Ukrayna'da gördüklerim

Yaklaşık bir haftadır Ukrayna''dayım.

Savaşı, insanlık dramını, şiddeti, mağdur olan çocukları kısacası ne olup bitiyor görmek için yerinden takip etmeye geldim.

Savaşın başından bu yana uğraşsam da yurt dışı yasağım var mı diye sorgulayıp vize sorunlarını çözerek ancak Ukrayna''ya gelebildim. Aslında siz bu yazıyı okuduğunuzda Türkiye''ye dönmüş olacağım.

Hemen notlarımı paylaşayım…

Vize ve evrak işlerini hallettikten sonra önce Polonya sınırına gittim. Sınırda çadırlar kurulmuş her tarafa dünyanın çeşitli yerlerinden gelen erzaklar yığılmış. Kadın ve çocuklar yoğunlukta. Hava kuru soğuk. Ukrayna sınır kapısından giriş yaptım. Sınır kapısındaki görevlilerin İngilizce bilmemesi işleri yavaşlatıyor. Akreditasyonumu ve kimliklerimi gösterince çözüldü.

Görevliler SİHA''ları öve öve bitiremiyor. Türk ordusunun büyüklüğü Ukrayna''da dillerde. Pasaportumu kaşeledikten sonra suratıma hüzünle "Welcome Ukraine" (Ukrayna''ya hoş geldiniz) demeyi de ihmal etmediler.

Sınırdan içeri girdim ama bu sefer de taksi yok. Ukrayna''nın içerisinden sınıra gelen kadın ve çocuk sayısı çok fazla… Ulaşım aracı neredeyse sıfır. Araç bulmak için askerlerle konuştum. Bir minibüs ayarladılar ancak minibüsün şoförü üç gündür uyumamış. Üstelik bu işi gönüllü yapıyor ve para almıyor.

Lviv-Kiev yolunda yaşananlar

1 saat sonra Lviv''e ulaştım. Lviv Ukrayna''nın batısında bir şehir. Buraya savaşın sıcak çatışması henüz uğramadı. Rusya belli ki burayı Ukraynalılar için çıkış kapısı yapmış. Neredeyse bütün göçmenler bu şehir üzerinden Avrupa''ya dağılıyor. Turistik bir şehir. Şimdilerde ise savaşın insanlar üzerinde bıraktığı izleri taşıyor.

Şehre ulaşınca beni Kiev''e götürecek arabanın şoförünü aradım. Onu beklerken soğuğun nasıl insanın iliklerine kadar işlediğini hissettim. Onca kadını ve çocuğu bir de bu soğuk havayla düşünün. Kadınlar belki dayanır ama çocuklara en azından yürek dayanmıyor. Hele bir de kendi çocuğunuzun yerlerine koyarsanız gözleriniz doluyor.

Bu dramı ardımıza koyup sabah 6''da Lviv''den Kiev''e doğru yola çıktık. Kiev''e giden en kısa iki yol var. Ya Rivne üzerinden geçeceksiniz ya da Ternopil. İkisi de ortalama 7-8 saat sürüyor. Fakat yolda çok fazla durdurulduk. Arama noktalarında her defasında kontrol edildik. Arama noktası dediğime bakmayın askerler yok, kollarında sarı bant olan Ukrayna devletinin silah dağıttığı siviller bunlar.

Kontrollerden geçmek için Türk pasaportu, bilet ve basın kartı istiyorlar yoksa geçişinize izin verilmiyor. Karşı şeritte ise uzun konvoylar var, insanlar hâlâ kaçmaya çalışıyor. En ilginci de Kiev''den gelen araçlarda beyaz tişört havlu vb. "bayraklar" var. Arabaların camlarında "bebek var" yazıyor. Kilometrelerce kuyruk…

Arabamızın benzini yolculukta bitti. Sadece 20 litre benzin almamıza izin verildiği için neredeyse her istasyonda durduk. Aslında istasyonlar kapalı. Sadece W06 ve SOCAR istasyonları açık. Onlarda da uzun kuyruklar var.

Bir arama daha. Her aramada pasaport, bilet, basın kartı soruluyor. Arama bitince de milisler sağ yumruğunu havaya kaldırıp "Slava Ukraine" (Yaşa Ukrayna) diyerek sizi gönderiyor.

Yolların ortasında beton bariyerler çapraz olacak şekilde yerleştirilmiş. Böylelikle gelen araçların yavaşlaması sağlanıyor. Çekim yapmak yasak.

Her köy girişi ve çıkışında yine arama. Kaç aramaya girdiğimizi sayamadım bile.

