Ukrayna'da gözaltına alındık
Ukrayna''ya dair gözlemlerimi aktarmıştım.
Ancak ayrıntılarını anlatmam gereken durumlar ve kişiler var.
Özellikle de gazeteciler ve Dışişleri Bakanlığı...
Büyükelçilik ile birlikte Kiev''den Chernivtsi''ye geldiğimizde HalkTV için yayın yapmaya çalıştım.
İnternete ulaşmak zor... Yasak olan yerlerde çekim yapmak da bu zorluklara eklendi. Kaldığımız otelin 100 metre ilerisinde tren üst geçidi yayın için manzara açısından en güzel yer olarak duruyordu.
İnternet sorunu olduğu için ben yayını otel önünden gerçekleştirdim. Habertürk Muhabiri Çetiner Çetin ve kameramanı Hakan Öztürk, TRT kameramanı Murat Can Öztürk ve kameramanı Deniz Kahraman üst geçit üzerinde yayın yapmaya hazırlandılar.
Ben de yayın bitince yanlarına gitmek istedim.
Bir anda bir milis ve üstünde polis kıyafeti olan kişi Çetiner Çetin''in yanına gelip yayını durdurdu ve ellerini demir korkuluklara dayamalarını istediler. Ben onlara doğru yürürken hemen refleks ile telefon çekimi yapmaya başladım. Milis silahını çekti ve Çetiner Çetin''e bir şeyler söylüyordu.
Çetiner bana dönerek "Görüyorsun değil mi Murat. Her yerde aynı muamele. Bu kaçıncı aranış ve yere yatırılışımız. Bunu anlat. Kimse inanmaz sen kendin görüyorsun" diyerek olayı duyurmamızı istedi.
Gerçekten de Çetiner Çetin daha önce arabasına silahlı saldırı yapılmış, kırılan camını bantlayarak görevini yapmaya devam ediyordu. Verdiği emeğe saygı duymak gerek.
Polis, sonra bir polis daha geldi. İçinden biri benim telefonumu aldı ve tüm video ve fotoğrafları sildi. Sağolsun Büyükelçilik Müsteşarı geldi hemen ve durumu anlatmaya başladı.
Buna rağmen İstihbarat çağırıldı ve kimliklerimiz, pasaportlarımız kontrol edildi.
Fiili olarak gözaltına alınmıştık...
Habertürk ve TRT''nin kameraları kontrol edildi. Sonra istihbarat yetkilisi Rus sabotajcıları aradıklarını bunun bize mahsus bir uygulama olmadığını belirtmek zorunda kaldı ve oradan ayrıldık.
Ukrayna''nın hemen hemen her noktasında silahlandırılan milisler kafalarına göre bu şekilde arama yapıp karar alabiliyorlar.
Türk gazeteciler diğer yabancı temsilcilerden ziyade alnının akı ile mesleklerini yapmaya çalışıyorlar. Haber Global''den Mehmet Altunışık annesi ölmesine rağmen görevini terk etmedi. Mehmet, Türkiye''de Güneydoğu''daki çatışmaların yanı sıra Tunus, Mısır, Libya, Lübnan, Suriye ve Kuzey Irak''ta çatışma bölgelerinde görev yaptı. Tunus''ta başlayan Mısır, Bahreyn, Yemen, Libya ve Suriye''de halen devam eden Arap Baharı ayaklanmalarını takip etti. Değerli ve emektar bir gazeteci.
Gelelim diğer konuya.
Dışişleri Bakanlığı...
Ukrayna''da bulunduğumuz süre içerisinde Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran inanılmaz ilgili ve yardım etmek için elinden geleni yapıyor.
Dışişleri yetkilisi Onur Bey büyükelçilikte çalışan kişiler, hem gazetecilerin hem de vatandaşların ihtiyaçları için 7-24 telefonda takip ediyorlar.
Takip ediyorlar diyorum abartı değil, anlık konum alıp haberdar olmak, başımız sıkıştığında ulaşmak istiyorlar. Mesleğimizi yapmamız için de tüm resmî yazışma ve görüşmeleri yapıyorlar. Ukrayna Büyükelçisi ve Müsteşarı konuya son derece hâkim ve sıkı sıkıya takip ediyorlar.
Bunları anlatmamın sebebine geleyim...
Gerek tecrübe kazanmak, gerekse tanıklık yapmak için Ukrayna''ya giden Adem Metan, gördüklerini aktarmak için gelen Nevşin Mengü, Tuna Öztunç, Çetiner Çetin, İsmail Saymaz, Şirin Payzın, Esma, Murat, Deniz, Yavuz, Mehmet hepsi aynı duygu ile hareket ediyor: Gazetecilik...
İyi ya da kötü, tam ya da eksik, doğru ya da kısmen yanlış da olsa gerçek bilgiye yerinde ulaşmak için çaba sarf ediyorlar. Çok zor şartlarda gözlemlerini paylaşmak istiyorlar.
Dışişleri olsun, gazeteciler olsun gösterilen bu özveriye rağmen sıcak evlerinde oturarak Twitter''da ahkâm kesmeye çalışanlar var. Adem Metan''a, Nevşin Mengü''ye, Çetiner Çetin''e ve hatta İsmail Saymaz''a özveri gösteren diğer gazetecilere, Dışişleri Bakanlığı yetkililerine ileri geri konuşanlar var.
Madem çok iyi biliyorlar her şeyi, gidip Ukrayna''da daha iyisini yapabilirler yol açık.
Buyursunlar.
Dev bütçeli New York Times, BCC, Sky News vb. yabancı basın kuruluşları bile kara propagandaya alet olmuşken Türk gazetecilerin olanı olduğu gibi aktarma çabalarını hor görmek doğru değil.
Gazeteciler üzerinden kendi fikirlerinizi doğru çıkartacak argümanlar bulmaya çalışmanız zaten ahlaki bir problem.
Rusya''nın pozisyonunu, savaşın haklılığını ya da haksızlığını Ukrayna''da gördüklerimiz ışığında bir başka yazıda tartışırız.
Belli ki savaş Ukrayna topraklarına yerleşmiş.
Daha üzerine çok konuşulur.