Ya muhbirler?

Dün sabah FOX TV'de izlediğim bir tekrarla başlayacağım. Bekir Bozdağ'ın 5 Mart 2018'de yaptığı konuşma yayımlandı. Bir dönem Ak Parti'nin ağır toplarından olan bu isim aynen şunları söylüyordu:

"Kim sandıkta hile yapılıyor diyorsa, bilin ki kaybetmesine bahane arıyor demektir."

Televizyondan uzakta birisi bunları dinlese "Herhâlde CHP sözcüsü konuşuyor." diye düşünürdü. Bir zamanlar Erdoğan'ın en yakınında olan Bozdağ şimdilerde kızakta. Hatta hatırlayın Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığa getirildiği dönemde bu göreve atanmasına bir tık kalmıştı. İpini Devlet Bahçeli çekmişti.

Bunlar ayrı fasıl. Önemli olan yaklaşık 13 ay önce yaptığı konuşma. Sanki bugünleri önceden görmüş gibi. Şu andaki duruma bakın Ak Parti kurmayları kazandılar mı "yaşasın" diye bağırıyorlar. Kaybettiklerinde ise, her türlü karalamanın moduna geçiyorlar. Tıpkı Bozdağ'ın söyledikleri gibi.

***

Kılavuzlar

İki Karadeniz ilinde Cumhur İttifakı'nın mitinglerine katılan İl Seçim Kurulu başkanları unutuldu mu? Bunların orada ne işi vardı? "Görev icabı" mazeretine kim inanır?

Gelelim Büyükçekmece'deki baskınlara. Tamamen tesadüf eseri bazılarına tanık oldum. Yaşlı bir kadının, oğlu ve torunuyla yaşadığı apartman dairesi basıldı. Meskenin ıcığını cıcığını çıkardılar. Netice sıfır sıfır. Hanımefendinin en büyük tepkisi "Kime oy verdiniz?" sorusuna.

Size açıklıkla ifade ediyorum, buraya yapılan baskının sebebi ortada. Seçim kampanyası süresince balkonlarından kocaman bir CHP bayrağı sallandırdılar. Evlat bu partinin üyesi.

Evi işaret edip hedef gösterenleri merak etmiyor musunuz? Semt esnafından biri. İhbarcı Ak Parti tutkunu. Bu konuyu detaylandırmak için kısa bir çabam yetti. İktidar muhalifi kim varsa, bu metotla teker teker arandı.

Yani cadı avının kılavuzları ise işaret ettiğim muhbirler.

Bizzat tanık olduğum olaylarda bu tip insanların rehberlik yapması utanç ötesi. Bu yolu seçtirenler çok tehlikeli bir yangının pimini çektiler. Dilerim, ileride zararlarını görmeyiz.

"Yargıcın efendisi yazılı hukuktur"

İsmail Küçükkaya'nın Çalar Saat'inde bir de ağır top izledik; Sami Selçuk. Eski Yargıtay Başkanı, önemli laflar etti. Tabii yasaklar dışına çıkmadan.

Söze "Ülkenin hâline baktığımda iyiyim demekte zorlanıyorum." şeklinde başladı. Sonra da önemli uyarılarını sıraladı:

* Yargıcın efendisi hukuktur.

* Hukukçu metin dışı konuşamaz.

* Hatalar, mühürsüz oyların geçerli sayılmasıyla başladı. Yargıçlar işte burada yanlış yaptılar. Seçimi sakatladılar. O referandum hukuk diliyle yok sayılır.

* Yargı sadece iddialara cevap verir. Yazılı hukuk, yargıyı bağlar.

* Herkes konuşacağını konuştu. Şimdi susma zamanı. Bıraksınlar YSK kararını rahat versin.

* Unutmayın, YSK'nın kararlarını denetleyecek ne Danıştay ne Yargıtay mevcut!

Laf cambazları

Bir ara ortadan kaybolan Mustafa Şen'i CNNTÜRK'te gördük. Süngüsü düşmüş ama inadım inat diyor. İdris Kardaş'la birlikte işlerine gelen lafları ettiler.

Ercan Gürses, Kardaş'a soruyor; "Büyükçekmece'de usulsüzlük yapanlar ne zaman tespit edildi?" Cevap "Seçimden sonra." Hatta "üç bin kişi" diye ekleme yaptı. Bu cevabı veren insana ne diyebiliriz. Sadece; "yalan söylüyorsun." Nerede bu üç bin kişi? Böyle bir şey yok ama olsa da zanlı diyebilirsin. Düzmecelerle yargıyı etkileyemezsiniz.

Haksız mı?

Çarpıtmayla görevli düzinelerle insan var. Bunları fark etmek için medyaya biraz dikkatli bakmak yeterli.

En basiti NTV'deki durumdu. Ekranda saatlerce tutulan yazıya dikkat edin; "Büyükçekmece'de sahte seçmen iddiası." Akıllarınca kamuoyunu "seçimin iptali"ne hazırlıyorlar. Bunun özellikle yapıldığı meydanda.

Şimdi gelin de Ekrem İmamoğlu'na hak vermeyin. İBB'nin yeni başkanı ne demişti? Medyayı yandaş hâle getiren iş adamı gazete patronlarından bahsetmişti.

İmamoğlu, bunları hiç bir zaman unutmayacağını da ilave etti. Yanlış bir şey söylediğini sanmıyorum. Çünkü sade vatandaş da aynı düşüncede!

GÜNÜN SÖZÜ

Kuşkular, en kötü gerçekten daha zalimdir. Moliere

Yazarın Diğer Yazıları