Venezuela model olmasın

Haftalardır dünya gündemini hararetle meşgul eden Venezuela krizi ile ilgili tablo büyütüldüğünde, Devlet Başkanı Nicolas Maduro'ya ordu desteğinin devam edip etmeyeceği, muhalefet lideri ve Ulusal Meclis Başkanı John Guanido'nun macerasında başarılı olup olamayacağı, petrol satışlarının durumu, ABD'nin askeri müdahalede bulunup bulunmayacağı ve siyasi geçişin nasıl olacağı görülmektedir.

Venezuela'da halkın sokaklara dökülmesinin ardından başlayan kriz; bir tarafta halkın %46'sının katılımı ile %68'lik oyla seçilen ve Amerika'ya kafa tutan Maduro, diğer tarafta mevcut iktidarın meşru olmadığını iddia ederek kendisini geçici devlet başkanı ilan eden Guanido dünyayı ikiye böldü. Venezuela'nın başkenti Karakas da biri doğusunda zenginler diğeri batısında yoksullar olmak üzere fiilen ikiye bölünmüştür.

Bir ABD projesi kapsamında devam etmekte olan Venezuela krizi ile ilgili olarak Rusya, ABD'yi askeri müdahaleye kalkışmaması konusunda uyarmaktadır. Dünya Venezuela krizinin nasıl ve ne şekilde çözümleneceğini merakla beklerken Maduro'nun kriz ile ilgili Papa'nın arabulucu olması ile ilgili talebi ve Uruguay başta olmak üzere uluslararası camianın girişimleri halk tarafından dikkatle takip edilmektedir. Bilindiği gibi aslen Arjantinli olan Papa Francis daha önce piskopos olarak görevliyken 1999 yılında Hugo Chavez'in başlattığı sosyalist devrim hareketini desteklemiştir.

Aslında son günlerde başkent Karakas'ı ziyaret edenlere göre Venezuela halkını ne ABD'nin tehditkâr açıklamaları, ne Maduro'nun kahramanlık edaları, ne de Guanido'nun muhalefeti ilgilendirmektir. Halkın en büyük derdi geçim sıkıntısı, güvensiz yaşam ve geceleri endişe ile geçirerek sabah korkuyla uyanmaktır. Ülkede yolsuzluklar, fidye karşılığı adam kaçırma, suikastlar had safhadadır.

Dünyada en büyük petrol rezervine sahip olan ülkede halk gelir konusunda dünya sıralamasında çok gerilerde yer almaktadır. Asgari ücretle sadece bir düzine yumurta, 5 litre süt ve bir tavuk alınabilmektedir. UNWHO'ya göre ülke nüfusunun %90'ı yoksulluk sınırı altında yaşamakta ve nüfusun dörtte biri ihtiyaçlarını çöplükten sağlamaktadırlar. UNESCO'ya göre, yıllardır ekonomik sıkıntılar içerisinde olan ülkeden başka ülkelere göç eden bilim adamlarının oranı %60-80 arasındadır. 2014 de başlayan kriz nedeniyle 2,5 Milyondan fazla Venezuela'lı çevre ülkelere, ABD ve Avrupa'ya göç etmiştir. Ülkede bir üniversitede öğretim görevlisinin maaşı 10 USD'dir. Bu film aynen 1991-2003 yılları arasında yine petrol zengini olan Irak'ta oynandı ve o dönemlerde maaşlar 5-15 USD arasında idi. Ancak Irak sıkıntının bir bölümünü petrol karşılığı gıda programı ile çözmeye çalışmıştır.

Dikkat edilirse petrol ihraç eden ülkelerin neredeyse tamamında tüketime dayalı ekonomi hakimdir. Venezuela'nın ihracatının %95'i petrole dayalıdır ve ABD de ana alıcıdır. 2013 yılında günlük 3 Milyon varil olan petrol üretimi günümüzde fiyatlarla yarıya düşmüştür.

Venezuela'nın ikinci petrol alıcısı olan Çin 2017 de ülkeye 55 Milyar USD kredi sağladı ve bu kredi halen Çin'e petrol ihraç edilerek ödenmektedir. Latin Amerika'da da ana oyuncu olan ABD'nin Venezuela üzerinde ekonomik yaptırım ve ambargo uygulamasına devam etmesi ekonomik sıkıntıların had safhaya ulaşmasının ana nedenidir. AB ülkelerinin de Maduro'ya erken seçime gitmesi için verdiği 8 günlük müddet karşılık görmemiştir. Guanido'nun bir süredir ABD başta olmak üzere uluslararası siyasetçiler ile temasları devam etmektedir. Hali hazırda Guanido'ya 40'ın üzerinde ülke destek verirken, Maduro'yu ise Rusya, Çin, Küba, İran ve Türkiye desteklemektedir. Her ne kadar ülkede ekonomik sıkıntılar devam ederken, seçimlere katılım düşük olsa da, resmen seçilmiş ve uluslararası camiada yakın zamana kadar kabul görmüş bir devlet başkanının entrikalarla düşürülmek istenmesi ve ABD'nin bu konuda başarılı olması halinde bundan sonra "Venezuela Modeli Müdahale'' dünya siyaset literatürüne yerleşecektir.

Netice itibariyle, Venezuela kriz tablosunda görülenler dışında elbette görülmeyen birçok faktör yer almaktadır. Hali hazırda gidişatta erken genel seçim gibi sürpriz bir gelişme hâsıl olmadığı takdirde önümüzdeki günlerde krizin daha da derinleşeceği ihtimal dâhilindedir.

Yazarın Diğer Yazıları