WikiLeaks İran'a çalıştı!
Başlık inandırıcı değil ama netice bu.
WikiLeaks’ta yayımlanan belgelerden İsrail’den Amerika’sına, Fransa’dan Rusya’sına, Suudi Arabistan’ından Katar’ına kadar adı geçen bütün ülkeler ve tabii bunların yöneticileri derece derece zarar görürken tek kârlı çıkan ülke İran oldu; buna inanın.
İşte zarar edenlerden bazıları:
* En fazla zarar gören WikiLeaks’ın bizzat kendisidir. Çünkü WikiLeaks’ta ABD ve İsrail’i sıkıntıya sokacak bilgi ve yazışmalar sansürlendi. Bu sebeple site güvenirliliğini yitirdi. Büyük ideallerin sahibi olarak takdim edilen WikiLieaks’ın sonu oldu.
* WikiLeaks internet sitesinin sahibi Julian Assange, “Yayımladığım belgeler yüzünden hayatım tehlikeye girdi” diye feryat ediyor. Demek ki WikiLeaks bizzat sahibine de zarar verdi, hem de canına kast ettirecek şekilde.
* WikiLeaks’ın kurucusu Julian Assange bu belgeleri “Şeffaf bir dünya” kurulması için yayımlamıştı, iddiası bu idi. Ama yanıldı.. Bu saatten sonra bütün diplomatlar daha dikkatli olacak, kirli çamaşırlar çok daha derinlerde saklanacaktır. Yani WikiLeaks’ın bu yayımları ile şeffaf dünyaya en büyük zararlarından birini gördü.
* WikiLeaks’ki belgeler zeytinyağı gibi damladığı yerden başlayarak çevreye doğru ulaştığı her yeri kirletmeye devam etti. Bu kirden en fazla nasiplenen de şüphesiz Amerikan basını oldu. ABD gazete ve televizyonları İsrail’e zarar veren her yazışmayı çöp sepetine atarak kendileri için İsrail’in çıkarı ve Yahudi menfaatinin “gerçeğin bizzat kendisinden önemli” olduğunu kim bilir kaçıncı defa ortaya koydular. İtibarsızlaşmada bir merdiven daha yukarı çıktılar. Az buz bir zarar değil bu.
* WikiLeaks’ta yayımlananlar ABD’nin ne kadar pervasız, bu ülkenin başta Türkiye olmak üzere bütün Orta Doğu ve dünya için ne kadar tehlikeli ve ABD’li diplomatların ne kadar terbiyesiz olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Özetle ABD WikiLeaks’tan büyük zarar gören ülke oldu.
* WikiLeaks’tan biz ve bütün dünya Fransa’nın Türkiye düşmanlığı ve Rusya’nın PKK muhabbetini öğrendi. Yine Wikileaks’ta yer alan kâğıtlardan Almanya’nın müttefiklerini arkadan vurmasını, İngiltere’nin Kıbrıs’ta ABD’ye ileri karakol görevi üstlendiğini, Suriye’nin Türkiye söz konusu olduğunda (bir miktar) ikiyüzlü davrandığını gördük, öğrendik. Mısır başta olmak üzere Arap ülkelerinin Siyonizm ve Haçlılarla işbirliği içerisinde bulunduklarını WikiLeaks’ta gördük.
Velhasıl WikiLeaks’ta adı geçip de zarar görmeyen ülke yok desek yeridir.
* WikiLeaks’ın en fazla zarar verdiği ülkelerden biri de İran’a karşı tutarlı davranmadığı ortaya çıkan bir ülke olarak ve siyasetçisinden bürokratına, gazetecisinden işadamına kadar bir ABD’li, bir Batılı gördüğünde gevezeliği tutan, yalakalığı depreşen ve belki de cebi şişen zevatın var olmasını ortaya koyması bakımından, şüphesiz Türkiye oldu. Aslında bu bir kazançtır ama Türkiye’nin, Türk siyasetçisi ve gazetecisinin uluslararası itibarı ağır bir darbe yemiştir.
Özetlersek...
WikiLeaks bizzat kendisi ve kurucusu başta olmak üzere herkese ama herkese zarar verdi. Zarar veremediği bir tek ülke var, o da, İran. WikiLeaks’ın yayınları sayesinde İran, dostunu düşmanını bir kez daha gördü. Ülke olarak bölge ülke halkları nezdinde, yöneticileri olarak da İran halkı vicdanında Batı ile kapışmasında ve ısrarla nükleer güç sahibi olma isteğinde WikiLeaks’ta yayımlanan evrakla haklılığı bir kez daha ortaya çıktı.
Öyleyse?
Öyleyse, “Bu işten en kârlı kim çıkar” sorusuna cevap arayarak her zaman doğru bir neticeye ulaşmak mümkün değildir. Çünkü WikiLeaks’ın hiçbir noktasında bu işten en kârlı çıkan İran’ın etkisi ve dahli yoktur. Onun kârlı çıkmasındaki hikmet, kulun hesabı ile Allah’ın hesabının örtüşmemesidir.