Usta’nın yeni kâbusu

Bu sıralar rastlıyorsunuzdur Cem Uzan haberlerine. Hem de kaçak iş adamının yurtdışında nasıl zevk sefa içinde yaşadığını, hangi sosyete mekanlarında ne hurmalar yediğinin fotoğrafları ile birlikte.
Peki, 2002 yılı seçimlerinde az kalsın Meclis’e girecek olan Cem Uzan’ın Genç Parti’sine ne oldu diye merak edeniniz var mı?..
Eminim ki; çoğunuz bu soruya “Yook!. Herhalde kapanıp gitmiştir. Ne olacak ki başka? Sesi sedası da çıkmıyor üstelik” diye cevap vereceksiniz.
“Yerden göğe kadar haklısınız” diyemeyeceğim.
Çünkü, geçtiğimiz günlerde Kayseri’den öyle bir istihbarat aldım ki adeta yerimden hopladım. Sağlam kaynakları ile birlikte istihbaratı veren değerli dostum dedi ki; “Git bak zahmet olmazsa, parti genel merkezine yerinde duruyor mu durmuyor mu?” Kendisine “Genel merkez mi kalır?.. Kapanıp gitmiştir” desem de içimdeki gazetecilik kurdu beni kemirip durdu.

 

 

Önce Yargıtay’a sorduk. Genç Parti’nin siyaseten faal(!) olduğunu ve Genel Başkanının da hâlâ Cem Uzan olduğu bilgisini aldık. Adres de verdiler;
Tunus Cad. 6/21 Kızılay
Üye sayısı da 56 bin 580 imiş..
“Bakar kör olmuşuz herhalde” dedim kendi kendime. Ankara’nın göbeğinde her gün önünden geçtiğimiz binayı görememişiz. Binadan içeri girdik. Niyetimiz bir yetkili bulup duyduklarımızın sağlamasını yapmak, biraz daha fazla bilgi almaktı. Daire kapısının önüne geldiğimizde şoke olduk.

 

 

Mahkemelerden, icra müdürlüklerinden gelen tebligatlar kapının üstüne yapıştırılmıştı. Görebildiğimiz tebligatlar da şunlardı;
16.04.2013 tarihli Anayasa Mahkemesi başkanlığından,
06.05.2013 tarihli Zeytinburnu Noterliğinden,
09.05.2013 tarihili Ankara 18. İcra müdürlüğünden,
10.06.2013 tarihli Ankara 20. İcra Müdürlüğünden,
17.06.2013 tarihli Ankara 15. İcra Müdürlüğünden,
18.07.2013 tarihli Bursa 16. Noterliğinden,
06.08.2013 tarihli Ankara 29. İcra Müdürlüğünden,
26.08.2013 tarihli Ankara 1. İcra Müdürlüğünden ,
28.08.2013 tarihli İstanbul Gaziosmanpaşa 1. İcra Dairesinden,
Bir de 18.01.2013 tarihli elektrik faturasına rastladık. Belli ki aylardır kimse uğramıyordu genel merkeze. Kapıyı ısrarla tıkladık ne açan ne de ses veren oldu...

 

 

Posta kutusundaki emniyet antetli zarfları da görünce apartman sakinlerine sorduk; “Ara sıra bir beyefendi gelip, biriken tebligatları alıp gider. Mayıs ayından beri de kapının hiç açıldığını, kimsenin geldiğini de görmedik” dediler.
Şimdii!..
“Bunca derdi varken ülkenin Genç Parti’den kime ne?”, “Ne olur bu saatten sonra Genç Parti’den?” de demeyin..
Canım memleketimdeki saltanat kavgası malumunuz. “Yok onlar hâlâ kardeşler” diyebilecek var mı?.. Artık açıktan birbirlerine beddua etmekten bile çekinmiyorlar.
Yüksek rakımlı tepelerde hazırlanan yeni parti senaryolarını sizlere taa aylar evvelden duyurmuştum. “Olmaz, olmaz” diye itiraz etmeyin. “Olamaz” dediğimiz nelere kaşarlandık da günlük rutinimiz oldu.
Kağıt üzerinde tüm teşkilatları var olan bir partinin tabelalarını bir günde tekrar asmak ve kolayca seçime girmek çok mu zor?
Tezgahçıların temel hareket noktası değil mi?
 “Nasıl olsa bu millet balık hafızalı!.. Bir hafta da cilalarız, olur gider” anlayışı.
Ya partinin üstündeki onca davalar ve de icralar?
Cemaatmatik, bir yıkamada kökünden halleder. Para işine de takmayın kafanızı. Memleket sevdasından Kayserili bir ağaya çözdürürler işi.
“Amma da yazdın ha!” dediğinizi duyar gibi oldum.
Benim işim habercilik. Sizleri bir kez daha bildiklerimden mahrum etmeyeyim istedim. Şööyle bir kıyısından geçtim duyduklarımın.
Usta, Cem Uzan’ı çiğ çiğ yese haksız mı?..
Kâbuslarının arasına bir de Genç Parti’nin ölüsünü sokuşturuyorlar!..

 

Fotoğraflar: Hanife Açıkalın

Yazarın Diğer Yazıları