Vakıflar, tarikatlar, aktarılan paralar…

Duyuyorduk, biliyorduk ama bu kadarını beklemiyorduk.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, göreve geldiği günden bu yana ilk kez bu kadar önemli bir açıklama yaptı.

İmamoğlu, basın mensuplarına "Daha işin başındayız. Şu an itibariyle iptal ettiğimiz vakıflara aktarılmış, verilmiş kaynaklar adına söylüyorum. İptal edilmiş tam 357 milyon liralık sürece nokta koymuş durumdayız. Bunun içinde sadece bir vakfa yemek desteğinin 56 milyon liralık bölümü var. İnanılmaz. Bu milletin parasını nereye harcıyorsunuz? Bir bina yapılıyor, vakfa yapılmak üzere maliyeti 165 milyon lira. Artık o bina İstanbulluya ait. Bu daha başlangıç.

Makam araçları konusunda her gün arkadaşlarımı silkeliyorum. 357 milyon liralık tablo daha başlangıç dedim. Araçla ilgili kısımda da ciddi yol aldık. Ne yazık ki orada da muazzam bir israf var. Yakında sizleri çağıracağımız ve israfı gözler önüne seren bir buluşmamız olacak." Şeklinde konuştu.

Bu sözler son derece tarihidir. Açıklama yapıldığından bu yana AK Parti'den tek bir karşı yanıt, cevap gelmedi. Çünkü bunlar belgeli, çünkü resmi kayıtlara geçmiş harcamalar.

Tam 357 milyon TL!

Hem de bu daha başlangıç!

Giden vakıflara bakın; TÜGVA, Ensar, TÜRGEV, Aziz Mahmud Hudayi…

Ne yakın ne uzak çevremde bu vakıflardan destek alan, bu vakıfların yardımlarıyla ayakta duran tek bir kişi, aile tanımıyorum.

O zaman bu paralar nereye gidiyor?

Cevabı çok gecikmeden geldi.

Bir kısmı dolara çevrilip ABD'ye aktarılmış!

CHP'nin ABD temsilcisi Yurter Özcan, Ensar ve TÜRGEV'in ortak kuruluşu TÜRKEN'e ABD'de yaklaşık 54 milyon dolar bağış yapıldığı bilgisine ulaştıklarını belirtti.

Bakın iddia değil. "Bilgisine ulaştık" ifadesi var.

Demek ki kanıtlı, belgeli!

Vatandaşın vakıflara akıtılan paralarıyla ilgili ilerleyen günlerde şu savunma gelecek muhtemelen:

"FETÖ tehlikesine karşı gençliğimizi milli ve manevi bir şuurla yetiştirmeyi amaçladık. İhtiyaç sahiplerine, çocuklarımıza milli bilinci aşıladık. Böylece ileride FETÖ gibilerinin tuzaklarına düşmelerini engelledik."

Yapma ya!

Çok inandırıcı değil mi?

FETÖ'yü "cemaat" diye pazarlayıp; yargıyı, medyayı, orduyu, emniyeti, istihbaratı teslim ederken neden aklınıza "milli şuur" gelmedi.

İşte orada duracaksınız.

Kimse kimseyi kandırmasın.

Vatandaşın parası çalınmış, vatandaşın vergileri hiç edilmiştir.

Bunlar, sadece kayıtlı giderler!

Kayıt dışı ödemeler, ihaleler, medya destekleri…

Varın gerisini siz düşünün.

Marmaray'ın, Avrasya Tüneli'nin, Osman Gazi Köprüsü'nün ve yeni yapılan her otoyolun neden fahiş fiyatlı olduğunu daha iyi anlıyoruz!

Vatandaşın devlette değil de neden özel hastanelerde çuvalla para dökmek zorunda kaldığını daha iyi anlıyoruz.

Devlet okulları ve yurtlarının neden yetersiz kalıp da özellerin adeta para bastığını daha iyi anlıyoruz!

Çünkü vatandaşa harcanması gerekenler; eşe, dosta, vakfa, tarikata gitmiş!

Hem de yüz milyonlarca lira!

Yetmemiş dövize çevrilip, yurt dışına da gönderilmiş!

Yargı harekete geçer mi?

Geçmez!

Öyle bir hale geldi ki yargı; rüşvetin, yolsuzluğun, haramın belgesi ve kanıtı olsa da bir kulağı Saray'da oluyor. Oradan tepki yoksa, "suç yoktur" sonucuna varıyorlar.

Ama aynı yargı hükümetin bir yanlışı, hatası oldu mu onun üzerini jet hızıyla örtüyor.

Nasıl mı?

Kavakçı'ların İstanbul Belediyesi'nden haksız yere aldıkları burslar vardı ya…

Tüm bu skandallar ortaya çıkıp, bir bir haberleştirilmişti ya…

O haberlerin hepsine mahkeme "erişim engellemesi" kararı verip, yasaklattı.

Türkiye o beğenmedikleri "Eski Türkiye" olsaydı şu anda savcılar çoktan harekete geçmiş, hükümet ise istifa etme noktasına gelmişti!

Ama her şeye o kadar alıştık ki, İstanbul Belediyesi'nde ortaya çıkan yolsuzluklarla ilgili muhalefet bile sesini yüksekten çıkarmıyor!

Hâl böyle olunca, bize de birçok şey müstehak oluyor!

Bu arada, UBER'i zorla gönderen sarı taksilere sessiz sedasız yüzde 25 zam yapıldı. Nasrettin Hoca'nın Timur hikayesi gibi…

Yetmezz…Yüzde 100 yapın!

Yazarın Diğer Yazıları