Bir de yanlış yola girdik. Yıkılan bir köprüye çıktı yolumuz. Haliyle çıkamadık. Bu sefer arabadan inip köprünün halini ve durumu kayıt altına almak için çektim. Bu köprüler genellikle Rus birliklerinin hareket kabiliyetini kısıtlamak için Ukraynalılar tarafından yıkılıyor. Ukrayna dümdüz ve adım başı nehirleri olan bir ülke. Haliyle köprülerin anlamı büyük…

Savaşın nefesi Kiev''in ensesinde

Yolculuğumuz 9-10 saat sürdü. Gündüz saatlerinde ulaştığımız Kiev''in girişinde araç kuyruğu var. Çünkü bir arama daha var girişte. İki buçuk saat bekledik. Patlama sesleri bu esnada kulağımıza gelmeye başladı.

Kiev''de önceden belirtilen "yer kalmadı", "oteller dolu" vs. gibi bilgiler doğru değil. Daha doğrusu evet öyleydi ama birkaç gün önce birçok gazeteci ve yabancı gözlemci, Rusya''nın olası bir operasyonu için kenti terk etmiş.

Burada da birkaç gün içerisinde Rusların Kiev''e gireceği konuşuluyor. Sonuç olarak savaşın nefesi başkentin ensesinde. Rusların kara birliklerinin çevirme harekâtıyla kente 4 noktadan giriş yapacağı belirtiliyor.

Türkiye''nin Büyükelçiliği Türk gazetecileri toplayarak, Kiev''den çıkardı. Sebebi ise Rusların yapacağı tam kuşatma. Kuşatma nedeniyle başta can güvenliği olmak üzere, yemek ve su bulabileceğimizi garanti edemiyorlar.

Hemen hemen tüm gazeteciler Türk Büyükelçiliğinin önerisine uyarak Romanya sınırındaki Çernivtsi şehrine geçtik. Büyükelçilik de bu şehirden çalışmalarını yürütüyor.

Ukrayna istihbaratı görüntüleri sildi

Çernivtsi tren istasyonu yanındaki otelde kalırken istasyonu çekmek istedik. Ancak hemen Ukraynalı milisler geldi ve Habertürk''ten Çetiner Çetin''i ve kameraman Hakan Öz''ü ellerini demir parmaklıklara dayayarak aradı. Hatta bir milis silahını da çekti. Kameralardaki görüntüleri sildiler. Ben cep telefonu ile çekim yapıyordum bunu görünce benim telefonumu da alıp her şeyi sildiler. Ukrayna istihbaratından iki kişi gelerek görüntüleri izledi. Bölgenin stratejik olduğunu Rus ajanlarının her kılığa girerek sabotajlarından şüphelendikleri için çekim yapmamızı istemediler. Büyükelçilik müsteşarı geldi ve olaya müdahale etti. En azından gözaltına alınmaktan kurtardı.

Bir de Ahıska Türklerinin çilesi var burada. Ukrayna vatandaşı oldukları için 18 yaşından büyük erkekler Türk olmalarına rağmen sınırdan geçişlerine izin verilmedi. Ukrayna pasaportları olması sorun yaratıyormuş. Onlar da sınırda yetkililerden yardım isteyenler arasındaydı.

Sonuç olarak burada da insanlar Avrupa''ya göç etmek için bir mücadele veriyor. Bizler de Büyükelçiliğin organizasyonuyla artık Türkiye''ye dönüyoruz.

Yaklaşık bir haftalık Ukrayna gözlemlerimde gördüm ki, savaşın uzamasının nedeni Rusların sivil ölümlerinden çekinmeleri. Çünkü Kiev''in tamamen boşaltılması için günlerdir bekliyorlar. Yoksa bölgede bahsedilen güç farkı, savaşın; on binlerce ölümle de olsa birkaç gün içerisinde bitebileceği yönündeydi... Fakat Ruslar da bu ölümleri istemiyor.

Anlıyoruz ki Rusların amacı, Kiev kuşatması başladıktan sonra işi pes ettirerek masada bitirmek.

Tarihe kayıt olacak notlar bu kadar. Biz gazeteciler her ne kadar bağımsız olsak da devlet-hükümet farkını burada görüyoruz. Böyle zamanlarda belki siyasi bir hükümete değil ancak devlete hem de güçlü bir devlete kesinlikle ihtiyaç duyuyorsunuz.

Umarım savaş en az kayıp ve yaralanmayla bir an önce biter. Olan yoksul Ukrayna halkına oluyor.

Yazarın Diğer Yazıları