Vebal kimde?
Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda oluşan gerginlikten fayda sağlayan AKP, yoğun propaganda bombardımanı ile seçimden kazançlı çıkmakla kalmayıp muhalefeti de kilitledi. Daha seçim gecesi Meclis’teki turlara katılacağını ilan ederek AKP’nin elini güçlendiren Bahçeli’nin bu tavrını MHP’ye oy veren kitle taktik sanıyordu. “Hareketin lideri” nin Türk Milliyetçileri’ne prim sağlayacak planı gerçekleştireceğini düşünenler yanıldı.
MHP adayı Çakmakoğlu ancak 70 oy alabildi. Aynı Çakmakoğlu turlardan önce kazanma şansının olmadığını gazetecilere söyleyerek adaylığının sembolik olduğunu ifade etmişti. Yani futbol maçına çıkan takımın mağlubiyeti peşinen kabul etmesi gibi bir şeydi bu. Geçmişte 125 vekili varken ve eli çok güçlüyken Sadi Somuncuoğlu’nun adaylığına tahammül edemeyen Bahçeli’nin şimdi Abdullah Gül’ün yoluna güller saçmasının sebebi hikmeti konusunda tatmin edici bir açıklama yok.
Oysa geçtiğimiz dönemin henüz hesabı açıklanmadı. Süleyman Demirel’in görev süresinin uzamayacağını anlayan MHP’nin o dönemki etkin isimleri, Çankaya köşküne MHP’li bir isim çıkarmaya karar vermişlerdi.
Destek sağlamak için önce küçük ortak ANAP’lılarla görüşüldü. Büyük ortak DSP’nin nabzı ölçüldü. Vaziyet son derece müsaitti.
Mutabakat sağlanmalı arayışını gerçekleştirmek için önce DYP ile temas sağlandı. DYP’deki etkin kişilerin arasında Milliyetçiler sadece Cumhurbaşkanlığı’nda destek sözü vermekle kalmayıp MHP’nin azınlık hükümetine bile oy vereceklerini beyan ettiler. Aralarında henüz milletvekili mazbatasını almadan MHP’nin TBMM’de birinci parti konumuna yükselip hükümeti kurma görevini alması için MHP’ye katılma kararında olan milletvekilleri “Transfer yapmaya karşıyız” açıklamasıyla kapıların kapanmasına anlam verememişti zaten.
Aralarında Abdullah Gül’ün de bulunduğu Fazilet Partisi milletvekilleri de o sırada muhafazakar bir ismi destekleyeceklerini peşinen ilan etmişlerdi. Dönemin etkin bir bakanı: “Devlet’in başına Devlet’i seçelim” diye Bahçeli’ye teklifi götürünce odadakiler heyecanlandı. Ama Bahçeli işaret parmağını dudakları önüne götürerek “Aman ha Ecevit duymasın” şeklinde fısıldadı. Türkeş’in cenazesinde iktidar olma sözü veren etkin bakan, “Siz merak etmeyin, biz işi bitirdik. DSP Grubu buna hazır. Mesut bey de ANAP’a oy verdirecek. Bu arada Tansu Çiller’in DYP’si ile Erbakan’ın öğrencileriyle de mutabakat sağladık. Bahçeli’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığına Meclis’te karşı çıkan bir grup yok. Biz işi bitirdik. Bugün izin verin. Toplantıdan sonra adaylığınızı ilan edelim.”
Başbakanlığa hazır olmayan ve Ecevit’in kaptanlığındaki gemide tayfalığı kabul eden Bahçeli, Çankaya Köşkü gibi bir hedefi de olmadığı için bu teklife öfkelendi. “Siz hükümeti bozmak mı istiyorsunuz?” tepkisiyle ayağa kalkınca: “Efendim, DSP ve ANAP Grup Başkan Vekilleri’nin imzaları hazır. DYP ve FP imzaları toplamaya hazırlar” cevabını alınca koltuğuna gömüldü.
Bahçeli bu beklenmedik gelişme karşısında ne yapacağını şaşırmıştı. Ani atağa geçerek; “Ne yani beni Çankaya’ya yollayıp partinin başına sen mi oturacaksın. Buna asla izin vermem. Bu teklifi duymamış olayım. Partiyi kimseye bırakmaya niyetimin olmadığını iyi bilin” ... Bu teklifi yapan kişi bir süre sonra bakanlıktan istifa etmek zorunda kaldı. Yanlış anlaşılmasın. Halen MHP’nin saflarında bütünlüğü korumaya çalışıyor. Hem de hukuken yalnız bırakıldığı halde.
Sonuç olarak; Bahçeli, kaçırdığı fırsatı camiadan saklamaya çalışıyor. AKP’nin kurduğu tiyatro sahnesinde turlara katılarak Erdoğan’ın değirmenine su taşıyor.