Vakıflar'a dikkat
Ben bu sütundan psikolojik savaş konusunu yazmaktan bıkmadım. Sizlerin de okumaktan bıkmayacağınıza inanarak “Başörtüsü” tartışması altında yürütülen tehlikeye değinmek istiyorum.
TBMM’de her an gündeme gelecek bombanın adı Vakıflar Yasası konusunda her ne kadar CHP ve MHP Meclis’te mücadele etmeye çalışıyor olsa da malum partinin desteğini alan AKP hükümeti “verdikleri sözü” yerine getirerek Vakıflar Yasası’nı çıkarmaya kararlı. AKP sözcüleri her fırsatta Avrupa’daki Türk işçilerimizin sahip olduğu cami ve külliyelerden bahsederek bizleri “Sevr Paranoyası” na kapılmakla suçlayadursunlar ama kazın ayağı hiç de öyle değil.
Tapu ve Kadastro eski Genel Müdür Yardımcısı Orhan Özkaya, Vakıflar konusunda “karşılıklılık” ilkesinin olmasının mümkün olmadığını vurgulayarak, “Ne Makedonya’da ne de Batı Trakya’da bu ilke var. Yunanistan, Batı Trakya’daki vakıfların isimlerine bile müdahale ediyor. Biz ne kadar buradaki azınlık vakıflarının özgürlüklerini genişletiyorsak, Yunanistan tam tersine bu özgürlükleri kısıtlamaya devam ediyor” diyor.
“Karşılıklılık” ilkesinin Ermenistan, İsrail ve Süryanilere de olamayacağını vurgulayan Özkaya, “Oralarda bizim vakıflarımız var mı ki, onlara karşılıklılık çerçevesinde hak verelim” diyor.
Yeniçağ’ın gündeme getirdiği, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nden “Hazreti Musa, Hazreti İsa ve Hazreti Meryem’in adlarına kayıtlı taşınmazların” tapu bilgilerini isteyen yazısını da hatırlatan Özkaya, bakın daha neler anlatıyor: “Bu çerçevede önümüzdeki yıllarda Ayasofya bizden kesinlikle kilise olarak istenecek. Bunun dışında, Van’da bulunan ve yeni restore edilen Akdamar kilisesi ve Ermeni kiliseleri bizden istenecek. Ayrıca sinagoglar da istenecek. Geçtiğimiz dönem sadece İzmir’de 9 tane sinagog restore edildi. Atatürk’ün İzmir’in işgalden kurtulduktan sonra İzmir’e girişinde Kapılar mevkiinde bulunan Ayavukla Kilisesi’nden kendisine ateş açılmıştı. Atatürk sonradan burayı müze yaptı. Bu yasa kabul edilirse bu kiliseyi de isteyeceklerdir.”
Patrikhane’nin geçmişini ve “Kin Kapısı” olayını da hatırlatan Özkaya, “Patrikhane dini bir kurum olmaktan çıkmış, Yunan-Helen Milliyetçiliği’nin AB siyasetini takipçiliğine ve himayesine sığınarak ülkemizi bir kurt kapanı içerisine kıstırmıştır. Asıl amaçları emperyalist ABD ve AB’nin desteğini alarak patrikhane liderliğindeki evrensel kiliseler ağının kurulmasıdır” dedi.
10’uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in veto ettiği yasanın 26. maddesi nedeniyle Lozan’a aykırılığına işaret ettiğini hatırlatan Orhan Özkaya, yasa ile kilise devletçiklerinin kurulması tehlikesine de işaret etti.
Gazetemizin okuyucularının herkesten iyi bildiği “Kin Kapısı” olayını hatırlatmaya gerek duymadan Hazreti İsa’ya tapu kayıt belgelerini soranlara değinmek istiyorum.
Yeniçağ’ın 11 Temmuz 2006 tarihinde gündeme getirdiği haberde de Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’ne giden bir yazı, gündeme getirilmişti. Başbakanlığa bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü 25 Nisan 2006 tarih ve 02.1.VGM.0.12.00.303.01.99 sayı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na bağlı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nden, Hz. İsa ve Hz. Musa adına kayıtlı taşınmazların tapu bilgilerini istiyordu. Vakıflar Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Burhan Ersoy imzasını taşıyan yazı aynen şöyleydi:
“Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’ne/Ankara
Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde yapılan çalışmalarda yararlanılmak üzere öncelikle İstanbul-Çanakkale-İzmir ve Hatay illerinde bulunan nam-ı müstear, nam-ı mevhum (Hz. İsa, Hz. Meryem, Hz. Musa vb.) adlarına kayıtlı taşınmazların tapu bilgilerine ihtiyaç duyulmuştur. Söz konusu bilgilerin Genel Müdürlüğümüze gönderilmesini arz ederim.”
Ne alâ memleket değil mi? Ahiretten Haber Alma Ajansı aracılığıyla ne cevap aldıklarını biliyor musunuz?
TBMM’de acilen bir soruşturma komisyonu oluşturup, yasayı bir an önce geçirmek için “AHAA” dan yani Ahiretten Haber Alma Ajansı’ndan kaynaklarını kamuoyuna açıklamalarını bekleyeceğiz.