Ürkütücü gidişatın korkusu!..
Dünyanın bütün ülkeleri dehşet verici bir mikrop saldırısının altında kendilerini kurtarmaya çalışırken, ne yazık ki gaflet ve cehalet yüzünden gidişatı belirsiz bir serüvene sürükleniyor Türkiye...
Çin'den başlayarak dünyayı kasıp kavuran Corona virüsü Türkiye'de de yaşamı yavaş yavaş teslim alırken, devletin önlemler konusundaki ürkek adımları, artan vakalar ve ölümlerle birlikte yurttaşlardaki paniği büyütürken, ülke genelinde huzursuzluğu arttıran manzaralar artık daha fazla dikkat çekiyor...
Neden "huzursuzluk" dedik, çünkü özellikle sosyal medyaya birçok kentten yayılan vahim corona görüntülerinin yanısıra, yurttaşların test, tedavi- hastane konusundaki kaygıları ve hem yurt içinde hem de yurt dışında yapılan araştırmaların ürkütücü sonuçları da arttırıyor belirsizliği...
Türkiye'de ne yazık ki yap-işlet-devret modeli ile yapılan hastanelere rağmen, sağlık altyapısı ve alanında uzman tıp adamlarının yetersizliği beklenmeyen bir virüs taarruzunun yarattığı tahribata yetişemiyor ve ülke genelindeki yakınmalar da ardı ardına medyaya yansıyor...
Hastane önlerindeki test kuyrukları, bazı fırsatçıların, artist bozuntularını kullanarak televizyonlarda uyduruk Corona ilaçlarının reklamını yapması, orada burada yapılan baskınlarda sahte maskeler ele geçirilmesi, piyasada temizlik ve sağlık ürünlerinin karaborsaya düşmesi ve diğer yandan milyonlarca insan da giderek daha çok büyüyen test yaptırma kaygısı da toplumsal huzursuzluğu büyütüyor...
Tüm bunlardan yola çıkarak, hükümetin Corona taarruzuna hazırlıksız yakalandığı gerçeği de önümüzdeki günlerde toplumdaki korkuyu ve tepkileri zirveye çıkartacak gibi görünüyor...
Peki, Corona tüm dünyayı pençesinde inletirken, tehdidin ne kadar korkutucu olduğunu, artan ölümlere rağmen bir türlü anlayamayan Türkiye nereye sürükleniyor?..
İlgisizlik, çaresizlik, yıkım!..
Çin'de salgının yavaşlamasının önemli isimlerinden Korona Mücadele Kurulu üyesi Li Lanjuan, Türk halkına, "3 hafta evden çıkmayın" diye seslenirken,
hem İçişleri hem de Sağlık Bakanı'nın açıklamaları, Türkiye'de toplumun önemli bir kesiminin Corona önlemlerine karşı duyarsız olduğunu gösteriyor...
Özellikle Orta Anadolu ile Doğu ve Güneydoğu'da kadercilik anlayışına sığınarak boşvermişlik sergileyenler, milyonlarca insanın yaşadığı bir coğrafyada toplumunun yaşamını adeta tehdit ediyor...
İstanbul'da ise halen bazı kahvehaneler ve hatta hamamlara yapılan baskınlarda kumar oynayanların gözaltına alınması toplumun bir kesimindeki cehaleti de deşifre ediyor...
Bu arada Corona virüsü dehşetinin açıklanan rakamlardan çok daha fazla olduğunu gösteren görüntüler de birçok internet platformunda paylaşılınca, toplumdaki gerginlik artıyor...
Örneğin; İstanbul'da bir hastanede çekilen görüntülerde, acil serviste onlarca yurttaşın adeta inleyerek yardım beklediğini gösteriyordu...
Bazı köylerle sağlık ocaklarının da karantina altında tutulduğu Urfa'da ise kırsaldan kente yoğunlaşan göç ve sığınmacı yayılımının sosyal iletişimi yoğunlaştırması, şehirdeki yüzbinlerce insanı giderek daha çok kaygılandırıyor...
Hüzeyfe Yıldız isimli bir vatandaşın, Twitter hesabından korona virüsle ilgili annesinin ve kız kardeşinin yaşadığı mağduriyeti anlatması ise İstanbul'daki bazı hastanelerde ürkütücü bir babıboşluk ve ilgisizlik olduğunu gözler önüne seriyor.
