Çarşı pazarda fiyatlar zirve yaptı.
İğneden ipliğe zam yağıyor.
Tüm zamların gerekçesi aynı: Dolar tarihi zirve yaptı.
Evet, yaptı ve benzin mazot fiyatları da, üretim ve nakliye masrafları da arttı.
Şu saat farkı inadından sabahın köründen gece yatıncaya kadar elektrik ve doğal gaz kullanıyoruz.
Devleti yönetenler konu "idam isteriz" olunca "vatandaş ne derse o" diyorlar da konu saat olunca neden inat ediyorlar ki?
Hani vatandaşın isteğine saygı nerede?
Hangisi doğru?
Pazardan alış veriş ederken fiyatların ikiye katlandığını görünce doların ekonomi üstündeki etkisini bir vatandaş olarak yaşıyoruz.
Et fiyatları zaten altın gibi döviz kurları gibi günlük zamlanıyor.
Fırıncılar da ekmek fiyatlarını artırmak istiyorlarmış.
Bakliyat fiyatlarına yansıyan zam oranı altını geride bıraktı.
Asgari Ücret'e yapılan 100 liralık artış daha Ocak ayı bitmeden eridi gitti.
Açlık sınırı, kişi başına düşen millî gelir filan hiç ilgilendirmiyor vatandaşı.
Zam yağmuru altında ezilmek, ay sonunu getirememek ve borçla yaşamak işte vatandaşın hayatı böyle zorda.
Ya şehitler?
Her gün gelen Şehit haberleri ile vatandaşın morali de bozuluyor.
Huzur kentlerimiz Kayseri ve İzmir bile hedef oldu.
Kalleşçe, haince saldırı altında ülkemiz, ama ana gündem maddemiz, "Başkanlık."
Başkanlık gelince;
Terör mü bitecek?
Şehitler vermeyecek miyiz?
Canlı bomba ve bomba yüklü araçlar yok mu olacak?
Döviz mi düşecek?
Zamlar mı bitecek?
Fiyatlar geriye mi gidecek?
Esad koltuğunu mu bırakacak?
Amerika, "Ben ettim siz etmeyin" mi diyecek?
Ne olacak, nasıl olacak?
14 yıldır ne istedi de yapamadı AKP?
Türkiye'de Başbakan, Amerika'daki Başkan'dan çok daha fazla yetkiye sahip.
Meclis seçimi ile Cumhurbaşkanı seçimi aynı gün yapılacak.
Diyelim ki "A" Partisi %50 oy aldı ve adayı da Cumhurbaşkanı seçildi.
Yasama ve Yürütme aynı elde yani Cumhurbaşkanında toplanacak.
Nerede kuvvetler ayrılığı?
Yasama ve Yürütme birleşecek değil mi?
Ve Yasama ile Yürütme partili Cumhurbaşkanının kontrolüne geçiyor.
Oldu diyelim de vatandaşa ne faydası olacak?
İşte burası vatandaşı direkt ilgilendiriyor.
Hatırlatayım ki Saddam da Kaddafi de tek adamdı.
Ne hale geldi Irak ve Libya görüyor, anlıyoruz.
Yapmayın bu zor günlerde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ayarları ile oynamayın ve "idam" örneğinde olduğu gibi vatandaşın, "Başkanlık rejimi istemiyoruz" haykırışına kulak verin.
Yarın "Kandırıldık, aldatıldık, milletim ve Rabbim affetsin" dediğinizi duymak istemiyoruz.
