Vefa ve moral akşamları...
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Sirkeci'deki Sansaryan Hanı'ndan taşınması bir devrimdi. Sonrası mı? Yeni adres Gayrettepe'deki bina oldu. Burası eski tabirle Birinci Şube'nin -Siyasi Kısım- rahatlamasını sağladı.
Çok da geniş bir yer değildi. Ancak yeni bina, eskisine göre kullanışlıydı. Epey emniyet müdürü geldi geçti. Hani Ajda Pekkan'ın söylediği şarkıdaki gibi "Kimler geldi, kimler geçti."
Aklımda kalan müdürler, daha doğrusu arkadaşım ve dostum diyebildiklerimi tek tek hatırlıyorum. Bugün ayakta kalanlara bakıyorum benim için hepsi önemli ve gerçekten değerli.
Farklılar
Bunları iki bölüme ayırabilirim. Gece hayatı ile ilgisi olmayanlar. Örneğin Sadettin Tantan. Taş gibi duruşuyla herkesi hayran bırakırdı. En önemli ayrıcalığı dönemin Sheraton'larının güvenlik sorumlusu Cengiz Adam'ın organizasyonlarında tatlı yemekti.
Mafya bozuntuları, Tantan'ı elinde otomatik silahıyla gördükleri an, girecek delik ararlardı. Ondan bana kalan miras ise "Sana bir sodalı ayran yaptırayım mı?" olmuştur. Tantan, gerçekten vefalı dosttur. Sadıktır. Kötü günlerinizde yanıbaşınızdadır.
Balık meraklıları
Babadan polis Mehmet Ağar da, çok özellikleri olan insandır. Hastalıkta sağlıkta sizinledir. O sıcak ve güven veren sesiyle her zaman moral kaynağınız olur. Sosyal hayatı çok renklidir. Bir bakarsınız, Maksim'e davet edilmişsiniz.
Ünal Ağabey -Erkan- polisliği kadar iyi Beşiktaşlıdır. Onun tercihi Bora Öztürk'ün balık lokantasıdır. Ünal Erkan'la da, merhum Bora'nın yerinde sıkça buluşurduk.
Hatırlattıkları
Bu hafta TRT Müzik'te tesadüfen bir program izledim. İsmi Vefa Akşamı idi. Kılık kıyafetlerden bir kış yapımı olduğunu anladım. "TSM'nin bayatı olmaz" deyip sonuna kadar takıldım.
Kimler yoktu ki... TRT'nin son dönem emeklilerinin hepsi oradaydı. Vedat Çetinkaya'yı izlerken bestelerini değil de gencecik oğlunu bir minibüs kazasında kaybettiği aklıma geldi.
Mesut Cemil Stüdyosu'nda Rıdvan Tandoğan'dan, Udi Ergin Kızılay'a kadar pek çok kişi vardı. Eskiler için oluşturulan vokallerden Furkan Biçer, Yahya Geylan, Melda Kuyucu -Kılıç- Mine Geçili ve daha yeni emekli olan Mehmet Özkaya'yı fark ettim. Özkaya benim için özel insanlardandır.
Şefliğini Hasan Kadri Rizeli'nin üstlendiği kayıt adeta Türk müziği resitaliydi.
Moral kaynağı
İçlerinden biri, kanuni bestekâr Bertan Üsküdarlı'dan söz etmek istiyorum. Bertan ağabeyi Şişli'de işlettiği Kent Taverna, Siyasi Şube çalışanları için sanki bir vaha idi. Tıpkı savaş pilotlarının moral kaynağına benzer bir yerdi.
Operasyonlarını tamamlayan ekipler, soluğu Kent'te alırlardı. Bu gidişlerde her zaman başı Vedat Cem çekerdi. Hukuk Fakültesi mezunu ve iyi Beşiktaşlı Vedat'ı anlatmaya kalın bir kitap yetmez.
Müzik uzmanı
Aynı şubeye komiser muavini girip, müdür olarak çıkan Vedat Cem'in önemli ayrıcaklarından biri TSM külliyatına sahip oluşuydu. Fasıllarda icracıların arasına katılırdı.
Ona da rahmet diliyorum. Tıpkı ölen ve öldürülenlere olduğu gibi.
Birer birer
Emniyet Müdürü Şakir Koç, Başkomiser Aydın Barış, Komiser Muavini Ahmet Zehir ve diğer ölenlere dua ettiğim gibi.
Şöyle bir geriye dönüp baktığımda ne kadar az kaldığımızı fark ediyorum. Araçsız, hatta lastiksiz, imkansızlıklarla bu takım ne başarılar elde etti, saymakla bitmez.
Düello
Sonradan Terörle Mücadele Daire Başkanlığı'na kadar yükselecek Mete Altan'a selam sevgilerimi yollamayı unutmuyorum. Bir kovboy gibi kuşanıp, kıstırılan son örgüt lideri Osman Yoldaşcan'la birebir düellosunu bugün gibi hatırlıyorum. Yanı başında da Uğur Gür.
Sevgili arkadaşım Uğur için ise övecek kelime bulamıyorum. İki defa vuruldu. Kendini TSM güfteleri ve dine verdiği için ayrıca tebrik ediyorum.
İrfan Ülkü
Kent ekibinin TSM gecelerinde iki isim daha vardı. Biri "dinlemelerin başı", Salih ağabey. Öteki de gazeteci kardeşim İrfan Ülkü.
Siyasi Şube'de müdür muavini Fahrettin Benli çok iyi ud çalardı. Nihat Camadan, Necati Altuntaş ve Ağır Suç Masası'nın efsane amiri Ahmet Ateşli'yi de asla unutmayacağım. Hepsinin mekanları cennet olsun.
GÜNÜN SÖZÜ
Ölüm güç, lakin hayat daha güç. Muhammed İkbal