Yine İstanbul'da, corona şüphesiyle hastaneye başvuran Mustafa Uluç ve ailesinin yaşadıkları da, sağlık kurumlarında sarsıcı skandallar yaşandığını deşifre etti...
Çünkü Uluç'un Corona testi pozitif çıktığı halde eve gönderildiği, hastalığın bu yüzden bütün aileye ve apartmanda yaşayanlara da bulaştığı iddiası var.
Bu arada, bazı hastanelerin Corona hastalarından para aldığına ilişkin haberlerin medya yansıması da toplumda tedirginlik yaratıyor...
Madalyonun diğer yüzündeki çıkmaz ise
önceki gün İstanbul Aile Hekimleri Derneği'nden yapılan açıklamada dışa vurdu...
Şimdilik 24 doktor ve hemşirede Corona virüsüne rastlandığının duyurulması, sağlık çalışanlarında büyüyen çaresizliği de gözler önüne serdi...
İş işten geçmeden!..
Evet; yukarıdaki örnekleri neden verdiğimizi ve genel manzaraya neden dikkat çektiğimizi herkes anlamış olmalı...
Kimilerine basit gelebilecek bu örneklerin önümüzdeki günlerde daha da artacağından kimsenin kuşkusu yok...
Zaten Sağlık Bakanının her gece test- vaka ve ölü sayısını açıklamasıyla ortaya çıkan tablonun giderek ağırlaşması da, Coronanın Türkiye üzerindeki tahribatının büyüyeceğinin işaretlerini veriyor...
İşte yukarıda; sağlık kurumlarındaki başıboşluk, ilgisizlik, duyarsızlık ve çaresizliği anlatan örnekler, corona sıkıntısının toplumdaki tepkileri de artıracağını düşündürüyor...
Örneğin İstanbul'da, maske ticareti yapan bir şirkette silahların konuşması ve 4 kişinin yaralanmış olması ne anlama geliyor?..
Tüm bu saptamalardan şu sonuç da ortaya çıkıyor;
Her ne kadar bazı yandaş kesimler, AKP iktidarının Coronaya karşı insanüstü bir çaba verdiğini lanse etmeye çalışsa da, Türkiye'nin virüse karşı baştan itibaren teyakkuzda olmadığı, Umre'ye gidenlere izin verilmesi, İran kapısının ısrarla açık tutulması, Ege'de ro-ro seferlerinin devam ettirilmesi gibi laçkalıklarla ortadayken, ürkütücü bir gaflet ve pervasızlığı gösteren yaklaşım ne yazık ki sürüyor...
Hükümete yakın gazetelere dün yansıyan haberlerde, devleti yönetenlerin halen sokağa çıkma yasağı konusunda tereddüt geçirdiğine dikkat çekilirken, başka yayın organlarında ise büyük iş adamlarının kendi aralarında sokak yasağını konuştuğu, ancak çaresiz kaldığı yazılmıştı...
Meselenin özetine gelince; Ahval ve şerait çok büyük tehlike arz ediyor...
Çünkü hem vaka hem de ölü sayısı artarken, toplumun bir kesiminde, hastalıkla ilgili gerçeklerin gizlendiği tartışılırken, birçok şehirden gelen görüntülerde hastanelerdeki yığılmalar gözler önüne serilirken, salgın tehdidi ulusal çapta büyüyor...
Diğer yandan, İçişleri ve Sağlık Bakanlarının da söylediği gibi, Türkiye'nin birçok bölgesinde "evde kal" çağrılarına uyulmazken, tedbirsizlik ve genel laçkalık, giderek büyüyen bir salgını başıboş bırakmaktan öteye gitmiyor...
Evet; tüm bunlardan yola çıkarak toplumun tamamının yaşamını ilgilendiren çağrıyı bir kez daha yapmak gerekiyor;
Corona konusunda teyakkuza geçmekte geç kalan AKP iktidarı, adım adım uygulamaya çalıştığı önlemlerin yetersiz kaldığını da bir an önce görmeli ve salgının boyutları toplumun tamamını tehdit etmeden önce, daha etkili önlemleri bir an önce yaşama geçirmelidir... Hem de iş işten geçmeden!..