Uzmanlara zulüm...
ABD'de Başkan yemin ediyormuş. Umurumda değil. Uzun süredir farklı sebeplerle bir arada kalmak zorunda kalan 52 eyaletin güneydeki önemli bölümü, Trump'ın ateşlemesi ile dağılma sürecine girmiştir. Öfkeliyim!. Gazetemizin Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve Sevgili kardeşim, KRT yorumcusu Afşin Hatipoğlu'nun uğradığı mafya yöntemi saldırı, Türk basını ve düşünce hayatına yapılmıştır. "Başına gelmeyenin hoşuna gidermiş" demiş büyüklerimiz. Kuklacıları belli...
Yöntem aynı. Kalleş pusu 19 ay önce evimin önünde tıpkısına uğradığım için bunun ne anlama geldiğini bilirim. O vakit: "Failler yargılanıp, cezalandırılmaz ise yol olur. Ve şiddetin dozu artarak ilerler" demiştim. Keşke haklı çıkmasaydık. İtalya'daki Musoli'nin Kara Gömleklileri, Almanya'daki SS'ler gibi Adliyenin ön kapısından girip, arka kapısından kahraman edalarıyla salıverildiler. Bu konuyu daha sonra derinlemesine yazacağım.
Bu sütun 10 yılı geçkin sürede kumpas davalarındaki tezgahları yazarak, FETÖ'nün izini sürdü. Sürdürmeye devam edeceğiz. 15 Temmuz hain kalkışmasından sonra da yaşanan hukuksuzlukları yazmaya gayret ediyorum. Salgın yüzünden duruşmaları eskisi gibi takip edemiyoruz. Cezaevlerinden gelen mektuplar, avukatlar ve ailelerin ulaştırdığı belgeler ışığında haksızlıkları dile getirmeye çalışıyorum.
Son bir ayda neredeyse her gün aranıyorum. Mesajlar yağıyor. Terörle mücadelede en önde olan gariban uzmanların ailelerinin çığlıklarına bigane kalamam. Melike Erken'in mektubunu okuyalım. inanın yoruma gerek yok. Adaletin düştüğü hale bakın:
"Size yıllardır yaşadığımız bu zamana kadar adaleti beklediğimiz, sonunda 23 Aralık 2020 tarihinde tahliyeleriyle sonuçlanan fakat bir hafta sonrasında hiçbir şeyin değişmediğini anladığımız ve bizi kahreden 21 uzman erbaş ailesi için çok önemli bir konudan bahsetmek istiyorum.
15 Temmuz hain darbe girişiminden hiçbir şekilde haberi olmayan belki binlerce kişi gibi Sabiha Gökçen darbe davasında yargılanan 21 Uzman Erbaş bu zamana kadar süren mahkemeler neticesinde bütün delillerin lehine olmasıyla birlikte bunca sene herhangi bir örgütle aidiyeti araştırılmış olsa da mahkeme kararlarıyla hiçbir şekilde bir bağlantısı olmamasına rağmen 4.5 sene sonucunda Yargıtay'ın ilk derece mahkemesinin kararını bozup, tekrar yargılanması neticesinde bu 21 Uzman Erbaş haksız yere 12.5 yıl ceza almasıyla da olsa 23 Aralık 2020 tarihinde tahliye edilmesi ile sonuçlanmıştır.
Tahliye kararından bir hafta sonra itiraz üzerine bu haksızlığa uğramış 21 Uzman Erbaş için tekrar tutuklama kararı çıkarıldığını öğrendik. Mahkemenin Yargıtay kararından sonra topladığı bütün kanıtlar ve bilgiler, bunun yanında bilgisini aldığı bütün tanıklar, sanıkların suçsuzluğunu daha da ispatlamasına rağmen bunlar gerçekleşti. Burada haberdar olmanızı istediğim konu şudur: 23. Ağır Ceza Mahkemesi, 4.5 sene yattığı süreyi göz önünde bulundurarak tahliye vermesine rağmen insanların hayatları üzerinden telafisi mümkün olmayan ruhsal zararlar oluşturabileceğini bile bile aslında bir üst mahkeme olmayan yalnız sıralamada yargılandığı mahkemenin bir üstünde bulunan 24. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz suretiyle bütün tahliye edilen bu masum, hiçbir şeyden haberi olmadığı kanıtlanmış, hiçbir örgütle ilişkisi bulunmadığı mahkemece karar verilmiş, FETÖ ile herhangi bir iltisaklığı bulunmadığı yine mahkemece aydınlanmış olmasına rağmen, belki kaçınılmaz hataya düştükleri defaatle açıklanmış 21 Uzman Erbaşın bütün ailelerini bu kadar süre sonunda sevinçlerini kursağında bırakacak bir biçimde tekrar cezalandırılması hangi adalet ve vicdanla açıklanabilir?
Madem cezasının hepsini çekmesi elzem ise o zaman bu muhakemeyi yapan 23. Ağır Ceza Mahkemesi neden bu masumları salmıştır eğer saldıysa 24. Ağır Ceza Mahkemesi tüm kanıtlara rağmen neden tekrar tutuklanmalarını istemiştir? Bunun hukuk ve adalette ki karşılığını ben bulamadığım için bunu sizlere belki haberiniz var belki yok bildirmek istedim.
Bu kadar ailenin yüreğine bu ateşleri salan ama çoğu kişinin haberdar bile olmadığı bu duruma sizde kamuoyuna daha aydınlatıcı bir dille yansıtacağınızdan eminim. Bir hafta arayla gerçekleşen bu tahliye ve yakalama kararları arasındaki zıtlık tüm aileleri parçalamış ve yaralar açmıştır. Kendi yakınımdan da bilmekteyim ki belki onarımı mümkün olmayacak problemler ortaya çıkaracaktır."
İlginiz için teşekkür ederim. Okuyacak, anlayacak çok fazla kişi olmadığını bildiğimden size bunu anlatmak istedim. Teşekkür ederim.