''Y'' de bakayım!..

Ne demiş atalarımız;

Geç olsun, güç olmasın.

Çok yazdık, çok söyledik, çok eleştirdik, çok talep ettik…

Belki çok kırdıktan, çok döktükten, çok hırpaladıktan, çok yorduktan, çok bölüp parçaladıktan sonra oldu ama, iktidar giderayak başaracak galiba;

İşte "ortak akıl"!

İşte büyük uzlaşma!

İşte dev mutabakat!

İşte kaderin üstündeki kader!

İşte göklerden gelen karar!

Olmayacak dua değilmiş ki; 20 yıl ede ede ede; geceyi onardı mimar!

İşte küllerinden doğan hisar!

İşte sırların sırrına ermek için anahtar!

*

Bu saatten sonra artık muhalefet partileri de nankör olmasınlar; biraz kadir kıymet…

Liderleri, milletvekili, bakan, eşgüdüm şeysi(!) namzetleri; kim varsa artık, tekmili birden, Türkiye''yi seçime "Yeter, söz milletin" isyan ve kararlılığıyla götürmeyi akıl eden siyasi dehanın önünde saygıyla eğilsinler.

Kendine isyan/muhalefet eden kaç iktidar vardır; teşekkür yetmez; hayır dualarını eksik etmesinler!

Bakın, bir günde ne kampanya, ne slogan dertleri kaldı.

Yirmi yılı aşkın süre tek başına iktidarda kalmış…

Bu süre zarfında milletten tümüyle kopmuş…

Kendisini devlet sanmaya başlamış…

Ama bu sanrı, "devlet" dediğimiz teamüller birikimini "ara ki bulasın" hale düşürmesine de mani olmamış bir siyasi partiye karşı…

Daha açık ve net bir "ortak mesaj" bulunamazdı;

Yeter, söz milletin!

*

Yirmi yıldan uzun süredir, sadece;

Borazanlara…

Dalkavuklara…

Yağcılara…

Taklacılara…

Bütün kurum, kuruluş, sektör, alanların "Emme basma tulumba formuna sokulabilen" jöle kıvamındaki mensuplarına tanınan "söz" hakkı;

Artık milletin!

*

Bir dönem devletin ajansını Kandil''e kadar gönderip de mikrofon uzatılan Karayılan''a…

Bir dönem Oslo''da pazarlık masasında her türlü cüret tanınan firari PKK''lılara…

Bir dönem TRT ekranı açılan Osman Öcalan''a…

Bir dönem devleti ele geçirmeye yeminli ne kadar paralel eleman varsa; gazeteci kılıklısı, yazar kılıklısı, imam kılıklısı, asker kılıklısı, hâkim kılıklısı, savcı kılıklısı, öğretmen kılıklısı, iş adamı kılıklısı; topuna…

Her dönem İmralı''daki cani başına…

Velhasıl;

Bugüne kadar hep milletin şerrine konuşanlara tanınan söz hakkı;

Milletin!

*

Hem de;

"Ananı al git" diye…

"Karaktersiz" diye…

"Terbiyesiz, utanmaz herif" diye…

"Askerlik, yan gelip yatma geri değildir" diye…

"Senin çocuğun da işsiz kalsın" diye…

"Sus, nankörlük yapma" diye…

"Sürtükler" diye…

"Çapulcular" diye…

Susturulmaya, susmuyorsa söyledikleri itibarsızlaştırılmaya çalışılan; horlanan, aşağılanan, hakarete uğrayan milletin!

*

Hem de;

Ağzını açsa kendisini sanık halde bulan milletin!

Aşıyla, işiyle korkutulan milletin!

Silivri''yle yıldırılan milletin!

*

En ileri demokrasi hislerini "son perde"ye, "finale" saklamış demek ki…

Yıllar süren sistematik baskıdan, sindirme çabasından sonra, baksanıza, "Yeter" deme alanını bizzat açtı millete!

O millet ki, son 20 yılda;

Kâh bir maden ocağında göçük altında, kâh tren rayları altında, kâh rutubetli bir zulümhane hücresinde bıraktı canını….

Kâh sopalarla dövüldü…

Kâh gün ortasında karanlık kurşunlarla öldürüldü…

O millet ki, önceleri sadece hakka, hukuka, adaleteydi belki şimdi bir lokma ekmeğe dahi aç!

O haykıracak;

Yeter!

Çocuklar et de yiyebilsinler!

Ve meyve…

Ve sebze…

Bir dilim peynir koyabilsin her sabah sofraya anneler; bir yumurta pişirebilsinler!

Bir bardak süt; "tek taş yüzük"müşçesine hesap kitap gerektirmesin!

Yeter; sıradan bir hayat sürebilmek için ayrıcalıklı olmak gerekmesin!

*

Bakın ne güzel, Cin Ali kitabı okutur gibi heceletmeye de başladılar meydanlarda:

Ne diyeceğiz?

"Yeter" diyeceğiz!

"Ye-teeeer!"

"Yee-ter!"

*

"Y" de bakayım…

Bir de "E" de…

Şimdi bir de "T"

Gerisi zaten "ER" meydanı…

Hep birlikte kırmızı kurdele takacağız inşallah gecesine;

YETER!

*

Muhtemelen 100 yıl da iktidar olsalar yetmezdi ya; kendilerine kendileri bile nasıl tahammül edemiyorsa artık; dile geldi;

Yeter!

Yazarın Diğer Yazıları