Utan Türkiye; Türkmenlerin umudu Barzani’de(!)
Aynı gazetenin iki yazarı; biri Barzani’ye bağlı peşmerge Musul’da IŞİD’e desteğe gitti yazıyor, öteki Barzani IŞİD’le savaşıyor! Birine göre IŞİD’in Musul’u zaptı “Şii Maliki’ye karşı Amerikan tezgahı”, diğerine göre “IŞİD, Amerikan destekli Maliki zulmüne isyan zeminini kullandı” ...
Herkes kendi kamuoyunu inşa/tatmin peşinde...
“En doğrusunu yaşayan bilir” dedim, kirli bilgi yağmuruna şemsiye açıp, ailesinin büyük bölümü halen Türkmeneli’nde yaşayan, bedeni İstanbul’da olmakla birlikte kalbi Kerkük diye atan Nefi Demirci’yi aradım.
“Hatlar kesik, iletişim mümkün değil” dedi; ne ailesine, ne de diğer sevdiklerine ulaşabilmişti. Türkmeneli Televizyonu’ndan takip etmeye çalışıyormuş gelişmeleri. Ama eli sürekli telefonda tabii; umut Türkmenin ekmeği!
“Musul düştü” cümlesi acı acı güldürüyor Demirci’yi;
“Ayakta mıydı ki!”
“Son seçimlerde 2 Türkmen, 8 Kürt milletvekili çıkardı Musul. Şimdi kastedilen IŞİD zaptı ise evet Musul düştü... Uzun zamandır Kürt baskısı altındaki Tuzhurmatu da öyle... Kerkük’ün içi de tehlikeli... Irak hükümetinin de, Irak ordusunun da esamesi okunmuyor bu şehirlerde... ‘Devlet’ tarafından terk edilmiş durumda; ya Barzani, ya IŞİD artık hangisi baskın çıkarsa!..”
Ya Türkmenler?
Demirci’nin cevabı tek kelime:
“Kaçıyorlar!”
Çünkü kaçmazlarsa ölüyorlar!
Çünkü “etnik” temelli bir çatışmada da, “mezhep” temelli bir çatışmada da “ilk hedef” , “istenmeyen kimlik” durumundalar!
“Üç gün önceki saldırıda 30 Türkmen öldü, 190’a yakın yaralımız var... Ondan önceki gün de saldırdılar, ondan önce de... Kerkük’te saat 6’dan sonra sokağa çıkma yasağı var. Türkmenler işlerine gidemiyorlar. İş yerlerini açamıyorlar. Evlerine hapsoldular. Çıktıklarında da katlediliyorlar. Şu anda tek öncelikleri yaşamak, can güvenliklerini sağlamak!”
Ve geldik en trajik bölüme... Musul, Kerkük ve Tuzhurmatu’da “can güvenliği kalmayan” Türkmenler “yaşamak” için nereye kaçıyorlar biliyor musunuz?
“Süleymaniye, ağırlıklı olarak da Erbil’e!”
Yani Barzani’nin, peşmergenin kucağına... Yani bir ölümden, bin beter ölüme!
“Denize düşen yılana sarılır” bile yetmiyor çaresizliklerini tarife!
Ve “diren Türkmen” bile diyemiyoruz biz onlara. Çünkü iktidarın parmağı var Barzani gibi IŞİD’in de palazlanmasında!
Gürül gürül haykırmak istiyorum;
“Arkanızdayız, hür günler yakın, Türkmeneli sahipsiz değil” diye yazabilmek...
Ama “Siz önce Diyarbakır’da kendi bayrağınıza sahip çıkın” diye, tokat gibi vurmazlar mı suratımıza.
Utanıyorum!