Vampirler Libya’da!
Evet, Kaddafi de bir kan emici idi. Zalimdi, ruh hastasıydı. Hiç kimseden çekmedi Libya halkı Kaddafi ve ailesinden çektiği kadar. Zulüm elbette payidar olmaz, nitekim olmadı, olmuyor işte. Bütün bunlar doğru. Ama söyler misiniz lütfen, “Bu bir Haçlı seferidir” diyen Kaddafi haksız mı?
BM kararı imiş! Zalim bir liderin masum insanları katletmesini önlemek için yapılan bir müdahale imiş! Öyle diyor Obama, öyle diyor ABD Dışişleri Bakanı Clinton. Saldırılacak ülke bir İslâm ülkesi olduğunda nasıl da bir araya geliverdiler birkaç dakika içerisinde: Fransa’sından İngiltere’sine, Amerika’sından Kanada’sı ve diğerlerine kadar cümle Haçlı âlemi! Ölüm kusan uçaklarını, füzelerini, denizaltılarını, deliğindeki fareyi gören Avaks’larını nasıl da devreye soktular hemencecik. Aralarında Arap ülkeleri de varmış, biz bu Arap ülkelerine bakıp bunun bir “Haçlı Seferi” olduğunu görmeyeceğiz, öyle mi? Siz Çanakkale’ye de böyle gelmiştiniz, aranızda Müslümanlar vardı, hükmettiğiniz topraklarda, “Haydi halifeyi kurtarmaya gidiyoruz” diye kandırdığınız. Şimdikileri de, “Libya’ya insan hakları ve demokrasiyi getirmeye gidiyoruz” diye ikna ettiniz, güya! Siz, İzmir’e çıkarken de, İstanbul’u işgal ederken ve Anadolu’yu paylaşırken de ne çabuk bir araya gelmiştiniz. Türk’ü vuracaktınız, Müslüman’ı katledecektiniz, tarihin intikamını alacaktınız, Bursa’ya girdiniz, “Kalk da evlatlarını kurtar!” diye Osmanlı’yı kuran ceddimin tabutlarını tekmelediniz. Ne bitmez tükenmez öfkeniz, ne eksilmez bir kininiz varmış sizin böyle.
Sonra Afganistan’a çullandınız.
O gün biraz daha dürüsttünüz. Sağcı olan Bush’unuz, “Bu bir Haçlı seferidir” diye açık açık söylemişti. Solcu olan İngiliz Blair’iniz de, “Ordularımı göndermemde dini inançlarım önemli rol oynadı” deme yiğitliğini göstermişti. Irak’a çullanırken de çarçabuk elbirliği yaptınız. Sömürdüğünüz, insanını köle diye sattığınız, pamuk tarlalarında aç açık bıraktığınız, bir deri bir kemik vücutlarına kırbaç vura vura ürün toplattığınız Afrikalı bugün açlıktan ölüyor. Sizin Birleşmiş Milletleriniz bu insanlara bir tas pirinç, bir bardak su için sadra şifa bir kararı bir türlü alamıyor, alsa da uygulamıyor, uygulayamıyor. Ama iş Çanakkale’ye, Anadolu’ya, Afganistan’a, Irak’a, Libya’ya vurmaya geldi mi, o uluslar arası kuruluşlarınız ışıktan hızlı çalışıyor; bir de buna insanlık için demokrasi için demiyor musunuz, eh, pes vallahi!
İran’ın nükleer silahı olmayacak, Pakistan’ın elinden atom bombası alınacak ama İsrail’e atom bombası yapma ve o bomba ile etrafını tehdit etme hakkı anasının ak sütü gibi helâl olacak. İsrail, Filistin’de çoluk çocuk, kadın ihtiyar herkesin üzerine 1948’den 2011’e kadar her gün ölüm kusacak, siz, “E, o İsrail’dir, hedefindeki de Müslüman’dır, haklıdır” diyeceksiniz, sonra da çıkıp, “Kaddafi masum insanları öldürmesin diye Libya’yı biraz kan gölüne çevireceğiz, kusura bakmayın!” ricasında bulunacaksınız; biz de buna inanacağız, öyle mi?
İyi de..
Kaddafi kaç masum insanı 40 yıldır katlediyordu, neredeydiniz? O tarihlerde sizi fazla rahatsız etmiyordu, değil mi? Sonra, sizin Irak ve Afganistan’da katlettiğiniz masum insanların sayısı Kaddafi’nin katlettiği insanların on katı mıdır, yüz katı mıdır, bin katı mıdır, bir çetele tuttunuz mu? Afganistan ve Pakistan’da hemen her gün onlarca masum insanı camilerde, mevlit törenlerinde, düğünlerde katledip, “Pardon, yanlışlık oldu, kişi başına iki yüz dolar verelim, konu kapansın!” diyen siz katil sürüleri değil misiniz?
Ey millet...
Uyanın..
“Batı medeniyeti” diye bir şey yoktur, “Haçlı sürüsü” vardır. Bunun BM’si de budur, AB’si de budur. Kim ki “Diyalog” yahut “BOP” şemsiyesi altında bunları moda tabirle ’akredite’ ediyorsa, o senden değildir!
Bir gün Libya’ya, Irak’a, Afganistan’a vurdukları gibi sana da vurabilirler. Çünkü daha önce bunu yaptılar, bir defa, iki defa, üç defa yapan, dördüncü defa niye yapmasın?