Uzaktan eğitim sorgulanıyor

Yüzüncü yılını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti büyük bir depremle karşılaştı. Depremle birlikte YÖK''ün aklı da sıfırlandı. Kahramanmaraş dahil 11 ilde bulunan üniversitelerin yurtlarının hiçbiri zarar görmemesine rağmen YÖK, aldığı bir kararla üniversitelerin tümünü "uzaktan eğitime" geçirdi. Milyonlarca öğrenci, akademisyen ve öğrenci velisi bu kararın neden alındığını sorguluyor. Alınan kararla öğrenciler apar topar yurtlarından çıkarıldı. Yerlerine deprem bölgesinden getirilen, deprem mağdurları aileler yerleştirildi. Türkiye''deki 208 üniversite "uzaktan eğitime" geçti. Bu karara özgür eğitim veren üniversiteler sessiz kaldı. Hükümet tarafından istenmeyen, dünya üniversiteleri tarafından otorite olarak kabul edilen, bir elin 10 parmağını geçmeyen hocalar itiraz etti. YÖK bu öğretim üyelerinin sesine kulaklarını kapadı. Oysa savaş zamanlarında bile üniversiteler kapatılmamıştı. Üniversitelerin kapısına kilit vurmak, bilime kapıları kapamak anlamına geliyor. Uygar dünya bir ülkenin zenginliğini yetiştirdiği bilim insanlarıyla ölçüyor. Burada düşünmek gerekiyor. Bu kararın altında ne yatıyor? Yüksek Öğretim Kurulu depremler sürerken, 9 Şubat''ta yayınlanan resmî gazetede Yükseköğretim Kanununun disiplin cezaları ile ilgili maddelerini değiştirdi. Anayasanın eğitim-öğretim alma hakkıyla ilgili 46. Maddesine aykırılık içeren tartışmalı 2. Madde de yeni YÖK yasasına eklendi. "Huzuru, düzeni bozma, saygısızlık, toplantıya katılma, şeref ve haysiyete tecavüz" gibi muğlak ifadeler kaşla göz arasında o deprem telaşında yasalaştı.

Hükümetin korkusu

Bu kararla üniversitelilerin eli kolu bağlanmış oldu. Özgürlükleri savunarak iktidara gelen hükümet, üniversitelileri keyfi bir kararla isterse üniversiteden uzaklaştırabilecek. Bu kararın alınmasında YÖK başkanlığının büyük katkısı var. Başkanlık hükümete yaranmak için, üniversitelerin yetkililerine yaptığı konuşmada "Üniversitelerde, hükümet aleyhine eylem ve konuşmalara meydan verecek kalabalıklar oluşmasına izin vermeyeceksiniz. Seçime yakın öğrenci kulüp çalışmalarını azaltacaksınız" diyerek üniversite yetkililerini uyardı. Bu karar sonrası üniversitelerde yaşanan olaylar bu kararı doğruluyor. Hükümetin korkusu yüzünden, deprem öne sürülerek üniversiteler kapatıldı. Bu karar karşısında insan düşünmeden edemiyor. Deprem olduğu sırada, askerlerin kışlalarında tutulması ne akla hizmet olabilir. Bu kararı eleştirenlere hükümetin verdiği cevap vatandaşlar tarafından teyit edilmiyor. Oysa Gölcük depreminde, ilk sahaya giden askerlerdi. Hemen kurtarma çalışmalarına başlamışlardı. Yüzlerce vatandaşımız kurtarılmıştı. Korkuların gölgesinde hiçbir zaman doğru kararlar alınmıyor.

Yazarın Diğer Yazıları