Velinin TEOG günlüğü

TEOG sınavına giren bir çocuğunuz var ise konuya ilgilisiniz. Efendim hikâye şöyle başlıyor. Bizim hayta tercihlerine yerleşemeyince, maarif vekâleti bizi zahmete komayıp, çocuğu eve yaklaşık kırk kilometre uzaktaki bir okula yerleştirme lütfunda bulunmuş: Sağ olsun, var olsun.

Dövünüp sövünürken çocukları şehrin yüz küsür kilometre uzaktaki mekteplerine tayin edilen, kız mektebine kaydı yapılan erkek çocukları duyunca utandım, sessizce olay mahallini terk ettim.
“Ne yapsak da bu çocuğu kurtarsak?” derken çocuğun “tayin” edildiği mektebe gittim. İlgililerle görüştüm. Onlar benden dertli: Efendim yüz kontenjan istedik, altı yüz geldi. Ne yapacağımızı bilemiyoruz...
Bu “fahiş” kontenjanların en çok da İmam Hatiplerde olduğuna dikkat çekiyor bir İmam Hatip yetkilisi ve feryâd ediyor: Böyle eğitim olmaz!

***

“390 puan alan çocuğu taban puanı 180’e düşmüş bir okula nasıl kaydedersiniz?” diye telefona sarılıp çok yüksek mevkideki dostumu arayayım dedim...
O telefonla öğrendim MEB’deki sürgün furyasını. Bakanlık teşkilatının yüksek makamlarındaki kimi bürokratların memleketin dört bir tarafına “tecrübelerinden istifade edilsin!” diye gönderildiğini öğreniverdim.
Paraleller bittikten sonra “eski Ülkücüler”e sıra gelmişti anlaşılan...
Hükümetin fişleme listelerine “Ülkücü ama iyi çocuktur!” diye giren eski Ülkücü ağabeylerin yurt sathına vatan hizmeti için dağıtıldığını öğrenince sessizce telefonu kapatmaktan başka bir şey yapamadım...
“Taş yerinde ağırdı ağabey” demek istedim ama “neyse” dedim...

***

Bizim haytaya mektep arama mücadelesinde yine evvelden beri tanıştığımız bir okul müdürü ağabeyimizi ziyaret edeyim dedim.
Heyhat! Okulda müdür yok. “İzindedir zahir!” derken müstahdemin “Müdür bey görevden alındı!” ikazı ile kendime geldim. Veliler “tercih” telaşındayken 7 bin müdür görevden alınmış. Bu ne çalışkanlıktır, bu ne gayretkeşliktir arkadaş!...
“Görülen lüzum üzerine” yapılan bu görevden almalarla ilgili konuştuğum bir arkadaş üzüntüsünü şöyle ifade etti: “Biz hocaya o kadar demiştik, sendikanı değiştir diye, dinletemedik!”... MEB’deki son operasyonun gerekçesini en güzel şekilde özetleyen bu cümleyi not ettim.
Tesadüfe bakın ki son operasyonla alınan idarecilerin en önemli benzerliği hükümete “yakın” sendikalara üyesi olmaması. Yine iddialar o ki, her hangi bir sendikaya üye olmamak da müdürleri kurtarmamış; İlla “Yeni Türkiye’nin sendikası” na üye olunacak!
Bizim haytaya TEOG sonucuna binaen mektep tercih etme mücadelemiz sonunda memlekette maarifin “sendikaya üye olma” ameliyesinden müktesep bir faaliyete dönüştüğünü öğrenmiş olduk.
Kimdi o? “Sağcılar sendika düşmanıdır!” diyen Komünist! Yattığı yerde ters dönmüştür, eminim!
Yazdıklarımı üzerine alınıp hamle edecek sendikalara peşin cevap olsun: Benimki dar alan araştırması, elimde istatistiki veri yok. Gerçek veriler ellerinde, görevden alınan idarecilerin sendikal dağılımlarını yayınlasınlar, gerçeklerden haberimiz olsun!
Hem böylece “sendikal” bir faaliyet yapmış olurlar. Geçtiğimiz günlerde AK Parti döneminde üye patlaması yaşayan bir konfederasyonun başkanını merak edip dinledim. Hazret her şeyden konuştu, dış politika, iç politika, ekonomi ama sendikal faaliyet namına bir şey duyamadım. Israrla dinledim, belki bir “kuple” verir diye ama ne mümkün!
Anlaşılan o ki arkadaş vekil adayı. Memurların özlük hakları, düşük ücret, keyfi tayin ve sürgünler çoktan ilgi alanının dışına çıkmış.

***

TEOG yerleştirmeleri sonrası bu sisteme dahli olan yetkililerimize dört bir koldan dualar eden veliler adına son bir sorum olacak: Acaba çocukları muhterem sendikamıza üye yapsak bir kolaylık sağlanabilir mi? Hele benim veled gibi evine 40 ve üzeri kilometrelere tayin olunanlar açısından...
Yeni Türkiye’de vekil seçilme yaşı 18’e çekilirken sendika üyeliği için 14 yaş çok değildir! Hem böylece meşhur sendikamızın üye sayısı da milyonlara erişir.
Ve nihayet bu hizmetiniz karşılığında Ruz-i mahşer’de Sırat’tan dört nala geçersiniz!

Yazarın Diğer Yazıları