayan ve güya hayati olan belgelerin sızmasını bile önleyemeyen Devlet belgeleri yayınlanınca suç hem de vatan hainliği. Öyle mi?..
O zaman!.. Devlet, önce dönüp kendine bir bakacak. Gizli ve hayati belgelerini bile saklayamayan bunun sızmasını önleyemeyen Devlet, kendini sorgulayacak. Bu kadar zaafın ve zafiyetin nereden kaynaklandığını iyi belirleyip ona göre önlemlerini alacak.
Yoksaa!..
Yakalarsam yazarım...

 

Demokrat korku

Bakmayın!..  “Adnan Menderes’in devamı” , Yassıada’nın adının ’Demokrasi ve Özgürlükler Adası’ olarak değiştirilmesi dümenlerine.
AKP, borç batağından kurtularak siyasi hayatına devam etmek için canhıraş uğraşan, Genel Merkezin bir bölümünü AVM olarak kiraya  vermeyi planlayan Demokrat Parti’ye öyle bir tezgah kurdu ki; sormayın gitsin!.. Yeniden aday olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, önceki gün akşam Belediye Meclisi’nde yaptığı bir operasyonla, “bugüne kadar ticari amaçla kullanılması mümkün olan binanın artık sadece sosyal kültür tesisi olarak kullanılması” kararını çıkarttı.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’a “Melih Gökçek sizinle neden uğraşıyor” diye sordum. Cevap;
 “Valla 20 sene öncede kalmış o hesapları güdüyor herhalde. Anlamak mümkün değil. Keyfi uygulama. Amacı, niyeti belli. Ankara’nın her tarafı ile çok ilgilendiler de bir burası kaldı. Ama oluyor bu işler siyasette. Bu zaten başlı başına mülkiyet hakkına müdahaledir.”
--Bunun arkasında ne gibi bir siyasi gerekçe olabilir?
 “Yerel seçimlere dönük bir hedefleme olduğu açık. Tabii çok uzun süredir zaman zaman merkez sağı kendi içinde ayrıştırarak Menderes-Özal çizgisi diyerek kendi meşruiyetlerini oraya dayama gayretleri olduğunu görüyoruz.”
--Mahkemeye gidecek misiniz?
“Elbette hukukta takipçi olacağız. Alınan kararların muhatapları ile belediye ile gerekli mücadelemizi hem kararların tersine çevrilmesinde, hem tazminatlar noktasında takipçisi olacağız.”
--Mansur Yavaş’ın DP’den aday olması bekleniyordu fakat kulislerde ibrenin CHP’ye döndüğü söyleniyor. Mansur Yavaş ile durumu nedir DP’nin?
 “Şimdi zaten bu teşebbüslerin de en önemli hedeflerinden bir tanesi bu alışageldikleri siyaseti AKP-CHP denkleminde tutarak bildiğimiz klasik oyunu oynama gayretleri var. Bu açıdan bu tür zihin bulandıracak teşebbüsler olarak bunları da görüyorum şahsen. Ankara ile ilgili hakikaten sıkışılmış bir durum var. Partileri aşan bir hüviyet ile Ankara’da herkesin rızasını gözetecek bir yönetimi sadece ve sadece şu uygulamaya bile baksak Ankara’nın ne kadar özlediği ortadadır. Bu anlamda kamuoyunda temayüz etmiş isimdir Mansur Bey. Biz de o noktada belirli fikir birlikteliklerimizi alt yapımızı oluşturmaya gayret ettik. Tabii süreçler sancılı süreçler. İnşallah olumlu neticelenir diye ümit ediyoruz.”
Yani, hâlâ adaylığı söz konusu mu DP’den?
 “Ben bunu söylemekle kifayet edeyim.”

Yazarın Diğer Yazıları