Venezuela... Oh ne ala!..
Sırtından mı hançerlendi verimli topraklarıyla koca Anadolu?..
Bir paslı bıçak mı saplandı uçsuz bucaksız yaylalara?..
"İnsan eksen filiz verir" denilen Harran kalleşliğe mi uğradı, Çukurova ihanet yarası mı aldı?..
Konya Ovası''na kıran mı düştü, Amik Ovası zehirlendi mi?..
Söke Ovası''na çekirge mi dadandı?..
Konya, Diyarbakır, Ankara, Urfa, Tekirdağ, Mardin, Yozgat, Adana, Çorum ve Sivas''a ne oldu ki?..
Konu "tarım" olunca, bereket olunca; hele de "buğday" olunca yukarıdakilerine eklenecek o kadar önemli soru var ki Anadolu''da...
Çünkü yukarıda sıralanan tüm coğrafya ve de Türkiye''nin neredeyse tamamı konu "tarım" olunca, sırtından hançerlenmiş bir kahır manzarası çizmeye devam ediyor...
"Tarım" alanlarının kaderine terk edilmesi yetmezmiş gibi, bir de verimli ovaların, yaylaların yapılaşmaya açılması ihaneti var ki, bir yandan Türkiye''nin balını, kaymağını tüketti, bir yandan ülkeyi en sıradan sebze-meyve ve tahıl açısından yabancılara mahkûm etti ve en önemlisi de köyler terk edildi, tarım yapan milyonlarca insan şehirlere göç ederek yaşam savaşına karıştı...
Heyhat!.. Türkiye''nin yurt dışından "saman" ithalatına zorlandığı bile gündeme geldi bu ülkede...
Yani, sadece insanların değil hayvanların bile yabancıya mahkûm edilmesi gibi, bir rezalet tablosu çizildi tarıma kapatılmış topraklarımızda...
CHP''li Barut''un isyanı...
Peki; bir zamanlar "kendi kendine yeten yedi ülkeden biri" olan Türkiye, son 20 yılda sadece rejime vurulan darbeler açısından değil, aydınlanmanın sekteye uğraması, eğitimin tarumar edilmesi, cumhuriyetin kazanımları olan millî yatırımların özelleştirme ile yağmalanması yetmezmiş gibi, Türkiye niçin tarım alanında yabancıya mahkûm oldu ve milyonlarca insan bugün en temel besin kaynağı olan buğdayı niçin tartışıyor, neden dört buçuk liraya bir tane ekmek yemek zorunda kalıyor?..
Bu sorunun çarpıcı yanıtlarını CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut şöyle sıralamış;
"Çünkü 2004 yılında Türkiye''de 93 milyon dekarda üretilen buğdayın miktarı son yılda 68 milyon dekara düştü. Yani 23-24 milyon dekar buğday ekim alanı azaldı. AKP''nin yanlış tarım politikaları nedeniyle Cumhuriyet tarihinde ilk defa ekim alanları 20 milyon hektarın altına düştü. AKP''den önce, ülkemizde yıllık ortalama 22-24 milyon ton arasında buğday üretimi vardı, bugün 20 milyon tonun altına düştü. Yani 2002 yılı öncesinde kişi başına 380 kilogram buğday üretimi varken şu anda bu rakam 250 kilograma indi."
Türkiye''nin birçok tarımsal ürünün yanı sıra, en çok da temel besin kaynağı buğdayda kıtlık yaşamasının en büyük nedeninin köylünün (zamlarla-vergilerle-hacizlerle) üretimden uzaklaştırılması olduğunu herkes biliyor...
Bakınız CHP''li Barut bu konuda neler söylemiş;
"2003 yılında 2.8 milyon olan çiftçi sayısı, bugün 2.1 milyona geriledi. 2002 yılında çiftçilerimizin 4.5 milyar lira olan borcu, 190 milyar liraya kadar çıktı. Yazık değil mi üreticilerimize?.. AKP döneminde çiftçilerimiz cezaevleriyle tanıştı, icra batağına saplandı, malına mülküne, tarlasına, ahırına haciz geldi."
Fabrika, buğday, çelişki!..
Evet; Anadolu insanının en büyük duyarlılığıdır ekmek...
Sofrasına ne konulursa konulsun, ekmeği görmeden doymaz Türk insanı...
Ne yazık ki bir somun ekmeğin 3 ile 4,5 lira arasında satıldığı bir ülkeye döndü Türkiye...
Ve sadece buğdaydaki sıkıntı değil; insanı ayakta tutan tüm gıda maddelerinin fahiş fiyatlarla satıldığı, devletin ise denetimsizlik nedeniyle pervasız davrandığı kıtlık ve pahalılık sürecinde, AKP iktidarı (Türkiye''nin millî varlıklarının, verimli topraklarının atıl duruma gelmesine göz yumması yetmezmiş gibi) çareyi yine dışarıda aramaya başlamış ki, eyvah eyvah!..
İşte son günlerin en çarpıcı ve en kahredici gündemi... Venezuela devleti; "gelin buğdayınızı burada üretin, yüzde 30''unu bize verin, yüzde 70''ini siz alın" diye Türkiye''ye teklifte bulununca AKP iktidarı mensupları çok sevinmiş,
Tarım Bakanı da bunu bir güzel duyurmaktan kaçınmamış...
AKP iktidarından önce 2002''de 1 liralık mazotun litresinin 30 liraya dayandığı Türkiye, buğday üretimi için bile dünyanın öteki ucundaki bir memlekete mahkûm bırakılacaksa, buna sebep olanlara yazıklar olsun...
Evet; dünyanın en verimli ovalarının bulunduğu ve 40 milyon dönüm ekilecek alanın bir kenara atıldığı ülkemiz buğdaya bile muhtaç edilmişken bir kez daha soralım;
Dünyayı bile besleyecek GAP''ın merkezindeki bereketli Harran Ovası ne güne duruyor?..
Güneydoğu ovalarını sulayacak GAP için 40 milyar dolar boşuna mı harcandı?..
Konya-Söke-Amik ovaları neden boş bırakılıyor da, Venezuela gibi uçakla kırk saat uzaklıktaki bir ülkeye mahkûm edilmek isteniyor Türkiye?..
Ve en acısı ne biliyor musunuz; 70 yıl önce işgalden kurtarmak için asker gönderdiğimiz Kore borç alarak sanayide en az 15 dünya markası üretmişken, cumhuriyetin ilk yıllarında "buğday satarak fabrika kuran bir ülkeden, fabrika satarak buğday alan bir ülke" haline getirildi ya Türkiye, işte yürekleri en çok da bu yakıyor...