Uzman gözüyle üniversitelerimiz

Ülkemiz gençliğinin "hayat memat meselesi" kabul edilen "kader tercihleri" yarın başlıyor. Görüntülüsünden yazılısına kadar ortalık akıl hocasından geçilmiyor.

Bunları iki kategoride değerlendiriyorum; "at yarışı tahmincileri" ve göbekten bağlı bulundukları eğitim kurumlarına çalışanlar.

Kendi adıma ulema olmadığımı söyleyebilirim. Epey düşündüm ve bu konuda gerçek uzmanı buldum; "Dr. Göktan Ay". Her şeyden önce 44 yıllık eğitimci. İTÜ Konservatuvarında akademisyen ve de sanatçı.

Dr. Ay'ı tanıdığım günden beri Akademik Teşkilat Kanunu'ndaki eksik ve yanlışları düzeltme mücadelesi veriyor. Ona göre akademisyenler üretime katkı için hazır. Bunlar idealistler. Bir de öbür gruplar var ki kıllarını kıpırdatmıyor.

"Adamını bul"

Dr. Göktan Ay'ın önerilerini, özetleyerek bile olsa paylaşılmakta fayda olduğu inancındayım:

"Ülkemizde 206 üniversite var. Bunlarda (2017-2018) dönemi 7 milyon 560 bin 371 öğrenci eğitim alıyor,

Akademisyen sayısı 158 bin 98. Bunların 24 bin 640'ı profesör. 14 bin 456'sı doçent. 37 bin 520'si Dr. Öğretim Üyesi. 35 bin 484'ü Öğretim Görevlisi ve 45 bin 998'i Araştırma Görevlisi.

Cinsiyet konusuna gelince; 70 bin 235'i kadın ve 87 bin 863'ü erkek.

Dramatik durum

Her problem halledilmiş, akademik barış oluşmuş gibi ana hedef rektör olmak.

Nasıl olsa liyakat ve ehliyet birikim ve yayın özellikleri kalktı. "Üniversite sorunları" hakkında tek makalesi olmayanlar dönemindeyiz. En dramatik olan, rektör olunca neler yapacağına dair raporu olmayanlar iş başında. 'Nasılsa bir şeyler yapar.'

Oysa muhafazakâr denilen partilerin yıllardır referans gösterdiği İslam Hukuku düşüncesinde 'adalet' ve 'liyakat' ön plandadır.

Tehlike

Duraklama Devri devlet adamlarının seviye ve ehliyet bakımından en zayıf olduğu dönemdi. Devlet yönetiminde sadakat, liyakatin önüne geçmişti. O zaman 'baş üstüne, emriniz olur' ve 'Allah sizi başımızdan eksik etmesin' diyecek kişiliktekiler önemli yerleri işgal etmişlerdi.

Oysa Nisa Suresi'nde ne yazıldığına bakılmalıdır; 'Allah size emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve görev verildiğinde insanlara adaletle hükmetmenizi emreder.'

Durum

Kim Erdoğan'a yakın/ulaşabilir ise onlar görevlere atanıyorlar. Hatta bunlar için özel kararname bile çıkarılıyor. Atanan rektör 'Beni Cumhurbaşkanı atadı. Ben seçilmedim. Ayağınızı ona göre uzatın. Boşuna şikayet etmeyin' der.

İlginç olan taraf, rektörün hatalarının faturasının Erdoğan'a kadar uzanması görmezden gelinir.

Yaz yaz bitmiyor

Bazı rektörler;

* Seçimler tarihe karıştığı halde hâlâ 'seçimde bana karşı oy kullandın/çalıştın' diye husumet devam ettiriliyor. * Atadıkları dekan/müdür vb. hakkında eleştiri kabul edilmiyor. * Kapıları kapalı. Görüşmek mümkün değil. * Dr. Öğretim Üyesiyle beni görüştürmeyin diyenler var. * Dar bir kadro kurup, diğerlerini ötekileştiriyorlar. * Yeteneklerine göre görev dağıtımı yapılmıyor. * Olumsuz konuşanlara maddi manevi destek kesiliyor. * Yağdanlık akademisyenlere ise her türlü olanak tanınıyor. * Bilim/sanata öncelik vermek yerine kendilerine yakın olanlar tercih ediliyor. * İkinci görevi aldıktan sonra, daha üst makamlara gelebilmek için hükümete ve siyasilere yakın olan medyaya kapılar açılıyor. * Kul hakkına riayet edilmiyor, sırası gelen Doç. ve Prof'lara ayrıcalıklı davranılıyor. * Eleştiren akademisyen diğer gruplara da gammazlanıyor. * Verilen dilekçelere cevap vermiyorlar. 15 gün kuralına uymuyorlar. * Kolay çözülecek işleri mahkemelere götürüp kişiler mağdur ediliyor. * Disiplin suçları jürilerine, ona göre seçim yapıyorlar. * Mahkemeyi kazanan kişiye her güçlüğü çıkarıyorlar. Hatta sabah 8 akşam 8 mecburiyeti yaşatıyorlar. * Yabancı dil kıskacında tutulan 36 bin Yrd. Doç. Dr. bilindiği gibi Prof kadrosundan mahrum edildi.

Düşünmek

Bazı makamlar yan gelip yatma, hava atıp mağdur yaratma yerleri değildir. Sorunları çözme makamıdır. Yeniler bilmez ama eskiler böyle öğrenmiştir.

Yeni atanan rektörlerin mevcut dekanlar için YÖK'e şikayetler gelmesi üzerine üniversitelere tehdit yazıları gönderildi. Bu yazıda dekan profesörler korunuyor. 'Akademisyenlere' muhatap alınmıyor. Bu bir kollamadır. Dekana mobbing uygulayan rektör bazı akademisyene de nasıl mobbing yapmayacak? Asıl sorun burada. Bunu iyi düşünmek lazım. Gençler doğal olarak tercihleri yaparken bunları bilmiyorlar. Dua etsinler de problemi az okulları işaretlemiş olsunlar..."

...

GÜNÜN SÖZÜ

Yapabilen yapar, yapamayan öğretir. G. Bernard Shaw

Yazarın Diğer Yazıları